El ve ayaklardaki kan akımının, özellikle so­ğukla temastan sonra azalmasına Raynaud hastalığı denir. Oldukça sık görülen bu rahatsızlığın toplumun yaklaşık %5-10’unu etkilediği tahmin ediliyor. Raynaud hastalığı olan l arın %75’ini 15­40 yaş arasındaki kadınlar oluşturuyor. Bu hasta­lık kendiliğinden başlayabildiği gibi, lupus, roma­tizma ve damar sertliği gibi hastalıklardan sonra da görülebiliyor.
Soğukla temas sonrasında ciltte­ki damarlar aşırı tepki göstererek daralıyor ve bu­na bağlı olarak da kan akımı azalıyor. Sadece so­ğukla temas değil, duygusal değişimler ve stres de atak başlatabiliyor. Ataklar genellikle birkaç dakika ile sınırlı, ancak soğuğa uzun süre maruz kalınırsa saatlerce de sürebiliyor. Raynaud genel­likle parmakları, kulakları ve burnu etkiliyor. Atak sırasında, kan akımının azalmasına bağlı, el ve ayaklarda üşüme ve morarma görülüyor.
Has­talığın teşhisi için özel bir tetkik yok. En az iki yıldır süren ataklar, sıcak ortamda el ve ayaklarda ki kan akımının normal olması, başka bir hastalı­ğın bulunmaması Raynaud hastaliğinin teşhisi için yeterli. Damar genişletici ilaç olan alla-blokerler ve proslaglandin benzeri ilaçlar tedavide kullanılabiliyor. Atak sırasında derhal snak uygu lama yapılması gerekiyor. Hastalığın tedavisinde atak­ların önlenmesi oldukça önemi. El ve ayakları so­ğuktan korumak gerekiyor. Sigara içilmemesi, düzenli spor yapmak ve stresten mümkün oldu­ğunca uzak durulması da alınacak diğer önlemler arasında.