Milli Gelir Endeksi ya da GSMH (zýmni) deflâtörü, ekonomide üretilen tüm mallarý kapsayan oldukça geniþ kapsamlý bir fiyat endeksidir. Baz alýnan sepeti, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerden oluþan sepet biçiminde tanýmlamaktadýr. GSMH (zýmni) deflatörü, bir dönemin nominal GSMH’sýnýn reel GSMH’ya oranýdýr ve baz alýnan yýl ile ölçümü yapýlan yýl arasýndaki fiyat deðiþiminin ölçüsüdür.

Bu endeks için zýmni nitelemesinin yapýlmasýnýn nedeni, açýklanan diðer fiyat endekslerinin aksine, doðrudan doðruya bir fiyat oluþturma amacýndan çok, milli geliri reel olarak ölçme çabasýnýn söz konusu olmasý, ancak sonuçta reel ve nominal milli gelirin oranlanmasýyla bu tür bir göstergenin elde edilmiþ olmasýdýr. Bu endeks, bir Paasche endeksi olup, cari fiyatlardan deðerlendirilmiþ GSMH’yý oluþturan mal bileþimlerinin baz yýlda yürürlükte olan fiyatlara göre nispi olarak ne kadar pahalýlaþmýþ (ya da ucuzlamýþ) olduðunu gösterir.

Bu endeksin zayýf tarafý, piyasada fiyatý oluþmayan iþlemler için de (özellikle kamu hizmetleri) itibari fiyatlarýn kullanýlmak zorunda olmasýdýr. Ayrýca, hane halkýnýn doðrudan iliþkili olmadýðý yatýrým ve ihraç mallarýný da kapsadýðýndan, ortalama hane halký için bu endeks paranýn deðerini ölçmede ideal bir endeks olarak görülmemektedir. GSMH deflâtörü, bir ekonomideki tüm mal ve hizmetlerin fiyat deðiþimlerini ölçer.


Nominal GSMH’yý reel GSMH’ya çevirirken aþaðýdaki formül kullanýlýr:
Reel GSMH = ( Nominal GSMH / GSMH Deflatörü) x 100 ya da ;
GSMH Deflatörü = Nominal GSMH (cari yýl GSMH) / Reel GSMH (baz yýl Fiyatlarýyla cari GSMH)
Örnek olarak Türkiye’nin 2002 yýlý nominal GSMH’sýný reel GSMH’ya çevirebiliriz. Önce aþaðýdaki verilere göz atalým:
Türkiye’nin 2002 yýlý nominal GSMH deðeri = 273.5 katrilyon TL
Türkiye’nin 2002 yýlý GSMH Deflâtörü = 2354,1
Buna göre 2002 yýlý reel gayri safi milli hasýlasý,
Reel GSMH (2002) = ( 273,5 katrilyon TL / 2354,1 ) x 100 ≅ 116,1 trilyon TL olacaktýr.

Bu örnekten de anlýyoruz ki, Türkiye’de nominal GSMH ile reel GSMH deðerleri arasýnda çok büyük farklar bulunmaktadýr. Bu farklar ülkemizdeki enflasyondan kaynaklanmaktadýr. Yukarda nominal GSMH’nýn reel GSMH’ya nasýl çevrilebileceði gösterilmiþtir. Reel GSMH’yý nominal GSMH ya çevirebilmek için aþaðýdaki formül kullanýlýr:

Nominal GSMH = ( Reel GSMH x GSMH Deflâtörü) / 100

Yukarýdaki örneði kullanarak 2002 yýlýnýn reel GSMH’sýný, nominal GSMH’ya çevirebiliriz:
Nominal GSMH (2002) = ( 116,1 trilyon TL x 2354.1 ) / 100
≅ 273.5 katrilyon TL

NOT: GSMH deflâtörü, TÜFE’den üç yolla ayrýlýr.

  • Deflâtör, TÜFE’den çok daha geniþ bir mal grubunun fiyatlarýný ölçer.
  • TÜFE, yýldan yýla ayný kalan belli bir mal demetinin maliyetini ölçer. Oysa deflatöre giren mallar, yýldan yýla o ülke ekonomisinde nelerin üretildiðine göre deðiþir.
  • TÜFE içerisinde ithal mallar yer alýrken deflâtörde yer almaz.



  1. EKONOMÝK BÜYÜME

Ekonominin mal ve hizmet üretme kapasitesindeki artýþtýr ve üretim imkanlarý eðrisinin dýþa doðru kaymasýdýr. Nominal ve reel olarak iki kavram vardýr.
Büyüme oraný (g) =
g – nüfus artýþ oraný = Refah artýþý

Kalkýnma: Büyüme + Sosyal faktörlerdeki deðiþim. Yani ekonominin büyümesinin yaný sýra toplumda her alanda iyileþmenin ortaya çýkmasýna kalkýnma denir. Büyüme ve kalkýnma ayrý kavramlardýr.
Konjonktür: Üretim hacmindeki kýsa dönemli artýþ ve azalýþlardaki dalgalanmadýr.

Devreleri

  1. Tepe
  2. Daralma (Resesyon)
  3. Dip
  4. Canlanma


Daralma (Resesyon): Toplam üretimin azaldýðý dönem
Canlama: Toplam üretim miktarýnýn hýzla arttýðý, ekonomi de daha fazla mal ve hizmetin üretildiði dönem

Devlet ekonomiye 3 araçla müdahale eder.

