instagram takipçi satın al

Etiketlenen üyelerin listesi

Sayfa 2 Toplam 3 Sayfadan BirinciBirinci 123 SonuncuSonuncu
Toplam 24 adet sonuctan sayfa basi 11 ile 20 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Tıp Sözlüğü

  1. #11
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    Booking.com
    LABİL:Kararsız çabuk değişen.


    LAKTASYON:Annenin süt verme devresi.


    LAKRİMA:Göz yaşı.


    LAKÜN:Küçük boşluk delik.


    LAGOFTALMİ:Göz kapaklarındaki bozukluk nedeniyle gözlerin tam kapanmaması hali.


    LAP:Lenfadenopati'nin kısaltılmış şeklidir. Lenfadenopati lenf bezlerinde büyüme anlamına gelir.


    LAPARATOMİ:Teşhis amaçlı veya ameliyat için karın boşluğunun açılması.


    LAPAROSKOPİ:Ucunda kamera olan laparoskop denilen aletle karın boşluğunun endoskopik incelenmesi.


    LARVA:Tırtıl kurtçuk.


    LARENKS:Gırtlak.


    LARENJİT:Larenks iltihabı.


    LARENGOSKOP:Bogazın muayenesine yarayan aynalı ışıklı alet.


    LARENGOSKOPİ:Gırtlağın içinin larengoskop ile muayenesi.


    LENFOMA:Başlangıcını lenfoid dokudan almış ur.


    LEZYON:Genel anlamda henüz tam olarak niteliği tespit edilmemiş bozukluk.


    LİGAMENT:Vücudun muhtelif eklemlerinde organlarında bulunan bağlara verilen isimdir.

  2. #12
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    MAKRO:Büyük.


    MAKROSEFALİ:Başın (beynin) normalden büyük olması.


    MAGNET:Mıknatıs.


    MALABSORBSİYON:Emilimin bozuk oluşu.


    MALADİ:Hastalık.


    MALASİ:Keyifsizlik kırıklık.


    MALARYA:Sıtma.


    MALE:Erkek.


    MALFORMASYON:Kusurlu oluş sakatlık.


    MALFONKSİYON:Her hangi bir organın yetersiz veya dengesiz görev yapması.


    MALİGN:Habis kötü huylu.


    MALLEOL:Ayak ekleminin her iki tarafındaki kemik çıkıntılarına verilen isim.


    MALLEUS:Orta kulaktaki çekiç kemik.


    MALNUTRİSYON:Sağlık için şart olan vitamin mineral protein ve benzeri maddelerin yetersiz alınmasından doğan hastalıkları tanımlayan bir terimdir.


    MALPRAKTİS:Tıpta yanlış özensiz tedavi.


    MASTEKTOMİ:Ameliyatla memenin alınması.


    MAMİLLA:Meme başı.


    MAMOGRAFİ:Meme filmi.


    MANDİBULA:Alt çene kemiği.


    MANİ:Aşırı neşe şeklinde beliren psişik hastalık.


    MANİFEST:Aşikar gizli olmayan.


    MARFAN SENDROMU:Sebebi bilinmeyen herediter genetik bir hastalık.


    MARİHUANA:Esrar.


    MASTEKTOMİ:Memenin her hangi bir rahatsızlık nedeniyle alınmasıdır. Basit mastektomi sadece meme dokusunun çıkartılmasıdır. Radikal mastektomi ise kanser vakalarında baş vurulan memeyle birlikte memenin altındaki kasların ve koltuk altındaki lenf bezlerinin de çıkartılmasıdır.


    MASTİTİS:Memenin iltihabıdır emziren annelerde sütün birikmesi nedeniyle veya meme başındaki çatlak nedeniyle sık rastlanan bir durumdur.


    MASTOİDEKTOMİ:Mastoid hücrelerin iltihaplanması nedeniyle mastoid kemiğin çıkartılması ameliyatıdır.


    MASTOİDİT:Kulak arkasında bulunan mastoid kemiktekimastoid hücrelerinin iltihabıdır. Genellikle orta kulak iltihaplarını takip eder.


    MAZOHİST:İşkenceden zevk alan işkence tarzı hareketlerden cinsel haz duyan.


    MENENJİT:Beyin zarlarının (Meninkslerin) iltihabıdır.


    MENOPOZ:Adetten kesilme.


