On bin yıl önceki nükleer savaş ve bunun destanı Mahabharata… Destanda anlatılanlara kanıt olarak Mohenjo-Daro kenti gösteriliyor. Pakistan’daki bu gelişmiş antik kent 1922’de ortaya çıkarıldı. Mohenjo-Daro, ızgara biçiminde planlanmış ve su sistemi bugünkü modern sistemlere benziyor. Düzenli yollar ve kanalizasyon sistemleri geniş bir nüfusu barındırdığının işareti. Çamurla sıvanmış tuğla evler iki katlı ve büyük kısmında banyo var. Antik kentin caddelerinde bulunan siyah cam kalıntılarının ve kil çömleklerin çok yüksek ısıya maruz kalarak eridikleri keşfedilmiş. Arkeologlar, caddelerde yatan iskeletler bulmuşlar; bir anda ölmüş bu insanların yumrukları sıkılı haldeymiş. İskeletlerde tespit edilen radyoaktivite, Hiroshima ve Nagasaki düzeyinde. Bu olay Mahabharata Destanı’nda “Cesetler tanınmayacak kadar yanarlar, ölmeyenlerin saçları ve tırnakları dökülür, çanaklar, çömlekler kendi kendilerine kırılırlar, yiyecekler zehirlenir. Kaçmaya çalışan savaşçılar ve eşyaları küllerle yıkanmaktadırlar. Derken vahşi bir rüzgar başlar, bulutlar kükrer, toz ve çakıl taşları yağmaktadır. Doğa dengesini yitirir, güneş gökte sallanmakta, dünya titremekte, korkunç silahtan yayılan kavurucu sıcaklık, her şeyi yakmaktadır” diye anlatılır. Bir bakışa göre, Mahabharata en eski bilim kurgu örneği. Zeki canlılar arasında çıkan bir anlaşmazlığın, savaşa dönüşmesi ve günümüz teknolojisinin çok ötesinde silahların kullanılması anlatılıyor. İtalyan bilim insanı Roberto Pinotti, destanda geçen Vimanalar´ın UFO´larla benzerliğine dikkat çeker.