Gece, bir şehrin örtüsüdür. Kendini kaybetmiş, kirletilmiş, dağıtılmış yaşamları gizler karanlığıyla. Huzuru, mutluluğu eritir içinde, uykuya yatırır. Aşkgeceye yakışır! Güneş ve ayın bitmek bilmez kavgasında; sırlar, geceye çekilir pervane böcekleri gibi…
Gece, bir şehrin örtüsüdür. Kendini kaybetmiş, kirletilmiş, dağıtılmış yaşamları gizler karanlığıyla. Huzuru, mutluluğu eritir içinde, uykuya yatırır.

Aşk geceye yakışır! Güneş ve ayın bitmek bilmez kavgasında; sırlar, geceye çekilir pervane böcekleri gibi… Soğuk ve dondurucu bir karanlığın orta yerinde, titreyerek üşür koca bir şehir ve gece çok
haindir.


Aşk, kendi kötülüğüne kanacaksa bir vakit, içindeki şeytanı gösterecekse, kırıp dağıtacaksa orta yerinde sihrini, geceye yakışır.

Gece; kan, ter, sidik ve sevişmenin o garip kokusunu yayar ortalığa. Gözyaşı kokmadığı için mi, hissetmeyiz bir kadının ağladığını akşam karanlığında?

Aşk; içindeki hasreti yakacaksa, buram buram özlem salacaksa etrafına, tırnaklarını geçirip kendi tenine kanatacaksa, bir beden kavrulacaksa yalnızlığıyla, geceye yakışır.

Gecenin gizeminde saklı ne varsa, bir yüreği öldürebilir. Can dayanmaz beklemeye, yaz sıcağının orta yerinde. Bir meltem ister, su gibi içini serinleten. Aşk, beklenene dönecekse eğer, geceye yakışır.

Bekleyenin gözü yoldadır, kulağı kapı zilinde asılı kalır. Artık hem kör, hem dilsizdir bekleyen! Ve ansızın beklenen çıkagelecekse eğer, bir daha ayrılmamak istercesine sarılarak kalacaksa iki vücut; aşk geceye yakışır.

Umudun bekâretini yırtmışsa bir kadın, taş atıyorsa hayallerine bir adam, bir çocuk isteksizce geliyorsa dünyaya ağlayarak, kimse bulunduğu yerden memnun değilse, yüzündeki maskeden sıkılmışsa insanoğlu ve silip atmak istiyorsa makyajını, hepsi geceye yakışır.

Geceye yakışır, kutsal bir sevişmenin sesi çünkü sadece gerçek âşıklar bilirler o melodiyi. Ellerini henüz birbirine değdiren, saf ve temiz çocukların yanaklarındaki kızarıklığı görmesin kimse diye, aşk geceye yakışır.

Birbirine sarılıp uyuyan sevdalılar, yazın kavurucu sıcağına rağmen ayırmıyorlarsa terle vücutlarını, aşk geceye yakışır.

Geceye yakışır küfür etmek, sarhoşluk, avarelik, delilik… Sadece gece gizleyebilir bir şehrin artıklarını, dökülen kanını, çekilen ahını, gözyaşını, bunca ağırlığıyla ayrılığı, ihaneti, kayboluşu… Aşk, geceye yakışır çünkü sadece gece taşıyabilir, insanın kendinden bile soyunduğu gerçek yüzünü…