    MENSTRUAL:Menstruasyonla ile ilgili adet görme ile ilgili.


    MENSTRUAL SİKLUS:Adet görme dönemleri iki adet arası.


    MENTRUASYON:Adet görme ay başı. (bayanlarda periodik kanama)


    MENTAL RETARDASYON:Zeka gelişiminde gerilik.


    METASTATİK:Metastaz yapmış lezyona verilen isim. (Başka bir organdan atlamış tümöral oluşum)


    METASTAZ:Herhangi bir organdaki kanser hücrelerinin vücudun başka bir bölümüne atlamasıdır.


    MİTOZ:Hücre bölünmesi.


    MİYOM:Uterus adalesinin iyi huylu tümörüdür.


    MUKOLİTİK:Mukus'u eriten anlamındadır. Yani akciğerlerde oluşan ve katılığı nedeniyle çıkarılmakta güçlükle karşılaşılan mukus'un (balgam) kıvamını azaltarak atılmasını sağlayan ilaçlar.


    MUKOZA:Bazı organların iç yüzlerini kaplayan ve salgı üreten doku tabakası

  3. #13
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    NARKOANALİZ: Psikanalize yardımcı olmak amacıyla bir narkotik ilacın kullanılmasıdır.


    NARKOLEPSİ:Önüne geçilemiyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi.


    NARKOZ:Ameliyat yapmak için duyu hareket ve bilincin damar yolu veya solunum yolu ile narkotik madde verilerek uyuşturulmasıdır.


    NARKOTİK:Uyutucu uyuşturucu.


    NARSİZM:Kendi kendini sevmek anlamına gelir.Aslında gelişimin normal bir safhasını teşkil ederancak hayatın ileri devrelerinde varlığı anormal sayılır.


    NATAL: Doğuşa ait.


    NAZAL KEMİK:Burun kemiği.


    NAZOFARİNKS:Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge.


    NATRİUM sodyum.


    NATUREL:Normal tabii.


    NAUSEA:Mide bulantısı.


    NEBULİZER:Sıvıyı püskürterek uygulamaya yarayan alet.


    NEONATAL:Yeni doğana ait.


    NEOPLAZİ: Patalojik anlamda yeni doku oluşumu.


    NÖROLOJİ:Asabiye sinir hastalıkları.


    NÖROŞİRÜRJİ:Beyin cerrahisi.


    NODÜL:Yuvarlak çapı 1 cm'den küçük patolojik oluşumlar.

  4. #14
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    OBDUKSİYON:Otopsi.


    OBEZ:Şişman.


    OBEZİTE:Şişmanlık.


    OBJE:Görülebilen veya dokunulanilen herhangi bir şey.


    OBJEKTİF: Duyulup görülebilen idrak edilebilen.


    OBLİTERASYON:Vücuttaki boşlukların tıkanması.


    OBSERVASYON:Müşahade.


    OBSESYON: Daimi endişefikri sabit nöroz.


    OBSTRÜKSİYON:Tıkanma engel.


    OBSTETRİ: Doğum bilgisi.


    ODİOGRAM:Kulağın işitme gücünün kaydıdır odiometri cihazı ile ölçülür.


    OEDİPUS KOMPLEKSİ:Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu bilinçsiz yakınlık nedeniyle babasını kıskanması ve bununla ilgili ruhsal bozukluklar kompleksine verilen isimdir.


    ODONTOİD: Diş şeklinde.


    OFTALMİK:Göze ait.


    OFTALMOPLEJİ:Göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo.


    OFTALMOLOJİ:Göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı.


    OFTALMOSKOP:Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet.


    OFTALMOSKOPİ:Oftalmoskop ile gözün içinin muayene edilmesi.


    OFTALMOLOJİST:Göz hastalıkları uzmanı göz mütehassısı.


    OFTALMOTONOMETRİ:Göz içi basıncın ölçülmesi.


    OKKULT:Gizli kapalı.


    OKLUDE:Kapalı tıkalı.


    OKSİPUT:Başın arka kısmı.


    OKULOMOTORYUS:Gözü hareket ettiren sinirlerden birisidir.(3.kafa çifti Nervus Oculomotorius)


    OKÜLER:Göze ait.


    OLEKRANON: Dirsekteki çıkıntı.


