Alan kavramının önemli tamamlayıcılarından olan habitus ise hem bireyi şekillendiren
hem de bireyin eylemleri (pratikleri) tarafından şekillendirilen karşılıklılık durumudur.


Birey habitusu sayesinde farklı ihtimaller karşısında çözüm üretme yeteneği kazanır Dolayısı ile birey hem yapılaşmış bir sınışamanın içerisinden gelmekte hem de yapılaşma sürecinde olan bir sınışamayı inşa etmektedir.

Kişi daha önce herkesin yaptığı birçok şeyi yeniden yaparak habitusu da yeniden üretmiş olur. Başka bir deyişle habitus; eylemi yapan kişinin çok da hesaplamadan yaptığı ve özünde toplum tarafından kabul görmek için pratiğe döktüğü bir gerçekliktir.

Hesaplamadan yapmaktan kasıt, bireyin toplumca kendisinden beklenenin dışında bir şey yapmama eğiliminde olmasıdır. Habitus bu anlamda bireye “kim olsa aynı şeyi yapardı” mantığıyla hareket etme imkanı veren, küçük dönüşümler yaşasa
da genel yapısını koruyan bir “yatkınlıklar bütünüdür” Yani habitus kişiyi toplumsal düzendeki yerine uygun hale getiren eylem eğilimleri setidir.

Bireylerin hem psikolojik hem de biyolojik olarak oyuna dahil olabilecek hale gelmesini sağlar
Bir başka ifadeyle, Bourdieu’ya göre habitus, yukarıda da belirtildiği gibi, bireylerin içinde yaşadıkları toplumsal dünyada karşılaştıkları durumlara karşı uyum sağlamada, bilinçten çok bedensel ve pratik mantığa dayalı olarak geliştirdikleri yatkınlıklar bütünü olarak tanımlanabilir.

Bu haliyle habitus kavramı Bourdieu’nun çalışmalarında önemli bir yere sahiptir. Habitus kavramı Calhoun’un tanımıyla ele alındığında Weber’in “sosyal eylem” kavramıyla benzerlikler göstermektedir.

Gerçekten de bazı çevrelere göre Bourdieu, habitus Habitus; bireyin zorunluluklar sonucu vardığı çıkmazlardan kurtulmasına, o bireyin sosyal yapıdaki yerini -hiyerarşideki yerleri, cinsiyetleri, yaş sıralaması açısından ailedeki konumları vb.- göz önünde bulundurarak çözümler sunan bir ilkedirBu anlamda habitusun tarihsel de bir yönü vardır.

Tüm bu süreci etkileyebilmesi için habitusun geçmişten gelen ve geleceğe uzanan bir yapısı olması gerekir. Bu durum “tarihe dayanarak bireysel ve kolektif pratiklerin üretildiği bir tarih üretimi” tanımında da ortaya çıkar.Dolayısı ile habitus geçmişin deneyimleri ile şimdinin etkinliklerini içerir ve bireyin sosyal sınıfının belirlenmesinde önemli ölçüde etkili olur.

Habitus’un bir diğer işlevine dair Bourdieu şunları söyler; Aktörler kavramının işlevlerinden biri de eyleyiciler arasında üslup birliği sağlamaktır.

Habitus, bir konumun içkin ve bağıntısal özelliklerini birlikçi (üniter) bir yaşam stilinde, yani insanların, malların/varlıkların, pratiklerin tercihindeki birlikçi bir bütünde dile getiren can verici ve birleştirici kökendir Habitusu gündelik yaşamdan bir örnekle de açıklayabiliriz.

Örneğin, bir birey kendi evine, evindeki eşyalara ve odaların konumuna zaman içinde alışır ve daha sonra karanlıkta dahi kalsa tahmin ve el yordamıyla ev içinde yolunu bulabilir.

Örneğin evinin karanlık koridorundan geçip tahmini bir hamleyle elini ışığı yakmak için elektrik düğmesinin üzerine ya da yakınlarına atabilir. Ancak misafir olarak ilk defa gittiği bir evde bir anda karanlıkta kalsa orada yaşayan insanların
yaşamayacağı bir tedirginlik duyar.

Çünkü zihninde o eve ve evin yerleşimine dair bir bilgi yoktur. Orada da rahatlıkla yolunu bulabilmesi için daha önce çok defa o eve gelmiş, o evin içyapısına dair bazı bilgileri aklının bir köşesine yazmış olması gerekirdi.