Haset ve Nazar

Haset, bir insanın elindeki nimetin gitmesini temenni etmektir ki, bu şekilde düşünüp o insanın hakkında bazı hilelere teşebbüs etmektir. Bu şekli ile haramdır. Bu hali haset edenin hem kendisi için zararlı hem de olunan için zararlıdır. Bir haset daha vardır ki bu mubahtır. O da bir insan'ın elindeki nimetin gitmesini temenni etmeden aynı nimetin kendisinde de olmasını istemektir ki bu haram değil mubahtır. Buna gıpta da denir.

Efendimiz (sav) sahih bir hadis-i şerifte ancak iki şey haset edilir:


  1. Allah (cc) bir insana mal vermiştir, o insan o malı gece gündüz infak eder. (fakir ve ihtiyaç sahiplerine dağıtır)
  2. Bir insana da Allah (cc) ilim vermiştir. O insan da ilmi ile amel eder ve insanlara öğretir.

Bir haset daha vardır ki bu, insanın iradesinden değildir. Bir kardeşini malından ya da ilminden ya da rütbesinden sebep kıskanır. Fakat buna mani olamaz ve o kardeşinden o nimetin gitmesini de istemez. Bu düşüncenin kendinden gitmesi için de çok zorlanır. Hatta bu düşünce galebe çalınca o kardeşi için hayır dua'da bulunur. Bu da haram değildir. Belki de bu düşüncenin kendisinden gitmesi için nefsi ile mücadele etmesinden sebep sevap kazanır.

Haset ekseriyetle düşmanlık ve buğzetmekten ve kendini büyük görmekten ve kendini beğenmekten doğar ki, bu kötü ahlak bir de rütbe sevgisindendir ki bir insan fazla meth-i sena edilince onun reis olmasını makam sahibi olmasını istemez ya da olmuşsa elinden gitmesini ister.

Bir haset vardır ki insan kendisinden fazla sevildiği hürmet ve saygı gösterildiği için karşısındakini kıskanır. Bir şeyh'in müridleri arasında olduğu gibi ki şeyh bir müride fazla itibar eder ve onu severse onu kıskanırlar. Yusuf (as)'un kardeşleri arasında olduğu gibi. Haset, ayet ve hadis ile sabittir ve inkarın da yolu yoktur.

Hasetin Kuran'daki Delilleri

Kurân-ı Kerîm'de açık olarak dört yerde haset'ten bahsedilmektedir:

  1. "Ehli kitaptan bir çokları, nefislerinden kaynaklanan hasetten dolayı sizi imanınızdan sonra, kafirler haline çevirmek isterler."
  2. "Yoksa onlar, Allah (cc)'ın lütfundan verdiği şeyler için insanları çekemiyorlar mı?"
  3. "Onlar: "Bizi çekemiyorsunuz" diyecekler. Hayır, onlar pek az anlayan kimselerdir."
  4. "Haset ettiğinde haset edenlerin şerrinden"

Haset'in Sünnetten Delilleri

1. Zübeyr Ibn-Avvam (ra)dan Efendimiz (sav) şöyle buyurdu: "Sizden önceki ümmetlerin hastalığı haset ve buğuzdur. Buğuz ise traş edicidir. Saçı traş değil dini traşdır. (Nasıl ki insan traş olunca saçları ondan gidiyor buğuz edince de dine imana söverek dinden çıkar."

"Canım kabza-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, inanmadıkça cennet'e giremezsiniz. Sevişmedikçe inanamazsınız. Size bir şey haber vereyim mi ki onu yaptığınız zaman sevişesiniz. Selamı aranızda yayın." (Tirmizi, Ebu Davut, Ahmet)

2. Enes İbn-i Malik dan: Resulullah (sav) şöyle buyurdu; "Buğnzlaşmayın (kızmayın) hasedîleşrneyin, birbirinize sırt çevirmeyen ve kardeş olarak Allah'ın kulları olun. Bir Müslüman'a (DİN) kardeşini üç günden fazla terk etmesi (onunla dargın durması) Helal olmaz." (BUHARI, MÜSLİM, TlRMlZl, EBU DAVUT)

3. Abdullah ibn-i Busr'den: Resulullah (sav) şöyle buyurdu; "Haset dedikodu ve kahinlik edenler benden değildir, ben de onlardan değilim." (KENZÜL-UMMAL)

4. Ebu Hureyre (ra)dan: Resulullah (sav) şöyle buyurdu; "Haset'ten sakının; çünkü ateş odunu yediği gibi haset de sevapları yer." (EBU DAVUT, İBN-MACE)

Nazarın da haset ile alakası vardır ve haset'ten doğar, insan haset ettiği zaman o içindeki kötü düşünceler gözleri vasıtasıyla haset olunan üzerinde etki eder. Bu da gözden çıkan zararlı ışınlardır ki tah-ribkardır. Canlı ve cansız eşyada tesirini gösterip tesir eder. Nazar da ayet ve hadis ile sabittir ki inkarın yolu yoktur.