    OLFAKTORYUS:Koku siniri.(Nervus Olfactorius)


    OLİGÜRİ:İdrarın normalden az çıkartılması


    OLİGO:Geriküçük.


    OLİGODENDROGLİOMA:Sinir sistemi destek dokusuna ait özellikle beyincikte görülen kötü huylu tümör.


    OLİGOSPERMİ:Menide spermatozoidlerin normalden az oluşu.


    OMENTUM:Karın içerisinde barsakları örten oluşum.


    ONANİZM:Genital organlar ile oyna***** kendi kendine tatmin.


    ONKOLOJİ:Tümöral oluşumlarla ilgili bilim dalı.


    OPAK: Donuk şeffaf olmayan.


    OPERABL:Ameliyat edilebilir ameliyat edilmekle halen bir şansı olan. ( aksi; inoperabl )


    OPERASYON:Cerrahi müdahale ameliyat.


    OPİAT:Afyonlu ilaç uyuşturucu.


    OPİSTOTONUS:Bazı hastalıklarda vücudun ekstansör (gerici ) kaslarının gerilmesi sonucu gövdenin yay biçimi alarak kasılmış hali. ( Örn. Tetanozda )


    OSTEOGENESİS:Kemik oluşumu kemiklerin gelişimi.


    OSTEOGENESİS İMPERFEKTA:Kemiklerin kolayca kırılacak şekilde gevrek oluşu ile karekterize kalıtsal nitelik gösteren hastalık.


    OSTEOJENİK:Kemik yapıcı.


    OSTEOİD:Kemik gibi kemiğimsi.


    OSTEOLİZ:Kemiğin çürümesi nekrozu erimesi.


    OSTEOMALASİ:Kemiklerin yumuşaması ile karekterize bir hastalık.


    OSTEOMİYELİT:Kemik iltihabı.


    OSTEOFİT:Kemiklerde patalojik olarak oluşan çıkıntı şeklindeki oluşumlar.


    OSTEOPLASTİ:Kusurrlu kemiği düzeltme veya sağlam kemikle değiştirme ameliyatı.


    OVOBLAST:Yumurtanın geliştiği hücre yumurta hücresi.


    OVOSİT:Olgunlaşma devresinden önceki dişi cinsiyet hücresi.


    OVÜLASYON:Kadınlarda yumurtalıklarda ovüm'ün (Yumurtanın) atılmasıdır. Ovülasyon genellikle adet dönemlerinin ortasına rastlayan 11-14. günler arasında olur.

  5. #15
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    ÖDEM:Vücutta anormal miktarda su toplanmasıdır.Kalp damar ve böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı allerjik durumlarda ve beyin travmalarında ciddi sonuçlar doğurabilir.


    ÖDİPUS KOMPLEKSİ:Bkz. ODİPUS KOMPLEKSİ.


    ÖSTAKİ BORUSU:Orta kulakla nazofarenksi birleştiren atmosfer basıncı ile orta kulak içi basıncı dengeliyen yola verilen isimdir.


    ÖSTROJEN:Yumurtalıklardan salgılanan ve insanlarda sekonder cinsel karakterlerin gelişmesini sağlıyan hormondur.


    ÖTENAZİ:Kısaca ölüm hakkı da denilebilir.Tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin verilmesidir.Yasal değildir.


    ÖZEFAGUS:Yemek borusuna verilen isimdir yutak ile mideyi birleştirir.

  6. #16
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    PAKİMENENJİT:Beynin en dış zarının (dura mater) iltihabıdır.


    PANDEMİ:Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isimdir.


    PALİLALİ: Psikolojik bir bozukluk olup aynı cümle veya kelimenin bir çok defa tekrarlanmasıdır.


    PALYATİF:Hafifletici.


    PALPASYON:Elle dokunularak yapılan muayene.


    PALPİTASYON:Kalp çarpıntısı.


    PALSY:Felç inme.


    PAN:Bütün.


    PANARTERİT:Bütün arterleri kapsayan iltihabi durum.


    PANKARDİT:Kalbin bütün zarlarının iltihabı.


    PANKREAS:Karın boşluğunun üst tarafında ve bel omurlarının ön kısmında yerleşik bir organdır.Salgılarıyla sindirm fonksiyonuna yardımcı olur ve kan şekerini düzenler.


    PANKREATİT: Pankreas iltihabıdır.


