İftira Suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinde “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olan bir suç olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre, hakkında savcılık soruşturması ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak maksadıyla bir kimseye hukuka aykırı fiil isnat edilmesi halinde iftira suçu oluşmuş olacaktır.

İftira suçu ile korunmak istenen hukuksal yarar, toplumun adil yargılanma hakkı olduğu gibi aynı zamanda kişinin onur, şeref ve haysiyetidir. Aynı zamanda bu suç ile adli makamların aldatılmasının da önüne geçilmek istenmiştir.
İftira suçu hakkında öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor ki bu suç herkes tarafından işlenebilmektedir.

Aynı zamanda herkes, bu suçun mağduru olabilir. Ancak bir kimsenin bu suçun mağduru olabilmesi için cezai sorumluluğunun bulunması gerekir. Aynı zamanda suç isnat edilen kimsenin belirli ya da belirlenebilir bir gerçek kişi olması gerekmektedir.

İftira suçu ani hareketli bir suç olmakla beraber bu suçun oluşması için mağdurun, suçtan zarar görmesi gerekmemektedir. Failin, mağdurun işlemediğini bildiği halde ona hukuka aykırı bir fiil isnat etmesiyle iftira suçunun oluştuğunu söylememiz mümkündür. Ayrıca mağdura isnat edilen hukuka aykırı fiil ile savcılık ya da idarenin harekete geçmesi de suçun oluşumu bakımından şart koşulmamıştır.

Yalnızca isnat edilen fiilin bu makamları harekete geçirmeye elverişli olması suçun ortaya çıkması bakımından yeterlidir. Bu suçun tamamlanma anı ise söz konusu hukuka aykırı fiilin yetkili makamlara bildirilmesi anıdır. Dolayısıyla suçun, yetkili makamlar tarafından öğrenilmesiyle suç tamamlanmış olacaktır.

Aynı zamanda bu makamların suça karşı harekete geçmesi gerekmemektedir. İftira suçu, özel kast ile işlenebilen bir suç olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani failin, mağdurun soruşturma ya da kovuşturmaya maruz kalması amacıyla hukuka aykırı fiil isnadında bulunmuş olması gerekmektedir.

Tüm bunların yanı sıra suçun üç farklı yol ile işlenebileceği de kanunda öngörülmüştür. İlgili kanun hükmüne göre iftira suçu şikayet yoluyla, ihbar yoluyla ya da basın yayın yoluyla işlenebilmektedir.
Basın ve yayın yolundan kastedilen ise her türlü yazılı, görsel ve işitsel kitle iletişim araçlarıyla yapılan yayınlardır.

Dolayısıyla gazete, televizyon ya da internet kullanılmasıyla da iftira suçunun işlenmesi mümkün olabilmektedir. Eğer suç, bu şekilde işlenmişse iftira suçu sebebiyle yargılanan kişinin mahkumiyet kararı iftiranın atılmış olduğu basın ve yayın aracına eşdeğer olan bir araçta yayınlanacaktır. Bunun nedeni ise, iftira suçunun basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde söz konusu isnat edilen hukuka aykırı fiili mağdur ve bununla beraber pek çok kişinin öğreniyor olmasıdır. Dolayısıyla bu durumda mağdurun prestiji ve haysiyeti de zedelenecektir.

Mağdurun aslında suç işlememiş olduğunu, esasında kendisinin bir suçun mağduru olduğunu basın ve yayın araçlarıyla yayınlamak gerekecektir.

İftira Suçunun Nitelikli Halleri

İftira suçunun kanunda birtakım nitelikli halleri öngörülmüştür. Bu nitelikli hallerden birinin var olması durumunda fail hakkında hükmolunacak cezada artış gerçekleştirilecektir. Söz konusu ilk nitelikli hal, iftira suçunun maddi eser ve delil uydurularak işlenmesi halidir.

Bu durumda fail, iftira suçunun basit halinde olduğu gibi soyut olarak hukuka aykırı bir fiil isnat etmemekte; suç hakkında somut olgularak yaratarak mağdur aleyhine hareket etmektedir.
Fail tarafından isnat edilen fiili işlemediğine dair bir kimse hakkında beraat kararı ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse, ancak mağdurun aleyhine olarak bu fiil sebebiyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa bu durumda fail hakkında hükmolunacak ceza artacaktır.

