Krala muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, girdiği Suudi Arabistan Konsolosluğu'ndan çıkmayınca ortalık karıştı…
Suudi Arabistan, Türkiye, Amerika başta olmak üzere diplomasi ile polisiye birbirine girdi…
Kimisine göre içeride infaz edildi, bunlar da kendi aralarında üçe ayrılıyor:
– Parçalanarak bavulla götürüldü…
– Canlıymış gibi uçağa bindirdiler…
– Buzdolabında duruyor…



Kimine göre hayatta…
Bunlar da üçe ayrılıyor:
– Nişanlısı ön kapıda beklerken arka kapıdan tüydü gitti…
– Mutfakta oturuyor…
– Suudi Arabistan'a götürdüler pataklıyorlar…



Yabancı gazeteci meslektaşlarımız, gazetecilerin başına gelen her türlü bela konusundaki deneyimlerimizden dolayı bize sordular “Ne olmuş olabilir?” diye… “İçeriden çıkmayan gazetecilerden ziyade içeri giren gazetecileri biliriz…
Keşke karikatür çizseydi, yerini söylerdik” dedik…



Kimi gazeteci arkadaşlarımız ise çözdüler meseleyi: “Kaşıkçı kaybolduktan sonra iki Suudi uçak geldi, içindekiler üç-beş saat sonra binip gittiler… Bavullarında adamın parçalarını götürdüler…
Uzun bavullara bacaklarını koymuşlardı…
Şapka çantasında kafası vardı…” Dilerim adam çıkıp gelsin…



Burası Ortadoğu'dur arkadaşlar…
Kılıç, satır, kesik kafa, cinayet, ölüm diyarı…
Hukukun uğramadığı, bireyin insan sayılmadığı, iktidarlar uğruna kafaların kesildiği, kin ve nefretin hüküm sürdüğü, canlı bombaların patladığı, ahlaksızlıkların iktidarda olduğu, kan kokan topraklar…
Ellerindeki en büyük silah dindir…
Din adına hırsızlık yaparlar, din adına uçaklar dolusu uyuşturucu-altın-kara para taşırlar, din adına zulmederler, din adına kafa keserler… Toplumlarını din ile uyutup kirli ve kanlı iktidarlarını sürdürürler din adına…
Bu nedenle laiklikten nefret ederler…



Bizler sadece Batı gibi çağdaş ve medeni olmak istedik… Ama millet işte bu Arabistan gibi olmayı seçti…
Bir defa girdiysen o kapıdan…
Çıkamazsın…


Bekir COSKUN