    PANOFTALMİ:Gözün bütün tabakalarının iltihabı.


    PANSİNÜZİT:Bütün yüz sinüslerinin iltihabı.


    PAPİLLOM:Meme başı gibi çıkıntılar yapan iyi huylu tümörler.


    PAPİLLOKARSİNOM:Kötü huylu papillom.


    PAPAVERİN:Opiumdan elde edilen düz kasların spazmını çözücüetkiye sahip bir alkaloid.


    PAPİLLİT:Görme sinirinin retinaya girdiği yerin(optik papilla)ödemli iltihabı.


    PAPÜL:Ciltteki sınırları belirgin kabarık 1 cm'den küçük çaplı lezyonlardır.


    PARA:Yanında yan. Örn. (Para-aortik aortun yanında)


    PARAKARDİAK:Kalbin yanında kalbe komşu.


    PARALİTİK:Felç olan felçli kişi.


    PARALİZİ:Felç.


    PARAMEDİAN:Orta hattın yanında orta hatta yakın.


    PARAMEDİKAL:Bir dereceye kadar tıpla ilgili hekimliği kısmen ilgilendiren.


    PARANAZAL:Burun boşluğunun yanında buruna komşu.


    PARANKİM:Bir organ yada bezin görev gören dokusudur. Örneğin karaciğer parankimi denildiği zaman karaciğerin bütünü anlaşılır.


    PARAOZEFAGEAL:Özefagusun ( yemek borusu ) yanında yer alan.


    PARAPLEJİ:Belden aşağı her iki bacağın tutmaması felç hali.


    PARAPAREZİ:Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci örn. hareket olup yardımsız yürüyecek kadar güç olmaması.


    PARATİROİD:Tiroid bezi arkasında bulunan dört adet küçük beze verilen isim.


    PARATİROİDEKTOMİ: Paratiroidlerin ameliyatla çıkartılması.


    PARATRAKEAL:Nefes borusunun yanında yer alan.


    PARAVERTEBRAL:Omurganın ( Vertebral Kolon ) yanında yer alan.


    PARAZİTEMİ:Kanda parazit bulunması.


    PARAZİT:Asalak.


    PARASENTEZ:İçinde su veya cerahat toplanmış bir vücut boşluğundaki sıvıyı çıkarmak için yapılan delme ameliyatı.


    PARENKİM:Organın kendine özel doku yapısı.


    PARENTERAL:İlaç veya serumların ağız yolu ile değil damar yolu adele içi gibi yollarla verilmesi.


    PARESTEZİ:Uyuşma karıncalanma veya yanma hissi gibi duyusal bozukluklar.


    PARİETAL KEMİK:Kafatasının her iki yan tarafındaki kemiklere verilen isim.


    PAROKSİSMAL:Ani ve geçici krizler halinde gelen.


    PARONİŞİ:Tırnak yatağı iltihabı dolama.


    PARSİYEL:Bütününü kapsamayan tam olmayan kısmi.


    PARTİKÜL: Parçacık zerre.


    PARTUS: Doğum.


    PAROTİS BEZİ:Kulak altı tükrük bezi.


    PAROTİTİS:Kabakulak.


    PATELLA: Diz kapağı kemiği.


    PATOJEN:Hastalık yapan madde veya mikroorganizmalar.


    PATOGENEZ:Hastalığın esas ve gelişimi.


    PATOGNOMONİK:Bir hastalık için çok özel belirti bu varsa mutlaka o hastalık akla gelmelidir gibi.


    PATOLOJİK:Normal olmayan hastalıklı.


    PATOLOG:Hastalık nedeni ile dokularda meydana gelen değişimleri inceleyen bilimle uğraşan kişi.


    PEDİATRİ:Çocuk hastalıkları ile uğraşan tıp dalı.


    PEDİATRİST:Çocuk hastalıkları uzmanı.


    PELVİS:Leğen kemiği.


    PENİS:Erkek cinsel organı.


    PERİTON:Karın içi organları çepeçevre saran karın boşluğunun iç yüzünü örten zardır.


    PERİTONİT: Peritonun iltihabıdır.


    PERORAL:Ağız yolu ile.


    PETEŞİ:Ciltte nokta biçiminde kanamalar. (Damar dışına kan çıkması)


    PHENOTYPE:Kişinin kalıtsal yapısının dışa akseden görünümü aynı tür fertlerini belirleyen gözle görülebilen özelliklerin tümü.


