Araştırmacılar, hastalıkların tespit edilmesi ve önlenmesi için şekerle çalışan bir yöntem geliştirdiler. Yapılan çalışmalar sonucu hastalıkların vücuda verdikleri biyolojik sinyalleri izleyebilen, yakıt olarak da vücudunuzdaki şekeri kullanan bir sensör geliştirildi.
Nasıl günümüzün en büyük şirketleri mobil cihaz ve yazılım şirketleriyse, gelecekte biyo-teknoloji şirketleri zirveye oynayacak. Bunun için kilit nokta ise sağlığımız. Washington State Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı son çalışmalar, şekerin ilk defa insan sağlığına yararlı bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir. Evet, yanlış okumadınız; şeker gelecekte hayatınızı kurtarabilir.

Doç. Dr. Subhanshu Gupta liderliğindeki ekip, bizim şeker olarak bildiğimiz ve vücudumuzda glikoz halinde bulunan maddeyi biyo-yakıt olarak kullanan sensör geliştirdi. Bunun için biyolojik enerji kaynağını, elektrik enerjisine çeviren bir formül bulmak zorunda kaldılar.Normal şartlarda hastalıkları tespit etmek için kullanılan biyo-sensörler uzun süreler boyunca kullanılamazlar, çünkü enerjileri çabuk tükenir. Biyo-sensörlerin en büyük sorunu da zaten budur. Ayrıca bu sensörlerin büyük bir kısmı deri üzerine yapıştırılarak kullanılabiliyorlar. Kısaca vücudunuza enjekte edilecek ve sürekli çalışacak sensör teknolojisi bulmak imkansıza yakın. Örneğin hala diyabet hastalığını tespit etmek ve ölçüm yapmak için parmaklarımız delinir. Peki ya ömür boyu kanınızda ölçüm yapabilecek bir sensör olsa? Kuşkusuz ki çoğu hastalığı başlangıç aşamasında tespit edebilirdik.

Gupta, “Biyo-yakıt hücreleri kullanmak, vücudun potansiyel bir enerji kaynağı olmasını sağlıyor.” diyor. Geliştirdikleri sensördeki elektronik parçalar, son derece hassas olmakla birlikte günümüzün en ileri teknolojisine sahip. İçerisinde bulunan biyo-yakıt birimi (ya da hücresi), geleneksel batarya teknolojilerinden daha verimli. Ne kadar hayatta kalırsanız, vücudunuz sensöre o kadar enerji sağlıyor; ne kadar uzun süre çalışırsa, hayatınızı o kadar çok kurtarma şansı yakalıyor.Üstelik günümüz teknolojisinde önemli bir yere sahip olan lityum-iyon pillerin aksine, biyo-yakıt birimleri zehirsiz. Geliştirilen sensör henüz kanımızda dolaşacak kadar küçük olmasa da umut vadediyor. İşlemci teknolojileri gelişmeye devam ettikçe elektronik devreler ufalacaktır. Bu nedenle tüm bilim dünyası bu çalışmaya hayranlıkla bakıyor. Normalde pek çok hastalığın tetikleyicisi olabilen şeker, gelecekte insanların hayatını kurtarmaya artık çok yakın.