Aynı zamanda mağdurun, isnat edilen suç sebebiyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde iftira suçunu işleyen fail, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun dolaylı faili olarak yargılanacaktır. Tüm bunların yanı sıra iftira sebebiyle mahkemenin, mağdur hakkında verdiği mahkumiyet kararı müebbet hapis cezası ya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ise bu durumda da iftira suçunun faili hakkında verilecek olan ceza artacaktır.

Mağdurun, mahkum edilen hapis cezasının infazına başlanması da failin aleyhine bir durum teşkil edecek ve cezası katlanacaktır.

İftira Suçunun Cezası

İftira suçunun cezası, suçun niteliki hali ve basit halinde farklılık göstermektedir. İlk olarak şunu belirtmeliyiz ki bu suçun basit halinin işlenmesi durumunda fail hakkında 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına hükmolunacaktır. Fakat fail, suçun işlenmesinde somut deliller ve olgular yaratmışsa bu durumda kendisine verilecek olan ceza yarı oranında arttırılacaktır.

İftira konusu olan suçu işlemediği ortaya çıkmış olan kimse için tutuklama ve gözaltına alma dışında herhangi bir koruma tedbiri uygulanmışsa az önce belirtmiş olduğumu iki fıkraya göre uygulanacak olan ceza yarı oranında arttırılacaktır. Aynı zamanda iftira nedeniyle mağdur hakkında müebbet hapis ya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına karar verilmiş ise bu durumda suçun faili, 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecektir.

Eğer bununla beraber mağdurun cezasının infazına başlanmışsa bu halde fail hakkında verilecek olan ceza yarı oranında artış gösterecektir.

İftira Suçunda Etkin Pişmanlık

İftira suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama alanı bulup bulmadığı açıklamamız gereken konular arasında yer almaktadır. TCK m.269’da bu duruma açıklık getirilmiştir. Etkin pişmanlık, failin işlemiş olduğu suç sebebiyle pişman olması ve ortaya çıkardığı zararlarla gidermesi halinde uygulama alanı bulacak olan bir ceza hukuku kurumudur.

Böylelikle fail hakkında verilecek olan cezada indirim yoluna gidilebilecektir. İftira suçunda failin, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması kanunda öngörülmüştür. Buna göre, iftira edenin mağdur hakkında soruşturma başlamasından evvel iftirasından dönmesi halinde kendisi hakkında verilecek olan cezanın 4/5‘i indirilecektir.

Mağdur hakkında kovuşturma başlamasından önce iftiradan dönülmesi halinde ise fail hakkında hükmolunacak cezanın ¾’ü indirilecektir. Eğer mağdur hakkında verilecek olan hükümden önce iftiradan dönülürse bu halde fail hakkında hükmolunacak ceza 2/3 oranında inecektir. Mağdurun mahkumiyetinden sonra etkin pişmanlık hükümlerine başvurulursa failin cezası yarı oranında indirilebilecektir.
Belirtmiş olduğumuz hallerde kanun, hakime takdir yetkisi tanımamıştır.

Yani her halde belirtilen oranlarda cezanın indirilmesi söz konusudur. Ancak eğer mağdurun cezasının infazına başlanmışsa bu durumda hakim takdir yetkisini kullanabilecektir ve kanuna göre bu halde failin cezası 1/3 oranında indirilebilmektedir. Etkin pişmanlık hükümleri hakkında somut olayın niteliklerine göre daha detaylı bilgi alınabilmesi adına ceza avukatları ile görüşülmesi faydalı olacaktır.

İftira Suçu Şikayete Tabi Midir?

İftira suçu hakkında belirtmemiz gereken son husus da bu suçun şikayete tabi olmadığıdır. Çünkü suçun mağduru, hem kendisine işlemediği halde hukuka aykırı fiil isnat edilen kişi hem de iftira nedeniyle soruşturma başlatan ya da idari yaptırım uygulayan makamlardır.

Bu nedenledir ki suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi tutulmamıştır. Savcılık, söz konusu suçun işlendiğini öğrendiği andan itibaren re’sen harekete geçecektir. Fakat savcılık, suçun işlenmesinden itibaren 8 yıl içerisinde dava zamanaşımı süresinde soruşturma başlatmalıdır. Bu süre geçtikten sonra iftira suçu hakkında soruşturma başlatılması mümkün olmayacaktır.