    PITRIASIS: Daha çok gövdede ve uzuvların gövdeye yakın yerlerinde yerleşen bazan kepeklenme gösteren bir cilt hastalığıdır. Çeşitli türleri vardır bunlardan PITRIASIS VERSICOLOR'da deniz mevsimlerinde hasta olan bölge güneş ışını almadığı için daha belirgin hale gelir.


    PLAK: Plak dermatologlar için açık bir anlamı olan ancak başkaları tarafından genellikle anlaşılmayan bir terimdir. Yüksekliğine oranla kapladığı alan geniştir ve keskin bir kenarı vardır. Plaklar en sık sedef hastalığında (psöriasis) görülür.


    PLEVRA:Akciğerleri ve göğüs kafesinin iç yüzünü örten zar.


    PLEVRAL: Plevraya ait.


    PLÖREZİ: Plevra iltihabı. Akciğerin üzerini örten plevra ile göğüs duvarını örten iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesi.


    PLÖRİT: Plevranın sıvı birikmeksizin kuru iltihabı.


    POLİKİSTİK:Bazı organlarda çok sayıda içi sıvı ile dolu oluşumlara verilen addır. Polikistik böbrek polikistik meme gibi.


    POLİP:Organların ve vücut boşluklarının iç yüzünü kapsayan mukoza adı verilen tabakadan menşeini almış saplı iyi huylu küçük ur.


    PROSTAT:Erkeklerde mesanenin altında ve idar yolunun başlangıcında bulunan genital sisteme ait bir bez.


    PROSTATİT: Prostat iltihabı.


    PSORIASIS:Halk arasında sedef hastalığı olarak bilinir. Sık rastlanan özellikle diz ve dirseklerde ve vücudun diğer bölgelerinde rastlanan simetrik kırmızı kabuklanma ve pullanma gösteren bir cilt hastalığıdır. Sebebi bilinmemektedir.


    PULMONER:Akciğer veya akciğerlerle ilgili.


    PULMONER ARTER:Akciğerin büyük besleyici arteri.


    PÜSTÜL:Ciltte içerisinde cerahat bulunan kabarık lezyonlardır.

  7. #17
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    RABİES:Kuduz.


    RADİUS:Ön kolun dış tarafında (baş parmak tarafında) bulunan kemiktir.


    RADİKAL:Sebebe yönelik köklü.


    RADİKÜL:İnce dal küçük kök.


    RADİKÜLİT:Omurilikten çıkan sinirlerin (spinal sinir) kök iltihabıdır.


    RADİKÜLOPATİ:Spinal sinir köklerini tutan herhangi bir hastalık.


    RADYOAKTİF:Radyasyon yayan özelliğe sahip.


    RADYODERMATİT:Işına maruz kalmış ciltte meydana gelen dermatit.


    RADYOLOJİ:Genel anlamda X ışınlarıses dalgaları veya diger yöntemleri kullanarak teşhis hizmetleri veren tıp dalıdır.


    RADYOTERAPİ:Işınlama kullanılarak yapılan tedavi yöntemi.


    RAHİM:Uterus döl yatağı.


    RAŞİTİZM: D vitamini eksikliğinin neden olduğu çocuklarda görülen bir hastalıktır.Kemik teşekkülünün tam olmaması nedeniyle tedavisi geciktirilmiş ihmal edilmiş vakalarda uzun kemiklerde deformiteler teşekkül eder.


    RAYNAUD:Sebebi bilinmeyen daha çok orta yaşlı kadınlarda rastlanan bir rahatsızlık olup özellikle soğuğa maruz kalınca parmaklarda morarma ve hissizleşme ile karakterize bir damar rahatsızlığıdır.


    REFRAKSİYON:Kırılma.


    REFRAKTOMETRE:Görme bozuklukluklarını ölçen cihaz.


    REJENERASYON:Harap olmuş bir dokunun kendini yenilemesi tamiri.


    REJİONAL:Bir bölgeye ait.


    REGRESYON:Bir hastalık belirtisinin gerilemesi şiddetinin azalması.


    REGURJİTASYON:Yenilen yiyecek ve içeceklerin kusma olmaksızın ağıza geri gelmesi.


    REHABİLİTASYON:Fiziki hareket kusurlarını düzeltme yeniden kazandırma.