  1. Maliye Politikasý; (Vergi, Kamu harcamasý, Borç yönetimi)
  2. Para Politikasý; (Açýk Piyasa Ýþlemleri (APÝ), Mevduat munzam oranlarý, Reeskont oranlarý, Selektif Kredi Politikasý, Ýkna ve telkin)
  3. Arz yönlü Politikalar; Arz yönlü iktisada dayanýr. Ekonomide çýktýyý artýrmak için vergi düþürülmesini savunurlar. A. Laffer, M. Evans en önemli öncülerdir. Bu görüþü en iyi temsil eden Laffer eðrisi aþaðýda gösterilmiþtir.



  1. GELÝR DAÐILIMINDA ADALET

Gelir daðýlýmý, bir ekonomide ortaya çýkan gelirin, oyunculara nasýl paylaþtýrýldýðýný gösteren ekonomik göstergedir. Ülkeler düzeyinde, gelirin sosyal sýnýflar arasýndaki daðýlýmýdýr. Küresel gelirin kiþilere göre daðýlýmý: En üstteki %20, toplam gelirim %80’ini elinde tutuyor. Bir ekonomideki bütün kiþiler yaþamlarý boyunca üretim sürecine emek, sermaye veya servetleriyle katýlarak yaþamlarýný sürdürmek için yeterli bir gelir saðlamak durumunda olmayabilirler. Hastalýk, sakatlýk, yaþlýlýk, iþsizlik gibi nedenlerle yeterli bir gelir elde edilemeyebilir ve yeterli servet stoklarýna sahip olunamayabilir. Bu nedenle devlet, kendi kusurlarý olmaksýzýn geçimlerini tamamen ya da kýsmen saðlayamayanlarýn yeterli bir gelire kavuþmalarýný mümkün kýlan yeniden daðýlým tedbirlerini almak zorundadýr.


Ekonomik süreç içerisinde fonksiyonel gelir daðýlýmý ile ilk olarak ortaya çýkan gelir brüt gelirdir. Ekonomi teorisi brüt gelirle ilgilenir, buna faktör gelirlerinin daðýlýmý, birincil daðýlým adý da verilmektedir. Ýkincil daðýtým ise, gelirin doðuþu ile kullanýþý arasýnda geçen yeniden daðýlýmý ile ilgili konularý kapsamaktadýr. Bu nedenle ikincil daðýtým devletin araya girerek sosyal ve etik nedenlerle birincil daðýlýmý düzenlemesi anlamýna gelir. Böylece devletin müdahalesi sonucu ortaya çýkan gelir daðýlýmý ikincil gelir daðýlýmý olarak adlandýrýlýr ve birincil daðýlýma göre daha eþitçi olduðu kabul edilir. Devletin gelirleri daha eþitlikçi bir düzeye sokma çabalarý, gelirin yeniden daðýlýmý olarak adlandýrýlabilir. Bu amacý gerçekleþtirmek için devletin elinde gelir daðýlýmýnýn fonksiyonunu ve büyüklüðünü etkileyebilecek çok sayýda araç bulunmaktadýr. Mali olmayan politika araçlarýnýn baþlýcalarý: istihdam, ücret ve fiyat kontrolleridir. Temel maliye politikasý araçlarý ise; vergi ve kamu harcamalarýdýr



  1. DIÞ DENGE

Dýþ denge bir ülkede ödemeler bilânçosunun dengede olmasýný anlatýr. Bunun için ödemeler bilançosu (BP) kalemlerinden Cari Ýþlemler Bilançosu (CÝB), Sermaye Hesabý ve Net Hata Noksan’ýn toplamlarýnýn 0 olmasý gerekir.
BP = CÝB + SH + N. Hata noksan = 0

MÝLLÝ GELÝR MUHASEBESÝ
GSYÝH
Bir ülkede belli bir dönemde, o ülkenin coðrafi sýnýrlarý içerisinde üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin parasal deðerlerinin toplamýdýr.

GSMH
Bir ülkede belli bir dönemde ülke vatandaþlarý tarafýndan elde edilen nihai mal ve hizmetlerin parasal deðerleri toplamýdýr.

GSMH = GSYÝH + Net dýþ alem faktör gelirleri ® Ülke vatandaþlarýnýn yurtdýþýndaki kazançlarý (–) Yabancýlarýn Yurt içindeki kazançlarý

Özellikleri

  1. Sadece tamamlanmýþ mal ve hizmetlerin deðerlerinin toplamýyla ilgilenir. Kamu hizmetleri, maliyetleri üzerinden hesaplanýr. Uygulamada katma deðerler toplanýr.
  2. Ara mallar dikkate alýnmaz.
  3. Pazarlanmasý yapýlmayan bazý mal ve hizmetler GSMH’ye dahil edilmez. (ev hanýmlarýnýn hizmeti)
  4. Tamamen finansal nitelikte olan iþlemler dahil edilmez. (Borç ödemeleri, baðýþ, vb)
  5. Ýkinci el mallarýn satýþý GSMH’ye dahil edilmez.
  6. Üretimin yol açtýðý Çevre kirliliði hesaplara yansýmaz.
  7. Mallarýn kalite deðiþimleri hesaplara yansýmaz.
  8. Stoklar yatýrým olarak kabul edilip GSMH hesaplarýna kaydedilir. Kayýt dýþý ve yasa dýþý faaliyetler ölçülememektedir.





GSMH’NÝN HESAPLAMA YÖNTEMLERÝ


  1. Üretim Yöntemi

Faaliyet kollarýnda üretilen tüm mallarýn deðerinin piyasa fiyatlarýyla ifadesidir. Katma deðerler toplanarak hesaplanýr. Çok zor olduðu için en az tercih edilen yöntemdir.


