Zamanı iyi değerlendirmek isteyen bir kişi öncelikle yaşamında neleri gerçekleştirmek istediğini saptamalıdır. Daha sonra yıllık, aylık, haftalık, günlük planlar yapmalı ve bu planlara uymaya gayret göstermelidir.

Boş vakit sorunu, hayatın hedefsiz olmasından kaynaklanmaktadır. Boş vakit, şeytanın araçlarından biridir. Şeytan boş vakitlerde insana vesvese verir, içgüdülerini kışkırtır ve alevlendirir; onlar da insanı yakar. ’Nefsini hayır ile meşgul etmezsen, nefsin seni batıl ile meşgul eder.’

Farz edin ki her sabah, hesabınıza 86400 lira yatıran birisi var, ama bir günden diğerine hesaptaki bakiye devretmiyor. Tutarı ne olursa olsun, kullanmadığınız bakiye miktarı her akşam iptal ediliyor. Böyle bir durumda ne yapardınız? Tabi ki son kuruşuna kadar çekerdiniz. İşte zaman da bunun gibidir. Her gün Hz. Allah (c.c.) 86400 kadar saniye bize bahşediyor.

Uzun ve kısa vadede hedef ve öncelikleri belirlemek, hedefler için eylem planı yapmak, bunları gerçekleştirmek için ’yapılacak işler listesi’ hazırlamak, öncelikleri belirleyebilmek, hayır diyebilmek, aynı zaman dilimine birkaç işi sıkıştırmak; örneğin işe ya da okula giderken veya bir şeyler beklerken kitap okumak, öğrenciysek ders notlarını kasetten dinlemek vs. çok önemlidir.

Not alışkanlığı edinmek çok önemli. Yanınızda daima ajanda bulundurmanız, önemli şeyleri not etme açısından önemlidir.

Önünüzde sadece çalışacağınız konuyla alakalı materyaller olması gerekir. İlgisiz olanları kaldırılmalıdır.

İdeal çalışma ortamı oluşturulmalıdır.

Zamanı verimli kullanarak değerlendirmek için:
1- Hedefi belirleyin.
2- İş hakkında gerçek bilgileri elde edin.
3- Yapılacak işleri önem sırasına göre tasnif edin.
4- Karşılaşılacak güçlükleri yenebilecek moral değerleriyle, manevî güçle donanmaya çalışın.
5- Sonu belli olmayan gereksiz ayrıntılara girmeyin.
6- Bir konuya başladığınızda o konuya iyi konsantre olun, en az bir saat üstünde çalışma yapmadan kalkmayın ki kalıcı olsun.
7- Düzenli olmak ve hayır diyebilmek çok önemlidir.
8- Bir işin yapımı için ayrılan zamanın tamamını sadece o işi gerçekleştirmek için kullanın.

Bir işte başarılı olmanın insana dönük 4 basamağı:
1- Motivasyon
2- İrade gücü
3- Belirlenen faaliyetlerin gerektirdiği özelliklerin tümüne sahip olunacak egemenliğin kazanılması.
4- Allah (c.c.)’ya tevekkül

Kişinin zihinsel hazır olma düzeyini; cesaret, başarma isteği, mücadele azmi, gerekli bilgilere sahip olma, uygulamada sürekliliğe inanmak gibi unsurlar belirliyor. Zamanı başarılı bir şekilde değerlendirmenin, ancak -Allah’ın yardımıyla beraber- kişinin kendi çabası ile mümkün olduğu unutulmamalıdır.

Hedeflerinizin başkaları değil, kendiniz belirlemelisiniz. İnsan verdiği ölçüde, hayattan geri alır. Siz zamanınızı verimli kullanma konusunda ona zaman ayırdığınız ölçüde, onun meyvesini mutlaka alırsınız.

Akıllı ve tedbirli kimseler, yarına ulaşamayacağı düşüncesiyle içinde bulundukları anı en iyi değerlendiren, bu yolda sarf edenlerdir. Cehalet karanlığı insanı, insan okumayı, öğrenmeyi, düşünmeyi bıraktığı andan itibaren sarmaya başlar.

Kuruntu ve can sıkıntısı, tıpkı çiçek hastalığı gibi bulaşıcıdır. Bu yüzden çalışmayan, sürekli kuruntularla dolu hayat yaşayan insanlardan uzak durmamız gerekir.

Bir şeyi yapmak için ne kadar nedeniniz varsa, onu yaparken o kadar kendinizi güçlü hissedersiniz. Nedenlerinizi tekrardan bir kâğıda yazınız ve gözden geçiriniz.

Yapmanız gereken amaçlarınıza bir bitirme tarihi koyunuz. Bitirme zamanı olmayan işler bitmez.

Unutmayın! Kazananın her zaman bir programı vardır. Kaybedenin ise her zaman bir özrü vardır.

Eşref saatinizi belirleyin. Günün hangi saatinde maksimum düzeyde verimli olduğunuzu belirlemelisiniz. Bu saati yakalarsanız iyi sonuçlar alacağınızı unutmayın.

