ANTROPOCOĞRAFYA, insanın yeryüzüne yayılışını inceleyen bilim dalı. Antropocoğrafya insanın yeryüzüne dağılışını, insanla yerleşim alanları arasındaki ilişkiye bağlar. İnsanı etkileyen başlıca coğrafya öğeleri; ülkeye ya da bölgenin karalardaki yeri (yerleşim alanının ada, yarımada ya da iç bölge oluşu), denizle bağlantısı, büyüklüğü, yeryüzü şekilleri (dağlar, ovalar, yüksek düzlükler vb), iklim ve bitki örtüsü, akarsu ve gölleri, yeraltı zenginlikleridir. Bunlara bağlı olarak yerleşme biçimi, yerleşme alanları, türü, çeşitli halk ve ulusların kültürleri ve bunların yayılması incelenir.

Antropocoğrafya birçok alt kola ayrılır. Yeryüzünde yaşayan insanların yayılma ve yoğunlaşma alanları, sayılan, yerleşilebilir ve yerleşilemez bölgeler, nüfus hareketleri, ülke ve dünyanın beslediği nüfus derecesi; nüfus coğrafyasının konuşundur. Yeryüzündeki yerleşme biçimleri (köy-kent yerleşmesi, göçebelik, toplu-dağınık yerleşme, sürekli-geçici yerleme vb). Yerleşme coğrafyasının kapsamına girer. Irklar coğrafyası yeryüzündeki insan soylarını, ırkların özelliklerini, iklime uygunluk oranlarını konu alır. Hastalıkların dağılım ve yoğunlaşma biçimleri, yayılma alanları vb tıp coğrafyasının kapsamına girer. Coğrafya ile halkların kültürel özellikleri arasındaki ilişkiler, halkların, dillerin ve dinlerin yeryüzüne dağılışı ve bu dağılışın coğrafya temelleri kültür coğrafyasında incelenir. Siyasal coğrafyada ise; devletlerin doğuşu, gelişmesi ve yaşamalarını sağlayan coğrafya özellikle, nüfus, ekonomi ve doğal yapıyla devletin kapladığı coğrafya alanı arasındaki ilişki konu edilir. Ayrıca ekonomi, ulaşım ve ticaret coğrafyası da antropocoğrafyanın kapsamındadır.
Antropocoğrafya genel coğrafyanın araştırma ve kayıt yöntemlerini kullanır. Ancak antropocoğrafyamn araştırma nesneleri çok çeşitli ve değişken olduğu için kesin yasalara ulaşılması daha güçtür. Yine de insan ve yerleşim alanı arasındaki karşılıklı etkileşim ilişkisinin incelenmesiyle bazı yasalara ulaşılmıştır. Nedensellik (illiyet) yasasına göre coğrafya hareketleriyle insan topluluklarının hareketleri (türün ve ırkların oluşum, çalışma gücünün gelişimi, ekonomi ve kültür gelişmesi, halk topluluklarının oluşumu vb) arasında temel bir ilişki vardır. Ara öğelerin değer yasasma göre insanla yerleşim alanı arasındaki ilişkiyi kültürel öğeler (Amerika Kıtası’ndaki gelişmede Avrupa kültürü ve Avrupalıların etkisi) etkiler. Değişme yasasma göre insanla doğa ve çevresi arasındaki ilişki değişir (tekniğin gelişmesiyle yerleşim alanının, doğal çevrenin ve yaşama biçimlerinin değişmesi gibi). Gelişme yasasına göre antropocoğraya olayları bir gelişme sürecinin ürünüdür. Taşınma ve yer değiştirme yasasına göre insanın oluşturduğu kültürel ürünler taşınır ve yer değiştirebilir niteliktedir.
Antropocoğrafya, genel coğrafyanın en yeni kollarından biridir. Kurucusu olarak Frederic Ratzel (1884-1904) gösterilir. Die Erde und das Leben (Yeryüzü ve Yaşam, 1901) adlı eserinde Ratzel, insanoğlunun, ulusların ve devletlerin yazgısının yaşanılan coğrafya alanına bağlı olduğunu savunur. Raztel’in görüşleri Rudolf Kzellen’de jeopolitik kavramı olarak biçimlenir (L’Etat comme forme vitale 1971). Antropocoğrafya G. Hardy (Georgraphie Pyschologique, 1939), Cavailles {La Route Francaise, 1946) ve P. Deffontaine’ın (Geographie et Religion, 1948) çalışmalarıyla gelişmiştir.