  1. Gelir Yöntemi

Üretim sonucu elde edilen faktör gelirlerinin toplanmasýyla bulunur. Ücret + faiz + kira + Kar. Bu toplama milli gelir denmektedir.


  1. Harcamalar Yöntemi

Doðrudan tüketime, yatýrýma ya da stoklara veya ihracata konu olan tamamlanmýþ mallara yapýlan harcamalar toplamýdýr. Y = C + I + G + NX olarak gösterilir. I = sabit sermaye yatýrýmýný gösterir ve konut yatýrýmý ve konut dýþý fabrika vb. yatýrýmýný ifade eder. C, tüketimi; G, kamu harcamasýný ve son olarak NX (X-M), net ihracatý gösterir.

* Bazý veriler ölçülmediðinden tahmin edilerek hesaplamalara dahil edilmektedir. (tarým kesiminde pazara çýkmayan ürünler vb.)

GELÝR DAÐILIMININ TÜRLERÝ

  1. Fonksiyonel Gelir Daðýlýmý: Gelirin üretim faktörleri arasýnda nasýl daðýldýðýný gösterir.
  2. Bölgesel Gelir Daðýlýmý: Gelirin bölgelere göre daðýlýmýný gösterir.
  3. Sektörel Gelir Daðýlýmý: Ulusal gelirin sektörlere daðýlýmý ve (tarým, sanayi, hizmet) nasýl deðiþtiðini gösteriyor. Türkiye’de tarým kesiminin GSMH’deki payý %11, sanayinin yaklaþýk %29 ve hizmetlerin ise %60 civarýndadýr.


Kiþisel gelir daðýlýmý adaletsizliðini gösteren bir eðridir. Lorenz eðrisi saða kaydýkça gelir daðýlýmýndaki adaletsizlik artacaktýr. Lorenz eðrisinden hareket ederek bir ekonomide kiþisel gelir daðýlýmýnýn adaletsizliði ile ilgili bilgi veren GÝNÝ Katsayýsýhesaplanabilir.


GÝNÝ KATSAYISI = 0 £ £ 1
Bu deðer; “0” a yaklaþtýkça, gelir daðýlýmýndaki adaletsizlik azalýr.
“0” olmasý, ekonominin mutlak eþitlik doðrusunda olduðunu gösterir. Yani herkes eþit gelir elde ediyor.
“1” e yaklaþmasý, gelir daðýlýmda adaletsizliði artýrýr.
“1” olmasý, ulusal gelirin tamamýný bir kiþi alýr anlamýna gelir. Bu oran Türkiye de ® 0,47; Yunanistan’da ® 0,38 Norveç’te ise 0.30’dur.
GSMH ÝLE ÝLGÝLÝ DÝÐER KAVRAMLAR

Safi Milli Hasýla (SMH) = GSMH – Amortismanlar (Sermayenin aþýnma payý)

SMH = GSMH – Amortismanlar
Amortismanlar
Üretim faaliyeti sonucunda mal ve hizmetler yaratýlýrken geçmiþ yýllardan devralýnan sermaye mallarýnda meydana gelen aþýnma ve eskimenin parasal deðeridir.

MÝLLÝ GELÝR (MG)
SMH’den dolaylý vergilerin çýkarýlmasý ile elde edilen ve diðer yandan faktör gelirleri toplamýna da eþit olan büyüklük. SMH, GSMH ve GSYÝH hesaplanýrken kullanýlan piyasa fiyatlarý, KDV gibi dolaylý vergileri de içermesi nedeniyle üreticilerin eline geçen geliri yansýtmaktadýr. GSMH, piyasa fiyatlarý ile milli geliri gösterirken Milli gelir, faktör fiyatlarý ile milli geliri gösterir ve öyle de adlandýrýlabilir. Bu nedenle milli geliri bulmak için SMH’den dolaylý vergileri çýkarýp, sübvansiyonlarý eklemek gerekir.
MG = SMH – Dolaylý vergiler + Sübvansiyonlar
MG = Ücret (+) Faiz (+) Kar (+) Kira
Kiþisel Gelir
Faktör gelirlerinin tamamý faktör sahiplerinin eline geçmez. Bazý kesintiler yapýldýktan sonra ve ek ödemeler elde ettikten sonra üretim faktörü sahibi kiþilerin ellerine geçen gelirdir.

Kiþisel Gelir = MG – (Kurumlar vergisi + daðýtýlmamýþ firma Karlarý + Sosyal güvenlik kesintileri) + (Transfer ödemeleri + devletin borç faiz ödemeleri)



Harcanabilir Gelir
Kiþisel gelirden vergilerin düþürülmesiyle bulunmaktadýr ve tüketim veya tasarruf amacýyla kullanýlýr.
Harcanabilir Gelir (HG (Yd ))=Kiþisel gelir–Dolaysýz Vergiler=Tüketim (C)+Tasarruf (S)
HG = Yd = C+S

* Ekonomide refahýn ölçütü olarak kiþi baþýna deðerler kullanýlmaktadýr. Bunlar milli gelir büyüklüklerinin nüfusa bölünmesi ile elde edilir. Burada cari dolar kurundan dünya ülkeleri ile karþýlaþtýrma yapmak için kiþi baþýna gelir ve fiyat farklýlýklarýný göstermek için Satýn alma Gücü Paritesi (SGP)’ne göre düzenlenmiþ kiþi baþýna gelir deðerleri kullanýlýr. SGP, daha anlamlý bir ölçü içerir.