İletişimde bir sosyal geri besleme döngüsü vardır. Siz kendinizi nasıl görüyorsanız, insanlar da bir süre sonra size öyle davranmaya başlar. Mesela; kendinizi küçük düşürüyorsanız, diğerlerinin size saygı duymasını bekleyemezsiniz. Sürekli karamsar olan ve kendi kendinden şikâyet eden bir kişi, insanları zamanla kendisinden uzaklaştıracak, kimse onunla vakit geçirmek istemeyecektir. Vakarlı ve saygın olun, kendinizi küçük düşürmeyin, kendinize saygı duyun; ama bunun dozunu ayarlamanız gerekir. Unutmayın, aşırıya giderseniz kibir meydana gelir.

Bir şeyin zor olduğunu düşünürseniz, öyle olmasa bile bir süre sonra zor ve karmaşık bir hal alır. Onun için bir şeyi zor olarak gözümüzde büyütmememiz ve: ’Ben bu işin üstesinden Allah’ın izniyle rahatlıkla gelebilirim.’ gibi düşüncelerle olaylara yaklaşmamız gerekir.

Hz. Allah (c.c.), bir âyet-i kerimede: ’Boş kaldın mı hemen (başka bir işe) koyul (çalış ve yorul).’ buyuruyor. İnsanı çok çalışmak bir yorarsa, boş oturmak on yorar. Her anımız çok değerli, hiçbir şekilde bu imtihan vakitlerini boş geçirmememiz, sürekli bir şeylerle meşgul olmamız, bir iş bittiği zaman hemen ötekine geçmemiz gerekiyor.

Dua ve çalışma, başarı güvercininin iki kanadıdır. Çalışmaya köle olan insan, başarıya sultan olur. Yalnız şunu unutmamak gerekir, çalışma uçup gidebilen bir alışkanlıktır; bırakması kolay, yeniden başlaması zordur. Bu yüzden çalışmaya başladığımızda devamını getirelim, sürdürmeye çalışalım. Bir işe başladığımızda onu yarıda bırakmayalım, muhakkak bitirmeye özen gösterelim. Çalışmanın her türlü sıkıntıyı, kötülüğü giderdiğini, fakirliği uzaklaştırdığını unutmayalım.

Daha güvenilir bir bellek için yedi yol:
1- Başlangıçta mümkün olduğu kadar iyi ezberleyin.
2- Hatırladıklarının doğruluğuna özen gösterin.
3- Yol gösterecek yazılı notlar alın.
4- Önemli kararlar almadan ya da tartışmaya neden olabilecek görüşlerinizi açıklamadan önce bilgilerinizi bir kez daha gözden geçirin.
5- İsteklerinizi iyice belirleyin.
6- Yanlış hatırlayabileceğinizi sezdiğiniz düşünceleri eleştirel bir gözle tekrardan gözden geçirin
7- Bir konuyu en başından itibaren iyi anlayın.

Unutmayın, zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol etmek demektir.

Televizyondan uzak durun:
Televizyon seyretmekten uzak durmak gerekir. Bu zamanın en büyük problemlerinden birisidir televizyon. Zamanımızın büyük bir bölümünü ele geçirmiş durumda. Yapılan araştırmalara göre iki saat televizyon seyretmek suretiyle beynin uyarımdan yoksun bırakılması beyinde bir tembellik oluşturuyor ve bu tembelliği giderebilmek için de bir hafta zihin egzersizi yapılması gerektiği sonucuna ulaşılıyor. Bu kadar bize zarar veren, çok değerli şu zamanlarımızı çalıp götüren televizyondan uzak durmamız şart.

Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizden zamanı iyi değerlendirmekle alakalı nakledilen rivayet ve hadisi şöyledir :

’İki nimet vardır ki, insanlardan pek çoğu o ikisi(ni kullanma) hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.’

’Beş (şey gelme)den önce beş (şey)i ganimet bil: Yaşlılığından önce gençliğinin. Hastalığından önce sağlığının. Fakirliğinden önce zenginliğinin. Meşguliyetinden önce boş vaktinin. Ölümünden önce hayatının.’

’Kıyamet günü (şu) beş şey hakkında (yani); ömrünü nerede harcadığından, gençliğini nerede çürüttüğünden, malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından ve bildiğiyle ne amel yaptığından sual edilinceye kadar Âdemoğlunun ayakları Rabbinin katından ayrılmaz.’

İbrâhîm b. Beşşâr bana şöyle tahdis etti (ve şöyle) dedi: İbrâhîm b. Edhem’i şöyle derken işittim: Bana ulaştı ki, şüphesiz Hasan el-Basrî, Nebi (s.a.v.)’i rüyasında görmüş ve: ’Yâ Rasûlallâh! Bana nasihat et!’ demiş. (Rasûlullah da ona): ’Her kimin iki günü eşit olursa, işte o (kimse) aldanmıştır. Her kimin yarını, bugününden daha kötü ise, işte o (kimse) melundur. Her kim nefsinde noksan gözetmezse, işte o (kimse) noksandadır. Her kim de noksandaysa ölüm onun için daha hayırlıdır.’