    RELAKSİN:Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon.


    REMİSYON:Hastalık belirtilerinin sönmesi.


    RENAL:Böbrekle ilgili.


    RENAL ARTER:Böbrek arteri.


    REPRODUKTİF :Çoğalabilen.


    RESPİRASYON:Solunum nefes almak.


    RESPİRATUVAR SİSTEM:Solunum sistemi.


    RETANSİYON:Birikme toplanıp kalma. ( Örn. İdrar retansiyonu;idrar tutulması idrar yapamama.)


    RETİKÜLER:Ağ gibi ağ biçiminde.


    RETİNA:Gözün en iç tabakası ağ tabaka.


    RETİNİT:Retina iltihabı.


    RETROBULBER:Göz küresinin arka kısmı.


    RETROBULBER NÖRİT:Görme sinirinin gözün arka kısmındaki bölümünün ani görme kaybı ile karekterize iltihabi durumu.


    RETROGRESSİV:Gerileyen.


    RETROPERİTONEAL: Periton zarının arkasında.


    RETROVERSİ:Bir organın normal konumda değil arkaya doğru eğik durumda olması.


    REVASKÜLARİZASYON:Yeniden damarlanma.


    REZEKSİYON:Bir organ veya vücut kısmının bir bölümünün veya tamamının çıkartılması.


    REZİDÜ:Artık bakiye.


    REZİDÜEL:Kalan artan. ( Örn. Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan sonra çıkartılamı***** geride kalan idrar.)


    REZİSTAN:Mukavim dirençli.


    REZİSTANS: Direnç mukavemet.


    REZORBSİYON:Emilme.

  8. #18
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    SAFRA:Karaciger tarafından salgılanan yeşilimsi kahverengi bir sıvıdır.Safra kısmen yağ sindirimine yarayan bir salgı kısmende eskimiş alyuvarların tahrip olmaları sonucu oluşmuş bir atılma ürünüdür.


    SAFRA KESESİ:Karaciğerden salgılanan safranın toplandığı karacigerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organ-dır.Kesenin görevisafrayı depolayıp yoğunlaştırmak ve gerekli aralıklarla oniki parmak barsağına safra salgılamaktır.


    SAK:Kese torba.


    SAKKÜLER:Keseye benzer torba gibi.


    SAKRUM:Kuyruk sokumu.


    SAKRALİZASYON:Beşinci bel omuru ile kuyruk sokumu kemiğinin birleşik olmasına verilen isim.Yapısal bir farklılıktır.


    SAKROİLİAK EKLEM:Sakrumla kalça kemiğinin sağda ve solda yapmış olduğu eklem.


    SADİZM:Başkalarına acı vermekten cinsel haz duyma.


    SADİST:Başkasına işkence etmekten zevk alan kişi.


    SAGİTTAL:Vücudu sol sağ şeklinde ortadan ayıran düzlem.


    SALİSİLİK ASİT:Ateş düşürücü etkisi olan ve aspirin yapımında kullanılan bir madde.


    SALMONELLA:Bir bakteri türü.


    SALPİNKS:Tuba uterina rahimle yumurtalıklar arasındaki geçişi sağlayan sağlı sollu iki tarafta bulunan tüpler.Tüplerin tıkalı olması kısırlığa neden olur.


    SALPENJİT:Tuba uterinaların iltihabı.


    SEDASYON:Hastanın sakinleştirilmesi.


    SİMPLEKS:Tek maddeden oluşmuş basit sade.


    SİNÜZİT:Sinüs adı verilen yüzdeki kemik boşlukların iç yüzünü kaplayan mukoza iltihabına ve boşlukta cerahat toplanmasına sinüzit adı verilir.


    SİROZ:Bir organda sertleşme ve nedbeleşme ile karakterize fibröz doku oluşumuna verilen isimdir. Ancak bu terim hemen her zaman karaciğerin görevini yapamamasıyla ilgili kronik karaciğer iltihabı için kullanılır.


    SİTOLOJİ:Hücre bilimi.


    SKOLYOZ (SKOLİOSİS):Omurganın sağ veya sola doğru eğrilikleri ile karakterize şekil bozukluğu.


    STERNUM:İman kemiği.


    SUBKARİNAL:Karinanın altında. (Karina: Trakea'nın ikiye ayrıldığı yere verilen isim)


    SUBPLEVRAL:Akciğer zarının altında.


