Faşizm siyaset sosyolojisi açısından devlet aygıtının tipik biçimde terör içeren egemenliğini, dolayısıyla güçler ayrımının ya da hukukun egemenliğinin olmadığı,sıklıkla ırkçı, ama milliyetçi bir küçük burjuva ideolojisini içeren siyasal partiyi,devleti ya da ideolojiyi tanımlamak için kullanılmaktadır 19. yüzyılda modern ideolojilerin birer birer boy göstermesi sonucu liberal ve demokratikbir takım gelişmelerin yaşandığı kıta Avrupa’sında, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde demokratik rejimlerin gerilediği, otoriter ve totaliter yönetimlerin ortaya çıktığı görülmüştür.

Öncelikle İtalya, Almanya, Portekiz ve İspanya’da faşist yönetim biçimlerinin farklı düzeylerdeki örneklerine tanık olunmuştur. Demokratik toplumlarda görülen farklılıklar hiç kuşkusuz söz konusu ülkelerdeki faşist oluşumlarda da görülebilmektedir.

Dolayısıyla faşizm örneklerinin düzeyleri her ülkede farklı olmuştur.Faşizmin bir yönetim biçimi mi yoksa ideoloji mi olduğu konusunda tartışmalı bir durum söz konusudur.

Ancak bir ideoloji mi yoksa rejim biçimi mi sorusunu ortaya attığımızda en azından bir dünya görüşü olarak kabul edildiğinde ideoloji olduğunu düşünebiliriz Faşizm bir dünya görüşü olarak kabul edildiğinde dönemindeki etkin diğer “izm”ler olan liberalizm ve sosyalizmden çok net çizgilerle ayrılmıştır.

Bu ayrım dikkate alındığında faşizm demokratik çizgiden açık bir şekilde farklılaşmaktadır. “Zira, faşizm, liberalizmin ‘eşit fırsat’ üzerine kurulu, sosyalizmin ise ‘sınışarın eşit iktidarı’ üzerine kurulu eşitlik idealini kökten reddetmektedir” Faşizm esas itibariyle “Aydınlanma’nın getirdiği değerlere, düşüncelere, modernizme ve yol açtığı politik düzenlere karşı bir isyandır” .

Faşizmin en genel özellikleri rasyonel düşünceden uzaklaşmış olması, lider pozisyonunun çok önemli oluşu, siyasal itaat kültürüne dayanması,aşırı milliyetçilik ve hatta ırkçılık öğelerini taşıması, totaliterlik unsurunun son derece baskın olmasıdır. Kısaca faşizm bir toplumda var olan siyasal güç ilişkilerinin totaliter, baskıcı ve anti demokratik bir özellik arz etmesi demektir.