"Tüm Buddhalar ve insanlar tek bir zihinden başka bir şey değil. Onun dışında hiç bir şey yok. Bu zihnin başlangıcı yok, doğumu yok, ölümü yok. Ne yeşil ne sarı, biçim ve görünümden uzak, ne varlık ne de yokluk denilebilir ona. Tam burada, olduğu gibi ama daldan dala atlayan düşünceler üretildiğinde hataya düşersin.

Sınırsız bir boşluk gibi, ölçünün ve hesabın ötesinde. Bu tek zihin bizzat Buddha'dir ve Buddha ile insanlar arasında bir fark yoktur. Ancak insanlar harici biçimlere bağımlıdır ve kendilerini dışarıda ararlar. Ne kadar kovalarsan, o kadar elden kaçırırsın. Sen umutsuzca bir "Buddha"yı arayan bir Buddha'sın.

Zihin, zihne tutunmaya çalışıyor. Tüm çabanla sonsuza dek dene, asla kavuşamayacaksın. Birbiri ardına açılan düşüncelerini biraz dinlendir ve boş kaygılarını bir kenara bırak, işte Buddha karşında apaçık duruyor."

"Aydınlandığında artık herhangi bir din kalıbına bağlı değilsindir.
Sevgisin ve gerçeksin.
Ve sevgiyle gerçeğin formu olmaz.
Formlara dolarlar
Ama kelime asla kelimenin ifade ettiği ile aynı şey degildir
"Tanrı" kelimesi Tanrı değildir
'Anne' kelimesi anne değildir.
'Ben' kelimesi ben değildir.
Tüm bu sözler boştur.
Bunlar, zihin seviyesinde oynadığımız oyunlardır.
İçimizde anlamak isteyen şeyi besleyişimizdir. Ve iste söylenen onca sözün ardından buradayız.
Nereye gittiler?
Hepsini hatırlıyor musun?
Boş, boş ...
Onları duyduysan şu anda burada bomboşsun.
Sonraki söz için hazırsın.
Ama söz içinden geçip gidecek.
Hiç bir şeyi bilmene gerek yok, işin komik olan yanı da bu.
O kadar basitleşirsin ki,
Boşalırsın, hiç bir şey bilmezsin.
Sadece bilgelik olursun. Hiç bir şeye dönüşmeden Her şey olursun. (Bir Budist ustadan...)

"Formlar, benlik/ruh değildir; algılama benlik değildir, kavrayışlar benlik değildir, mental oluşumlar ve hisler de "ben" değildir, hiçbiri "ben"/"ruh" değildir, bunların hepsi değişime tabiidir ve kalıcı değildir"

"Nedensellik, etkileşim, koşullar ve ayırt edici algılama...Dört büyük element bunlardandır."

"Fiziksel objelerin aslında kendilerinden gerçekliklerinin olmadığını öğretiyorum, bunların ancak zihnin ürünleri olduğunu söylüyorum, aslında hepsi bir hayaldir. Bunların duyularla algılandığı ve ayırt edildiği doğrudur fakat aslında diğer yandan hiçbirinin kendiliğinden kendi doğaları, gerçeklikleri yoktur. Onlar gerçekte görülmüyorlar ama zihin tarafından ‘tasarımlanıyorlar’. Bir bakıma kavranabiliyorlar ama bir bakıma da gerçekte kavranamıyorlar."

"Bütün şekiller,formlar "boşluk"tur. Formlar boşluktan başka bir şey değildir. Aynı şey duygular, algılayışlar, oluşumlar ve bilinç/zihin için de geçerlidir.

"Nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez. Nefret sevgiyle yok edilir bu ölümsüz kanundur.

öfkeyi sevgiyle, kötülüğü iyilikle yen. Açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yen"

"İnsan isimlere, formlara ve maddesel dünyaya bağlanır ve onların zihnin bir yanılsaması olduğunu, zihinde oluştuğunu unutur ve hata yapar böylece zihnin özgürlüğü engellenmiş olur."

"Bizim olan herşey düşüncelerimiz sonucundadır. Düşüncelerimizde kurulur,düşüncelerimizde oluşur. Eğer bir kimse kötü düşünceyle konuşur ya da davranırsa onu tıpkı tekerleğin kağnı çeken bir öküzü izlemesi gibi, acı izler"

"Nedensellikler, zerreler, en küçük şeyler, madde, fiziksellikler hepsi gerçekte zihinde oluşan, zihnin oluşturduğu şeylerdir"

"Bu dünyayı bir hava kabarcığı bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez."

