Süleyman Demirel Başbakan, İş Bankası Genel Müdürü Cahit Kocaömer'e sordu: “İş Bankası'na sizden sonra kimi genel müdür yapalım?..”
Yanıt çok netti:
“Kimse dışarıdan İş Bankası'na genel müdür atanamaz…”
Demirel bozuldu: “Atarsam ne olur?..”
“Atarsanız… İş Bankası İş Bankalılarındır…
18 bin çalışanı vardır…
Ertesi gün işe gitmezler… Siz söyleyin ne olur…”



(Sevgili Bedri Baykam'ın dayısı, İş Bankası eski Hukuk Müşaviri Ahmet Yalçın'ın anılarından alıntıdır…)



Özledik öyle ilkeli bürokratları…
Sırtındaki vebalin farkında, biat etmeyen, korkmayan, yürekli, bilgili, ülkesini koltuğundan daha çok seven…



Mesele; bankadan bir kuruş bile almayan, sadece yönetim kurulunda söz hakkı olan CHP'nin elinden alıp, İş Bankası'nı havuza, yani damada bağlamak… 25-30 milyar dolar değerindedir banka…
Atatürk'ün Türk ekonomisinde yaşayan mirasıdır…



İş Bankası'nı alıp kuşa çevirmek sadece ekonomi ile ilgili değil…
Bankanın desteği ile Atatürk'ün birçok mirası, başta Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, ayakta durabiliyorlar…
Uluslararası finans dünyasında ise İş Bankası başlı başına bir itibar, bir güvence, bir saygınlıktır…
Ama sata sata bir şey kalmadığı için, sıra İş Bankası'nda…



Hepimiz bir ara, bir zaman, ya da hâlâ iş bankalıyız…
Parlak kumbaralarımız anılarımızdan asla silinmez…
Hayallerimiz, o kumbaraların küçük deliğinden çıkardı; bisiklet, okul çantası, yeni ayakkabılar…
“Klik” diye bozuk para atılır, gece hayallerinde o delikten araba bile çıkagelirdi bozuk parayla…



Bence İş Bank'a niyetlenme…
“18 bin çalışanı (şu anda 24.850) var” bak…
Zaten altından kalkamadığın bu kriz ortamında öyle şeyler olur ki “dank” eder kafana…
İş Dank…

Bekir COSKUN