Çýktý Boþluðu = Potansiyel Milli Gelir – Cari Milli Gelir

SATINALMA GÜCÜ PARÝTESÝ (SGP) : SGP, ülkeler arasýndaki fiyat düzeyi farklýlaþmasýný ortadan kaldýran para birimi dönüþtürme oranýdýr. Eldeki toplu bir para parite oraný ile farklý bir para birimine dönüþtürüldüðünde, tüm ülkelerde ayný sepetteki mal ve hizmetler satýn alýnacaktýr. Diðer bir deyiþle, SGP ülkeler arasýndaki fiyat düzeyi farklýlýklarýný yok ederek, ulusal para birimlerini birbirlerini dönüþtüren bir orandýr.
Nominal ve Reel GSYÝH
Fiyat deðiþmeleri nedeniyle reel ve nominal ayrýmý yapýlýr. Mal ve hizmetlerin reel deðerini hesaplamak için yani fiyat deðiþmelerinden arýndýrmak için sabit yýl fiyatlarý kullanýlýr.

Nominal GSYÝH = P2006 x Q2006

Reel GSYÝH ise belirlenen bir baz yýla göre sabit fiyatlarla hesaplanmaktadýr.

Reel GSYÝH = P1996 x Q2006

* Reel GSYÝH’yi elde etmenin bir diðer yolu nominal GSYH’yi fiyat endeksine bölmektir.

Deflatör; Bir ülkede belirli bir dönemde üretilen nihai mal ve hizmetlerin parasal deðerlerindeki deðiþimi ölçen deðiþkendir ve mal sepetine dayanan endekstir.

D = x100
TÜFE; Sabit bir mal sepetine dayanan endekstir.

ÜFE; Üretimde kullanýlan girdilerin fiyatlarýndaki deðiþimi ölçer. TEFE’de ithal mallarda kullanýlmaktaydý. (Türkiye’de baz yýl 2003 olarak deðiþtirilmiþtir).

Çekirdek Enflasyon; ÜFE’den elde edilir. Mevsimsel dalgalanmalar ve þoklar dýþarýda býrakýlarak fiyatlardaki deðiþimi ölçer.

MÝLLÝ MUHASEBE ÝÞLEMLERÝ
GSMH = C+I+G+X–M+NFI (Net faktör gelirleri)

SMH = C+I+G+X–M – Amortismanlar

Milli Gelir (Faktör fiyatlarý ile milli hasýla) = C+I+G+X–M (Piyasa fiyatlarý ile milli hasýla) – Dolaylý Vergiler + Sübvansiyonlar

* Kaynaðý milli gelir olduðu halde kullanýmý kiþinin inisiyatifinde olmayan kalemler;
– Kurumlar vergisi,
– Sosyal sigorta iþçi ve iþveren paylarý
– Daðýtýlmayan kadar

* Kaynaðý milli gelir olmadýðý halde kiþilerin gelirini artýran kalemler
– Transfer ödemeleri,
– Sosyal yardýmlar,
– Öðrenci burslarý,
– Devlet, hazine, bono ve tahvillerin faiz ödemeleri,
Yukarýda sýraladýklarýmýzý milli gelirden çýkarýr ve eklersek kiþisel gelire ulaþýrýz.
Kiþisel gelir – Gelir Vergisi = Harcanabilir gelir (Yd) Þ Yd = C+S
Harcamalar: Y = C+I+G+X–M
Kullaným: Yd = Y – T = C + S Þ Y = C+S+T
S+T+M (sýzýntýlar, ekonomiyi küçültür) = I+G+X (ilaveler, ekonomiyi büyütür).

* Ekonominin dengede olabilmesi için;
(S-I) + (T-G) + (X-M) olmasý gerekir. Bunlarýn herhangi birinde meydana gelecek dengesizlik, diðer dengeleri de bozar. Denklemin ilk deðiþkeni olan S=I dengesi, özel kesim dengesini; T=G, kamu dengesini ve son olarak X=M, dýþ dengeyi gösterir.

Örnek:
S = 100, I = 140, T=130, G=90, X=120, M=135 ise Tr (Transfer harcamasý)=?
Cevap:
Yd = Y – (T – Tr) ; S + T + M = I + G (G+Tr) + X ; 100+130+135 = 140 + (90+Tr)+120
365 = 350 + Tr ; TR = 15

Örnek:
Bir ülkede GSMH:5000, amortismanlar: 250, Net dolaylý vergi: 100 daðýtýlmayan karlar:50, kurumlar vergisi:15, Tr:100, Gelir vergisi: 185 ise Yd=?
Cevap:

Örnek:
Yýl Reel GSMH Fiyat Ýndeksi
1 120 240
2 240 180
3 400 120
4 450 110

  1. yýlýn Nominal GSMH’si kaçtýr?


Cevap:
Reel GSMH = x100

Nominal GSMH =

Nominal GSMH =

Nominal GSMH = 480

Örnek:
Yýllar Reel GSMH
2003 640
2004 648
Yukarýdaki bilgilere göre 2004 Yýlýnýn büyüme oraný kaçtýr?

Cevap:
Büyüme Oraný =

B.O =

B.O = 1,25 veya %1,25





TÜKETÝM TEORÝLERÝ
Ýnsanlarýn ihtiyaçlarýný karþýlamak için doðrudan mal ve hizmetleri kullanmalarý demek olan tüketim, toplam talebin en büyük bileþenidir.