NAZAR'IN VARLIĞININ KURANDAKİ DELİLLERİ

1. "Doğrusu o kafirler Kurân'ı işittikleri vakit az kalsın gözleri ile seni devireceklerdi." (Kalem 51)

Fahreddin Razi ve Hazin'in beyanlarına göre Beni Esved kabilesinden gözünün değmesi ile meşhur kişileri müşrikler Resulullah'a baktırırlardı. Bu ayet bu hususta nazil olmuştur.

2 "Ve (Yakup (as)) dedi ki oğullarım (Mısır'a) bir kapıdan girmeyin ayrı ayrı kapılardan girin ama ben (ne yapsam) Allah'ın takdir ettiği hiçbir şeyi sizden geri çeviremem. Hüküm yalnız Allah'ındır. Ben ona dayandım. Dayananlar da yalnız ona dayansınlar."

Yakup (AS) oğullarını Bünyamin ile beraber Mısır'a doğru yola çıkarmak için hazırladığında onlara hepsinin bîr kapıdan girmemelerini başka kapılardan girmelerini emretti. Çünkü Yakup (as) onlara göz değmesinden korkmuştur. Muhakkak ki göz değmesi haktır. Biniciyi atından düşürür. Ama ben (ne yapsam) Allah'ın takdir ettiği hiçbir şeyi sizden geri çeviremem.


Yani bu sakındırma Allah'ın kader ve kazasını elbette geri çevirmez. Çünkü Allah bir şey dilerse ona karşı gelinmez ve engel olunmaz.

"HÜKÜM Allah'ındır. Ben ona dayandım, dayananlar da O'na dayansınlar."

SÜNNETTEN DELİLLER

  1. Ebu Hüreyre (ra)'den: Resûlullah (sav) şöyle buyurdu; "Nazar haktır." (Buhari. Müslim)
  2. İbn-i Abbas (ra)'tan: Resûlullah (sav) şöyle buyurdu; "Eğer kaderi geçecek bir şey olsaydı nazar olurdu. Eğer nazar olduğunuzu anlarsanız, guslediniz." (Müslim)
  3. Aişe (R. anha)'dan: Resûlullah (sav) şöyle buyurdu; "Nazardan Allah'a sığının muhakkak nazar haktır." (Müslim)
  4. Ebu Ümame ibn-i Sehl ibn-i Huneyf buyurdu ki; Amr b. Rabia, Sehl ibn-i Huneyf'i yıkanırken gördü vücudu çok hoşuna gitti. (Vücudu çok beyaz ve güzel cildi vardı.) Ve ona gözü değdi. Sehl oracıkta rahatsızlandı. Resulullah'a haber gönderildi ve denildi ki Sehl, başını kaldıramıyor, Sehl'e yarayacak bir şey var mı? Resûlullah ona nazar değmiştir, kimden şüphe ediyorsunuz diye sordu. Amr b. Rabia'dan dediler. Onu çağırın buyurdu. Amr gelince ona çıkışarak sizden biriniz kardeşini öldürür. Gördüğünde niçin Allah kutlu etsin demedin buyurdu. Bunun üzerine Amr yüzünü, ellerini, dirseklerini, topuklarını yanlarını ve izarının içini bir kapta yıkadı ve bu suyu Sehl'in üzerine döktü. Sehl kendine geldi. (Ahmed, İbn-i Mace, Nesei)
  5. Ürnmü Seleme (r. Anha) anlatıyor; Resulullah evinde yüzü sararmış bir cariye gördü. "Ve bunu çarpmışlar bunda göz değmesi var" buyurdu (Buhari)
  6. Esma binti Umeys (R. anha) şöyle buyurdu; "Ya Resulullah Cafer oğullarına nazar isabet ediyor. Onlara okuyayım mı?" Efendimiz (sav); "Evet, Allah'ın takdirini geçecek bir şey oisaydı nazar olurdu" buyurdular. (Ahmet, Tirmizi, Nesei)
  7. Cabir (ra)'den: Efendimiz (sav) şöyle buyurdu; "Nazar insanı kabre sokar. Deveyi de kazan'a sokar." (EbuNaim)
  8. Cabir (ra)'den: Resulullah (sav) şöyle buyurdu; "Allah'ın kaza ve kaderinden sonra ümmetimden ölenlerin ekserisi nazardandır." (Buhari)
  9. Enes (ra)'ten: Resulullah (sav) nazar, yılan, akrep gibi hayvanların sokmasında ve yan tarafta çıkan yaralardan dolayı hastayı okumaya izin verirdi. (Buhari, Müslim, Ebu Davud)
  10. Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur; "İnsan, kardeşinde, kendi nefsinde ve mahnda bir acaiplik gördüğü zaman dua etsin. Çünkü nazar, haktır." (İbn-i kesir)
  11. "Efendimiz (sav) (HZ) Hasan ile Hüseyin'i okur ve ibrahim (as) ismail (as) ile İshak (as)'ı böyle okurdu" buyurdu. (İbn-i Kesir)