"Bu dünyayı yaratan, zihninizdir."

"Bütün biçimler gerçek dışıdır, bunu idrak edebilen kişi acılara tepki vermez; işte bu saflık yoludur. Varlığın öteki kıyısına vardığında önce, sonra ve ortada olandan vazgeç"

"Bütün fenomenler aslında "boşluk"tur. Hiçbir şey ne yaratılmıştır ne yok edilmiştir,ne artar ne azalır. Bu nedenle bu "boşluğa" dahildir her şey. Boşluktan ayrı ne formlar vardır, ne duygular ne algılamalar ne oluşumlar ne de zihin vardır. Kulak ta yoktur göz de yoktur zihin şuuru da yoktur. Cehalet yoktur ne yaşlılık vardır ne hastalık ne de ölüm. Ulaşılacak bir şey de yoktur.

Buddhalığa Nirvana'ya ulaşanlar bu gerçekliği kavrarlar."

"Efendim, adınız nedir?" "Bana Nagasena derler fakat bu yalnızca bir isim, bir sözcük, içinde bir kimlik, bir benlik/ruh yok. Bir ad, bir lakap, yalın bir sözcükten başka bir şey değil" Bu cevap üzerine kral yanındaki Yunanlılara şaşkınlığını ifade eder sonra tekrar usta Magasena'ya döner ve sorar "O zaman Nagasena, dünyada katil de yok iyilik yapan da yok kötülük yapan da yok çalan da yok öğretmen de yok usta da yok...Sen 'Nagasena' olduğunu söylüyorsun!

"Nagasena bu saçlar mıdır?” “Hayır büyük kral”, “Duygu ve coşkular mıdır?” “Hayır büyük kral” Nagasena kraldan arabayı tanımlamasını ister. “Tekerlek, .., ok, sandık ve kollar bir arada olunca arabadan söz edilir. Araba yalnizca bir ad, adlandırmaktan, belirtmekten başka bir işe yaramayan boş bir sözcükten başka bir şey değil.”

“Evet kralım. Benim de saçlarım, derim...(vücudun 32 bölümü, bunlara beyin de dahil, sayılır) ad ve bedenim, duygularım, algılarım, geçmiş eylemlerimle biçim almış karakter özelliklerim, ayırt edici bilincim (bu sayılanlar 5 Skandha'ya, "Five aggregates" de denir, dahildir) bir araya gelince Nagasena adi veriliyor. Ama kimlik, benlik/ruh söz konusu değil, nasil arabanın beş bölümü bir araya gelince 'araba' diyorlarsa, beş Skandha da bir araya gelince bir 'benlik'ten bir özneden söz ediliyor."

"İki öğrenci, manastırın dalgalanmakta olan flamasına bakar, öğrencilerden biri "flama hareket ediyor" der, diğeri ise "hayır hareket eden aslında rüzgar" der. O sırada yanlarından geçen ve bu konuşmaya tanık olan Budist usta onlara dönüp şöyle der "Ne rüzgar ne de flama...sadece zihin hareket ediyor"

"Bütün şekiller,formlar "boşluk"tur. Formlar boşluktan başka bir şey değildir. Aynı şey duygular, algılayışlar, oluşumlar ve bilinç/zihin için de geçerlidir.

Bütün fenomenler aslında "boşluk"tur. Hiçbir şey ne yaratılmıştır ne yok edilmiştir,ne artar ne azalır. Bu nedenle bu "boşluğa" dahildir her şey. Boşluktan ayrı ne formlar vardır, ne duygular ne algılamalar ne oluşumlar ne de zihin vardır. Kulak ta yoktur göz de yoktur zihin şuuru da yoktur. Cehalet yoktur ne yaşlılık vardır ne hastalık ne de ölüm. Ulaşılacak bir şey de yoktur.

Buddhalığa Nirvana'ya ulaşanlar bu gerçekliği kavrarlar."

"Aydınlandığında artık herhangi bir din kalıbına bağlı değilsindir.
Sevgisin ve gerçeksin."Aydınlandığında artık herhangi bir din kalıbına bağlı değilsindir.
Sevgisin ve gerçeksin."Aydınlandığında artık herhangi bir din kalıbına bağlı değilsindir.
Sevgisin ve gerçeksin."Aydınlandığında artık herhangi bir din kalıbına bağlı değilsindir.
Sevgisin ve gerçeksin.