  1. Mutlak Gelir Hipotezi (Keynes)

Tüketim, cari harcanabilir gelirin (Yd) fonksiyonudur.

Yd * C*, ancak tüketim gelirdeki artýþtan daha düþük oranda artar. (Temel psikolojik yasa)

C = C0 + cYd c =0 < c < 1
¯
MPC marjinal tüketim eðilimi
DPC = ® Ortalama tüketim eðilimi

* APC, düþük harcanabilir gelir düzeylerinde 1’den büyükken gelir arttýkça azalmakta ve yüksek gelir düzeylerinde 0 ile 1 arasýnda deðer almaktadýr.
* MPC, fakir birey ve ülkelerde yüksektir. APC > MPC ; MPS > APS ® Temel psikolojik yasa
* Tasarruf gelir ile tüketim arasýndaki fark olduðu için (S = Yd – C), tasarruf da cari harcanabilir gelirin fonksiyonudur. Gelir artýnca artar.
S = –S0 + sYd S = (marjinal tasarruf eðilimi) 0 < s < 1
S = MPS (marjinal tasarruf eðilimi)

APS = Þ Ortalama Tasarruf Eðilimi; Düþük gelir düzeylerinde negatifken, harcanabilir gelir arttýkça artmakta ve yüksek gelir düzeylerinde 0 ile 1 arasýnda deðer almaktadýr.
APC + APS = 1 MPC + MPS = 1

Örnek:
C: 350, C0 = 130 mpc = 0.40 ise Y = ?

Cevap :
C = C0 + cY
350 = 130 + 0,40Y ; 0,40Y = 350 – 130 ; ; Y = 550

Kuznets uzun dönemde insanlarýn tüketim eðiliminin sabit kalacaðýný temel psikolojik yasanýn geçerli olmadýðýný ileri sürmüþtür. Uzun ve kýsa dönem arasýndaki bu davranýþ deðiþkenliði tüketim bulmacasý olarak adlandýrýlýr.

* MPC ne kadar büyükse doðru da o kadar diktir.
* Gelir artarken, bu þekilde tüketimin azalmasýna ve tasarrufun artmasýna Keynes temel psikolojik yasa demiþtir.


  1. Nispi Gelir Hipotezi (Duesenberry)

APC, zaman içinde iki nedenle azalmaz:

  1. Tüketim sadece cari harcanabilir gelirin deðil insanlarýn geçmiþte ulaþtýklarý en yüksek gelir düzeyine de baðlýdýr. Ýnsanlar gelirleri azaldýðýnda tüketimlerini azaltmamaktadýr. Çünkü, bu refah kaybý demektir. tüketimin bu þekilde gelir artarken artmasýna raðmen gelir azaldýðýnda azalmamasýna Zemberek Diþlisi Etkisi denir.
  2. Ýkinci olarak, tüketim davranýþýný toplumsal statüko – sosyal çevre gibi unsurlarda belirlemektedir.
  3. Yaþam Döngüsü (Yaþam Boyu Gelir) Hipotezi (Ando ve Modigliani)

Ýnsanlarýn harcanabilir gelirlerini tüm yaþamlarýna yaymak için plan yaptýklarý fikrine dayanmaktadýr. Bunun için insanlar çalýþtýklarý dönemlerde emeklilik için tasarruf yaparlar. Böylece çalýþýlan yýllarda tasarruf olur ve emekli olunca bu tasarruflar kullanýlýr. Tüketim, servet ve yaþam boyu harcanabilir gelirin bir fonksiyonudur. Bu modelde kiþi tasarruflarýný menkul kýymetlere yatýrýyor. Tüketim ilk defa menkul kýymetler ile iliþkilendirilmiþtir. Bu yaþam döngüsünün tüketim ve tasarruf arasýndaki daðýlýmý aþaðýdaki þekilde izlenebilir.



  1. Sürekli Gelir Hipotezi (Friedman)

Ýnsanlarýn tüketimlerini uzun dönem tüketim fýrsatlarýna uydurduðunu savunmaktadýr. Sürekli gelir (Yp), yaþam boyu kaynaklarýn yani bireyin sahip olduðu beþeri servet ile diðer fiziki ve finansal servetlerin bireye saðlayacaðý gelir akýmlarýnýn bugünkü deðeridir. Geçici gelir ise piyangodan para çýkmasý gibi bir kerelik gerçekleþecek gelirleri ifade etmektedir.
C = cYp

* Tüketim sürekli gelirden etkilenirken; geçici gelirden az etkilenir.
* Sürekli gelir sürekli gelirden etkilenir.
* Bunlarýn yanýnda faiz oranlarý da tüketimi etkiler.
* Hisse senedi fiyatlarýndaki artýþ da serveti ve dolayýsýyla tüketimi artýrýr, ancak bu etkinin büyüklüðü oldukça küçüktür.


  1. Barro – Ricardo Hipotezi

Vergi indirimleri de bireylerin harcanabilir gelirlerini artýracaðý için tüketimi artýrýr. Ancak; B – R hipotezi kamu harcamalarý sabit kalacak þekilde borçlanmayla dengelenen bir vergi indiriminin tüketimi etkilemeyeceðini öne sürmektedir. Tüketiciler, kamu borcundaki artýþý gelecekte vergi artýþý olarak görürler. Bu nedenle geçici olduðunu düþündükleri bugünkü vergi indirimini gelecekteki vergileri ödemek için tasarruf ederler. Vergi indiriminin kalýcý olduðuna inanýrlarsa tüketim artar.

