Mikrofonun potunu kaldırdıktan sonra, gerçek kimliğinizi unutun. Artık siz, gerçek siz değilsiniz. Eğer sıkıcı biriyseniz, yeni bir karakter yaratmalısınız ve rolünüzün hakını vermelisiniz. Bu kuralı uygulamalısınız ancak bu mutlaka kendi kişiliğiniz olmak zorunda değildir. Oynadığınız karakterin kişiliğinden bahsediyorum. Hangi şartlarda olursanız olun mutlu olmak zorundasınız. Ya da öyle görünmek. Kiranızı ödeyememiş olmanız, bir yakınınızın ölmüş olması, sevgilinizle tartışmış olmanız, maaşınızın zamanında ödenmemiş olması gibi problemleriniz, radyoları başında sizi dinleyenlerin umrunda bile değildir. Olmaması gerekir, çünkü onlar radyoyu eğlenmek için dinlerler, sizin sandığınız gibi öğrenmek ya da herhangi başka birşey için değil. Ağzının iki tarafı kulaklarına varan ve değişik lehçelerle karşısındakiyle alay eden dj’leri model olarak göstermiyorum ancak hiç olmazsa gülümsemeniz şarttır. Elbette bunun da bazı istisnaları var. Örneğin hüzünlü bir son dakika haberi verirken gülümsemeniz ters tepkilere yol açacaktır. ‘E-5 Karayolu’nda meydana gelen kazada 5 kişi can verdi.’ haberini dile getirirken gülümserseniz, bitersiniz. Bu gibi durumlarda nötr olmaya dikkat edin. Kimi profesyoneller bu haberlerin bile gülümsenerek verilmesi gerektiğini düşünür, siz onlara kulak asmayın! Bu arada, ‘sadece müzikle radyo programı yapılmaz, konuşma maksimum seviyede olmalı, müzik sadece ara vermek içindir’ şeklinde düşünüyorsanız bu kitabı hemen kapatabilirsiniz, ben bu kitabı size yazmadım. Ne yazık ki; dramalar, dini yayınlar, arkası yarınlar, belgeseller, doğum kontrolü ve benzeri konulardaki eğitim programlarını içeren radyolar bu kitabın ilgi alanına girmiyor.