Bu delillerden anlaşılıyor ki;

a) Haset, Kurân ve sünnet ile sabit bilinen bir gerçektir.
b) Haset, insandan olduğu gibi cinlerden de olabilir.
c) Haset etme bakımından gören ile görmeyen müsavidir.
d) insan kendi nefsini malını ve evladını nazar eder.
e) Hasedin şerrinden Allah'a sığınmak lazımdır.
f) Hasedin şerrinden korunmak için ön tedbirler almak lazımdır.

HASETİN SEBEPLERİ

1. DÜŞMANLIK VE BUĞUZ

Allah (cc) bu hususta Kurân-ı Mecid'inde açık olarak beyan ediyor.

"Onlar sizinle karşılaştıkları zaman; inandık derler. Kendi başlarına kaldıklarında size karşı öfkeden parmaklarını ısırırlar. De ki; öfkenizden ölün, şüphesiz Allah göğüslerin özünü bilir."

2. BÜYÜKLÜK

İlim, mal ve rütbe bakımından kendisinden üstün kimsenin olmasını istemez. Olursa haset eder, tahammül edemez. Belki kendisi kadar olmasına tahammül edebilir. Fakat kendisinden üstün olmasına tahammül edemez.
3. KENDİNİ BEĞENMEK

Kendisinden başkasını beğenmemek ki bu hal insanın küfre gitmesine dahi sebep olur. Şeytan kibri sebebi ile Allah'ın rahmetinden kovuldu. Allah (cc) şöyle buyuruyor; "(Şunu da) Hatırla ki, Biz Meleklere; Adem için secde edin demiştik ve onlar da secde etmişlerdi de ancak iblis (etmedi) ben bir çamur olarak yarattığın kişiye secde eder miyim? dedi."
4. ACAİB GÖRMEK

İnsanın yakın akrabası, arkadaşı ya da tanıdığı bir kimsenin hiç ihtimal yokken birden alim, zengin ya da mevki sahibi olduğunu görünce teaccübünden kıskanır, haset eder.
5. BİR ŞEYİN ELiNDEN GİTMESİNDEN KORKMAK

Bir hocanın talebesini kendisinden fazla sevmesinden ya da kendisinden fazla onun gözüne girmesinden korkmak, Yusuf (as)un kardeşleri arasında ya da bir şeyhin müritleri arasında olan kıskançlık gibi.
6. REİSLİK SEVGİSİ

Kendisinden başka kimseden söz edilmesini istemez, sadece kendisinden bahsedilmesini kendi ilminden kendi fenninden bahsedilmesini ister. Başkasının iyiliğinden bahs edilse üzülür kıskanır, başkasının kötülüğünden bahsedilse sevinir. Zamanında ondan üstün insan olduğunun söylenmesine tahammül edemez.
7. ÂDÎ NEFİSLİ OLMAK

Düşmanlık, buğz ve kendini büyük görmeden bütün arkadaşlarını iyiliklerinden dolayı kıskanır. Kimsenin iyi ameline, işine, parasına tahammül edemez kıskanır. Bu tür insana da halk arasında kıskanç denir.