YATIRIM (I)
Sermaye stokuna yapýlan ilavelerdir. 3 türü vardýr.
– Sabit sermaye yatýrýmlarý
– Stok yatýrýmlarý
– Konut yatýrýmlarý


  1. Sabit Sermaye Yatýrýmlarý

Nihai çýktý üretimi sýrasýnda firmalar makine, ekipman ve binalarý kullanýrlar. Bunlar sabit sermaye stokunu oluþturur. Bunlar kullanýlýrken aþýnýr. Bunun için net sabit sermaye yatýrýmý önemlidir. Bunun için amortismanlarý Brüt yatýrýmdan çýkarmak gerekir.
Yatýrýmýn getirisi > reel faiz oraný ® yatýrým yapýlýr.
Yatýrýmýn getirisi < reel faiz oraný ® Yatýrým yapýlmaz.

Reel faiz = r = i – pe ® beklenen enflasyon
Ý; Nominal faiz oraný
Daha yüksek enflasyon varsa;
r = formülü ile hesaplanýr.

* Firma yatýrýmlarýnýn bugünkü deðerini ya da yatýrýmýn beklenen net getirisini bugünkü maliyetine eþitleyen iskonto oranýna sermayenin marjinal etkinliði (MEC) denir.

MEC > Piyasa faiz oranýndan ise yatýrým yapýlýr.

NOT: Bir firmanýn yatýrým konusunda vereceði karar þu üç deðiþkene baðlýdýr:

  • Yatýrým için gerekli bina, makine ve teçhizatýn arz fiyatý
  • Yatýrýmýn ömrü boyu getirmesi beklenen hâsýlat,
  • Cari faiz oraný



K = R / ( 1 + i )t
formülü kullanýlýr. K bugünkü deðeri R ileride elde edilecek geliri, i faiz oranýný, t de dönemi göstermektedir. Ýþte yatýrýmýn ömrü boyu getireceði hâsýlat tahmin edilip onun bugünkü deðeri hesap edilir ve buna R denirse, R’nin þu an yatýrým mallarýna yapýlan harcamalardan fazla olmasý gerekir ki giriþimci yatýrým yapsýn. Sermayenin marjinal etkinliði sermaye malýnýn ömrü boyu getirmesi beklenen hasýlat dizisinin bugünkü deðerinin söz konusu sermaye malýnýn arz fiyatýna eþitleyen iskonto oranýdýr, r ile gösterilir. Yatýrým yaparken r ile cari faiz oraný(i) karþýlaþtýrýlýr. r > i olduðu sürece yatýrým yapýlýr.

Uyarýlmýþ Yatýrým; Yatýrýmýn gelir deðiþimlerinden etkilenmesi sonucu yapýlan yatýrýmdýr. Aþaðýdaki þekilde pozitif eðimli bir doðrudur. Etkilenmiyorsa yatay bir doðru olur.

I = I0 + Yd
I0 = otonom yatýrým
I = (marjinal yatýrým eðilimi)
Tobin’in q Teorisi
Yatýrýmý, hisse fiyatlarý ile iliþkilendirmektedir. Firmalar yatýrým yapmak için fona ihtiyaç duyarlar. Firma hisse senedi ihraç ederek yatýrým yapabilir. Hisse senetleri fiyatý yatýrým kararýný etkiler.
q =
Hisse senedi deðeri * yatýrým * q *
q > 1 Þ yatýrýmlar artar
q < 1 Þ yatýrýmlar azalýr. Yapýlmaz.


  1. Konut Yatýrýmlarý

Ev arz ve talebine baðlýdýr. Konut talebi artar ise, fiyatlar artar ve konut yatýrýmý artar, faiz oranlarý ile ters orantýlýdýr.
q =

  1. Stok Yatýrýmlarý

Stoklar, firmalarýn öngördükleri ürün satýþý için ellerinde tutuklarý hammadde, üretim sürecindeki mallar ve bitirilmiþ mallardan oluþur.
KLASÝK MODEL
* Klasik iktisatçýlara göre, ekonominin bünyesinde kendi kendini düzelten mekanizmalar vardýr ve bu mekanizmalar sayesinde ekonomi, bir sapma ortaya çýktýðýnda çok çabuk biçimde uzun dönemli denge durumuna geri döner.
* Klasik iktisatçýlar sanayi devriminden, onun doðurduðu sermaye birikimi, iþ bölümü ve geliþen serbest ticaret sonuçlarýndan çok etkilenmiþlerdir. Piyasa ekonomisinin otomatik biçimde kaynaklarýn tam çalýþmasýný saðlayacaðý görüþündedirler.
* Ekonomide kýsa dönemli dalgalanmalar olmasýna raðmen otomatik uyum mekanizmalarý ekonomiyi hýzlý bir biçimde yeniden tam çalýþma düzeyine ulaþtýrýr.
* Klasik istihdam teorisi bazý temel düþüncelere dayanýr;


  1. Eksik harcama sorununun çok ender ortaya çýkmasý,
  2. Ücret ve fiyatlarýn aþaðý ve yukarý yönde esnek olmasý,
  3. Klasik analiz, reel analizdir. Paranýn ekonomideki rolü pek azdýr. Reel deðiþikliðe yol açmaz.
  4. Her arz kendi talebini yaratýr. (Say yasasý)


* Bu görüþ J. B. SAY’in mahreçler (pazarlar) kanununa dayanýr. Bu teori, ekonomide aþýrý üretim ya da harcama eksikliði olamayacaðýný savunur. Çünkü bu kanuna göre bir malýn üretilmesi demek, otomatik olarak o malý piyasadan kaldýrmak için gerekli olan miktarda bir gelir artýþýnýn yaratýlmýþ olmasý demektir.