    SÜT BEZESİ:Meme dokusu içerisindeki süt üreten bezler.

  9. #19
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    TABES DORSALİS:Sfilizin ilerlemiş döneminde sinir sistemi tutulumuna bağlı olarak dengesizlik yürüme güçlüğü görme bozuklukları ile seyreden tabloya verilen isimdir.


    TALAMUS:Orta beyindeki bir cekirdek grubuna verilen addır.


    TALASEMİ:Kalıtsal bir kan hastalığıdır.akdeniz kıyılarında yaşayanlarda daha sık görülür.


    TAKİPNE:Çok hızlı solunum.


    TARTAR: Diş taşı.


    TELENJİEKTAZİ: Deride veya mukozalarda kırmızı lekeler şeklinde görülen kılcal arteriol ve venüllerin genişlemesinden oluşan lezyonlar.


    TELEKARDİOFON:Kalp seslerini hastadan uzakta dinleten alet.


    TELEPATİ:Beş duyu işe karışmaksızın düşüncelerin bu duyuların üstünde bir yolla aktarılması.


    TEMPORAL BÖLGE:Şakak bölgesi.


    ENDİNİT:Tendon iltihabı.


    TENDON:Kasların kemiklere yapışmasını sağlayan yapılar.


    TENESMUS:Rektum veya mesanenin iltihaplı durumlarında görülen ağrılı işeme veya defekasyon duygusu.


    TENYA:Barsak paraziti şerit yassı solucan.


    TESTOSTERON:Erkek **** hormonuna verilen addır.


    TREMOR:İrade dışı titremelere verilen addır. Örneğin Hipertiroidi (Tiroid bezinin fazla çalışması) adı verilen rahatsızlıkta ellerde görülen ince amplitüdlü titremelere tremor adı verildiği gibi Parkinson da görülen kaba ve büyük amplitüdlü titremelere de tremor denir.


    TROMBOZ:Kan damarlarının pıhtı veya ateron (kolesterol) plakları oluşarak tıkanmasıdır.

  10. #20
    GuLPeri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2014
    Mesajlar
    2,451
    Mentioned
    112 Post(s)
    Tagged
    36 Thread(s)
    ULNA:Önkolun iki kemiğinden içte (serçe parmağı tarafında)bulunanıdır.


    ULTRASOUND:İnsan kulağının duyamıyacağı kadar yüksek frekanslı ses dalgaları.Ultra-ses.


    ULTRASONOGRAFİ:Ultra-ses kullanılarak elde edilen görüntüler.Bir çok hastalığın ön teşhisinde kullanılan ancak daha çok karın organları gibi ses dalgalarının kolayca geçebileceği konumdaki organların tetkikinde etkili bir inceleme yöntemidir.Şua söz konusu değildir.


    ULTRAVİOLE: Dalga boyu 2000-4000 arası olan mor ötesi ışınlar.


    UTERUS:Rahim döl yatağı.


    UTERUS BİCORNİS:Uterusun iki boynuzlu olması anlamında bir terimdir.Uterusun üst kısmının çökük olması nedeniyle her iki uç kısımlarının beligin hal alması sonucu ortaya çıkan görünümdür.


    UVULA:Küçük dil.

Sayfa 2 Toplam 3 Sayfadan BirinciBirinci 123 SonuncuSonuncu

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Tıp Terimleri Sözlüğü
    Konu Sahibi AkyaziLi Forum Ne Nedir?
    Cevap: 10
    Son Mesaj : 03.Aralık.2017, 15:54
  2. Seo Sözlüğü
    Konu Sahibi GuLPeri Forum Seo
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 18.Aralık.2014, 15:56
  3. Astroloji Sözlüğü
    Konu Sahibi Mavi Forum Burçlar Hakkında Bilinmeyenler
    Cevap: 6
    Son Mesaj : 06.Şubat.2014, 03:52

Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
sohbet odalari
ataşehir escort ümraniye escort ataşehir escort
antalya haber sex hikayeleri
ankara escort ankara escort ankara escort bayan kızılay escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort kayseri escort escort ankara çankaya escort kızılay escort ankara eskort

kaçak bahis siteleri yatirim bonusu veren siteler vegasslot ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com tipobet venüsbet giriş venüsbet vegasslot