Sosyalizm 19. yüzyılda sanayileşmenin geniş toplumsal kesimleri hızla yoksullaştırması sonucu, işçi sınıfının ideolojik bir yapılanmasıyla ortaya çıkmıştır.

Daha net bir ifadeyle “endüstriyel kapitalizmin gelişmesiyle Avrupa’da meydana gelen sosyal ve ekonomik şartlara karşı bir tepki olarak” gelişmiştir .

Sosyalizm genel anlamda “üretim araçları ve dağılımında kolektif mülkiyete dayalı ya da devlet mülkiyetine dayalı bir iktisadi ve siyasal sistem” olarak tanımlanabilir Sosyalizm Karl Marx’ın iktisadi ve sosyolojik düşüncesinden ve genel olarak Marksist düşünceden doğan, kapitalizme karşı alternatif bir toplumsal formasyon öneren bir düşünce ve siyasi sistemdir.

Marx’a göre sosyalizm piyasaların, sermayenin ve emeğin meta olmaktan çıkarılmasını içermektedir Bir ideoloji olarak sosyalizmin düşünce, değer açısından önemli noktaları şu şekilde sıralanabilir: toplum, işbirliği, eşitlik, sosyal sınıf ve ortak mülkiyet.

Sosyalizm toplum düşüncesinde “basit bireysel çabalardan ziyade toplumun gücünü kazanarak sosyal ve ekonomik problemlerin üstesinden gelebilen sosyal varlıklar olarak bütünleştirici bir insanoğlu vizyonuna sahiptir.

Bu kolektif bir vizyondur; çünkü kişisel çıkarlar elde etmek için uğraşmak yerine birlikteçalışarak hedeşeri takip edebilme yeteneği ve istekliliği” üzerinde durur Liberalizmdeki rekabetçi anlayış yerine insanlar arasındaki toplumsal ve ekonomik ilişkilerde işbirliğinin öneminin altını çizmektedir. Eşitlik sosyalizmin en önemli ideolojik özelliklerinden birisidir.

Kapitalizm toplumdaki her birey için fırsat eşitliği olduğunu varsayar ancak sosyalizme göre bu durum toplumda sürekli devam edecek yapısal olarak bir eşitsizliğe neden olur.

Dolayısıyla sosyalizme göre kapitalizmin fırsat eşitliği düşüncesi bir mittir. ‹nsanlar eşit koşullarda yaşarlarsa, kamu yararı, toplumda birbirine bağlılık ve dayanışma da o ölçüde gerçekleşecektir. Toplumsal sınıf merkezli değerlendirme sosyalizm için kritik bir öneme sahiptir. Bu yüzden sınışar toplumdaki ekonomik, toplumsal ve siyasi değişimin ana karakterleridirler.

Sosyalizm toplumsal sınışardan özellikle işçi sınıfının çıkarlarını gerçekleştirebilecek siyasal özgürlük ve mücadele alanı ile ilgilenmektedir. Sosyalizm toplumsal eşitsizliğin kaynağı olarak özel mülkiyeti görmektedir.Bu yüzden de mülkiyetin adaletsiz dağılımı toplumdaki eşitsizliklerin temel kaynağıdır.