* Modelde, rekabetçi piyasalarda oluþan fiyatlarýn ve ücretlerin ortaya çýkacak bir talep ve arz fazlasýný giderecek biçimde deðiþme göstereceði varsayýlýr.
AD ® AD1’e düþürülürse ilk fiyat düzeyindeki toplam harcama miktarý geriler ve B noktasýna gelir ve toplam üretim kýsa bir süre için düþer. Hýzlý bir uyarlamayla ücretler ve fiyatlar P2’ye düþer. Fiyatlar düþünce toplam üretim Yt’deki potansiyel düzeyine yönelir ve tam çalýþma C noktasýnda yeniden denge saðlanýr. Özetle, ekonomi tam çalýþma düzeyinin altýnda uzun süre kalamaz.

Tasarruf, Yatýrým ve Faiz Oraný (Mal Piyasasý)
Toplam harcamalarla toplam gelirlerin (ex-ante) olarak eþitliðini ifade eder. Kýsacasý,
eðer iþletmeler bir bütün olarak hane halkýnýn planladýðý tasarruf tutarý kadar yatýrým yapmak isterlerse say kanunu etkisini gösterir ve yurt içi üretim ve istihdamda bir deðiþme olmaz. Bunun için tasarruf ve yatýrýmýn eþit olmasý gerekir.


* Faiz oranýnýn tasarruf ve yatýrým eþitliðini gerçekleþtirme mekanizmasý oldukça basittir. Klasiklere göre hane halký normal olarak tasarrufu deðil, tüketimi tercih eder. Tüketiciler, bir ödül verilirse (faiz) tüketimden vazgeçip tasarruf ederler. Faiz artarsa tasarruf artar. Tasarruf doðrusu pozitif eðimlidir.


* Faiz, ödünç fon kullanma karþýlýðýnda ödenen bir bedel olduðuna göre, iþletmeler düþük faizlerden daha fazla ödünç alýp yatýrým yapmak isterler. Böylece, iþletmelerin yatýrým talebi grafikte I ile temsil edildiði gibi negatif eðimli bir eðri olacaktýr. Klasiklerde faiz, yatýrým, tasarruf ve yatýrýmlarýn birbirlerine eþit olduðu noktada oluþur. Yani faiz mal piyasasýnda belirlenir.

Ýþgücü Piyasasý
– Fiyatlar ve ücretler tam esnektir.
– Ýþçiler, istedikleri anda iþ bulabilmekteler.
– Firmalar, istihdam ettikleri iþgücünün miktarýný herhangi bir maliyete katlanmadan diledikleri gibi deðiþtirebilmektedir.

Emek Talebi
Ücret maliyetinden fazla getiri saðladýðý sürece istihdam ve üretim arttýrýlýr.

  1. MPL = W

* Ýlave emeðin hasýlaya katkýsýna, emeðin marjinal verimi denir.
* Firma, emeðin marjinal ürünü (MPL), ilave emeðin maliyetini aþtýðý müddetçe ek iþgücü istihdam edecektir. Ýlave iþgücünün maliyeti, nominal ücretin fiyat düzeyine bölünmesiyle elde edilen reel ücrettir. (W/P)
MPL = olana kadar iþgücü istihdam eder.
* Emeðin marjinal ürünü, MPL, azalan getiriler nedeniyle istihdam düzeyinin azalan bir fonksiyonudur.
* Buna göre emek talebi, reel ücretin azalan bir fonksiyonudur.

Emek Arzý
Bir bireyin emeðini arz ederken karþý karþýya bulunduðu tercih, çalýþmak ile zamanýný dinlenerek geçirmek arasýnda tahsis etmekten ibarettir.
* Emek arz eðrisi, pozitif eðimlidir. Emek arzý, reel ücretin artan bir fonksiyonudur.

Fiyat düzeyinin deðiþmesi emek arz ve talebini de deðiþtirir.

Para Piyasasýnda Denge
Klasik sistemde, para piyasasýnda denge Fisher’in miktar kuramýna dayanýr.
M.V = P.T ® Ýþlem hacmi (T)
M.V = P.y ® reel GSMH (y)
M.V = Y ® Nominal GSMH (Y)
M: para arzý; V: paranýn dolaným hýzý; P: fiyatlar genel düzeyidir.
* Ekonomide iþleme konu olan iþlem hacmi yerine reel GSMH kullanýlabilir (Tam istihdam olduðu için) Paranýn dolaným hýzý sabittir. (Kýsa dönemde)
* Para sadece iþlem amaçlý kullanýlýr.
Ms (para arzý) * iþlem amaçlý para talebi * AD (toplam talep) * AS (toplam arz) (sabit olduðu için) ® P *
Ms * ® P* (ayný yönde, ayný oranda)
* Para sadece iþlem amaçlý kullanýldýðý için para miktarýný deðiþtirerek, reel çýktý seviyesi arttýrýlamaz, sadece fiyatlar artar.
M.V = P.Y ® Þ burada M/P, reel para stokunu gösterir.
Cambridge Yaklaþýmý
Para; 1. iþlem amaçlý, 2. servet saklama fonksiyonu nedeniyle talep edilir.

M.V = P.Y

M = PY

M = K.P.Y K; nakit tercih oraný ya da paranýn ne kadarýnýn elde tutulacaðýný gösterir.

