Melkisedek Eski Ahit olarak bilinen Yahudi Tevratının en esrarengiz kişiliklerinden biridir. Yaratılış bölümünün 17-20 ayetlerinden Kral Melkisedek’ten bahsedilir:İbrahim Kedorlaomer’le onu destekleyen kralları bozguna uğratıp dönünce, Sodom Kralı onu karşılamak için Kral Vadisi olan Şave Vadisi’ne gitti. Yüce Tanrı’nın kâhini olan Salem Kralı Melkisedek ekmek ve şarap getirdi. İbrahim’i kutsayıp şöyle dedi: “Yeri göğü yaratan yüce Tanrı İbrahim’i kutsasın. Düşmanlarını onun eline teslim eden yüce Tanrı’ya övgüler olsun.”
Bunun üzerine İbrahim her şeyin ondalığını Melkisedek’e verdi.
Melkisedek ile ilgili ikinci bir ayette Zebur 110:4 de geçmektedir: Rab and içti, kararından dönmez: “Melkisedek düzeni uyarınca sonsuza dek kâhinsin sen!” dedi.Melkisedek kelimesinin iki anlamı vardır. Melek ibranice de Kral anlamında kullanılır. Arapça’daki Malik gibi. “Tzedek” ise “doğru(luk)” anlamındadır. Yani Melkisedek “Doğruluk Kralı” demektir. Tevratta Melkisedek “Salem Kralı” ve “El Elyon Rahibi” olarak da geçmektedir. Salem isimli kent tüm aramalara rahmen henüz bulunabilmiş değildir. Bazılarına göre burada bahsedilen Yerusalem yani Kudüs’tür. El Elyon ise “yüce Tanrı” olarak tercüme edilebilir. Yani bahsi geçen İbrani Tanrısı’nın rahibidir.
Levi soyundan gelen İbrahim Tevrat’a göre savaştan sonra Melkisedek tarafından kutsanır. İbrahim’de buna karşılık bu Krala onda bir hak(öşür) verecektir. Kutsayanın Kutsanandan üstün olduğu açıktır. O halde Melkisedek İbrahim’den daha üstün bir konumda ve Melkisedek rahipliği Tanrı katında Levilerden daha önde olduğu anlaşılmalıdır. O halde Melkisedek’in Peygamber ile Tanrı arasında bir yerde yer aldığı düşünülmektedir.
Savaştan dönen İbrahim’e Salem Kralı Melkisedek ekmek ve şarap ikram eder. Ekmek ve şarabın Hıristiyanlar arasındaki anlamı açıktır. Ekmek İsa’nın eti ve şarap onun kanıdır. Salem diye bir kent de yoksa, kastedilen Kudüs Krallığı ise Melkisedek bir kısım Hıristiyan düşünür ve alimlerine göre İsa’dan başkası olamazdı.Jacques Bergier ” Les Maîtres Secrets du Temps – Zamanın Gizli Sahipleri ” isimli kitabında Melkisedek ile Enoş peygamberi bir tutarak Melkisedek Rahipliğini zaman içinde yolculuk yapma yetisi bulunan gizli bir cemiyet olarak görmektedir. Ünlü yazar ve gazeteci Artuh Machen’in The Great Return – Büyük Dönüş kitabından bahseden Bergier Llantrisant Kasabasında geçtiği iddia edilen gizli bir ayinden ve devamında inanılmaz mucizelerden bahseder.1917 yılında gerçekleştiği iddia edilen Llantrisant Kasaba Kilisesindeki törene kasabaya yabancı kişiler gelerek katılmış ve Kutsal Kase (Graal) töreninde kimsenin bilmediği kutsal antik Yunan dilinden dualar okunmuştur. Kilise kubbesindeki gül şeklindeki bezeme parlamaya başlamış, onun parıltısı civarda bulunan askeri birliklerin de dikkatini çekmiştir. Gece yarısı meydana gelen bu olaydan sonra elli kilometrelik bir alanda bir çok hasta mucizevi olarak iyileşmiştir. Yazar Arthur Machen kitabında bunlardan biri olan Olwen’in öyküsünü ballandıra ballandıra anlatır. Bergier öyküye biraz şüpheci bakmaktadır. Ancak ona göre bu olayın olmamış olması Melkisedek’in tarihsel bir kişilik olmadığı anlamına gelmez. Nasıl İsa’ya atfedilen bir kısım mucizeler aldatmaca olması İsa’nın tarihsel rolünü zedelemeyecekse bu olay da böyledir. Ona göre aldatmaca olsa bile Melkisedek inancını gösterir bir belgedir.Melkisedek rahipliği Levi rahipliği ile karşılaştırılmaktadır. Leviler aslında büyücü-rahiplerdir ve demek ki, Melkisedek Rahipliği bu alanda Levilerden üstündür. Cadı öykülerinde adı geçen ünlü Salem Kasabasına bu adın verilmesi boşuna değildir. Bu ad ile kasabadak Cadıların diğerlerinden üstün bir konumda oldukları kastedilmek istenmiştir.Melkisedek bize zaman içinde yol alan ve sonsuza kadar yaşayacak bir kraldan ve onun icraatlarından bahseden bir öyküdür. Aslında hiç de İslami olmayan Hızır Peygaber olayını çağrıştırır. Bazılarına göre Melkisedek tarihte hep yaşayan bir kişiliktir. Bir kısım okultiste göre ise bu bir kraldan çok zaman yolculuğu yapmayı bilen ve kendisine saklayan gizli bir kardeşlik cemiyetinden başka bir şey değildir. Bu fikri savunanlar dolaylı yollardan Gül-Haç yapılanmasından dem vurmaktadırlar. Jacques Bergier gibilerine göre Michael Scot, Leonardo da Vinci, Roger Boskovich, Saint Germain Kontu ve hatta ölümsüz çin imparator Fo-Hi bu yapılanma ve inanç sisteminin üyeleridir.