* Paranýn dolaným hýzý sabittir, deðiþirse;
V* ® K¯ (enflasyon olur, nakit fazlasý olur)

Ms=Md Þ Md = .P.

* Fisher miktar kuramý ® M. = P. ® Ms* ® P*

* Cambridge; M. = P.; Ms = k.P.Y
Ms=Md = K.P.Y

MS;

  1. Ýþlem amaçlý talep edilir ® AD * Þ ® P*
  2. Servet tutma amaçlý talep edilir: ekstra para basýlmasa bile insanlar servetlerinden harcama yaparlar. Bu da fiyatlarý artýrýr.


* Cambridge yaklaþýmýna göre; paranýn dolaným hýzý artarsa AD* ® ® P*
olur.


Dýþ Denge
Bu modelde temel hedef, dýþ dengedir.
M > X ® ülkeden altýn çýkar ® altýn rezervi azalýr ® Para arzý azalýr Ms¯ ® P¯ ® X* Þ X = M

X>M ® ülkeye altýn girer ® altýn rezervi artar ® Ms* ® P* ® X¯ M* Þ X = M


KEYNEZYEN BASÝT GELÝR HARCAMA MODELÝ

– Gelirden – çýktýdan kast edilen reel GSYÝH’dir.
– Reel GSYÝH, veri fiyat düzeyinde toplam harcama demektir.
– Çýktý, toplam harcama tarafýndan belirlenmektedir, harcamalardaki deðiþmeler çýktýdaki deðiþmelerle karþýlanmaktadýr, dolayýsýyla fiyat düzeyi sabittir.
– Özel sektör doðasý gereði istikrarsýzdýr. Ekonomi eksik istihdamda olur.
– Yatýrýmlar otonomdur; yani gelirden ve faizden baðýmsýzdýr. Ekonomiye aktif devlet müdahale etmeli ki tam istihdam olsun.
– Ex-ante bir modeldir. Dönem baþýnda planlamanýn gerçekleþmesi anlamýna gelir.


Y = C+I+G+NX’dir

Devletin ve dýþ ticaretin olmadýðý bir ekonomide

Y = C0+CY+I0 dýr.

Y = C0+cY+I0 Þ Y – cY = C0+I0
ÞY =

* Gelir düzeyini otonom harcamalar ve çarpan (çoðaltan) belirler. (Otonom harcamalarýn 1 birim artmasý gelir üzerinde kaç kat etki yaratýrý gösteren katsayýdýr.)

Çoðaltan = Þ c ne kadar büyükse çarpan o kadar büyük olur.

MPC + MPS = 1 olduðu için

Çarpan = olarak da yazýlabilir.


* Dýþa kapalý bir ekonomide denge I = S noktasýnda oluþur.
* Modele devletin girmesi;


Bu basit modele þimdilik sadece devletin cari ve yatýrým harcamalarýný alýyoruz. Yani kamu harcamalarýný alýyoruz. Gelir olarak da sadece otonom vergi kýsmý alýnacaktýr. Milli gelir hesaplarýnda fiili toplam talep fiili çýktý düzeyine eþittir. Ancak planlanmýþ çýktý düzeyinin planlanmýþ harcamalara eþit olmadýðý durumlar ortaya çýkabilir. (Devlet müdahale edebilir). Ekonomi eksik istihdamda dengede iken tam istihdam düzeyinden bakýldýðýnda toplam harcama tam istihdam hasýla düzeyinden daha küçüktür ve aralarýndaki farka deflasyonist açýk denilir. Eðer denge tam Ýstihdam düzeyinin üstünde ise yani toplam harcamalar, Y’den büyükse enflasyonist açýkdenir.

Y = Co + CY + Io + Go ® S+T = I +G
Y = .Co + Io + Go
Otonom vergide çarpan =

Gelir Vergisi ve Transfer Ödemelerinin Olduðu Durumda Çarpan

Y = C + I + GC = Co + CYd ® harcanabilir gelir
Ya = Y – T + TR
TR = Transfer ödemeleri
T = Vergi

I = Io
G = Go
T = To + ty
TR = TRo
Y = C+I+G ® Y = Co+cYd+Io+Go
Y = Co + c(Y–T+TRo) + Io+G0
Y = Co + c(Y – (To + Ty)+TRo) + Io + Go
Y = Co + cY – cTo – ctY + cTRo + Io + G0
Y – cY + ctY = Co – cTo + cTRo +Io +Go
Y(1–c(1–t) = Co – cTo + cTRo + Io Go
Y = .(Co – cTo + cTRo + Io+Go

DY=.DAE (vergi ve transfer ödemelerinin olduðu durumda çarpan katsayýsýný gösterir).


* Vergiyi dahil edersek çarpanýn etkisi küçülür.
* Vergiler arttýkça çarpanýn etkisi düþer.


Örnek:
s:0,25, t = 0,20, DG=200, DY=?

Cevap:
Y = DG s:0,25 ® c:0,75
Y==500

DBS (Bütçe fazlasýndaki deðiþim) = DT – DG ® t.DY–DG
0,20 . 500 – 200 = 100 – 200= –100 Bütçe açýðý (Bütçe üzerindeki etkisi).

  1. Basit çarpan = .DI
  2. Transfer ödemeleri çarpaný = . DTR
  3. Vergi Çarpaný= . DT
  4. Gelir vergisi çarpaný =



Y = C + I + G C + I + G = C + S + T
Y = C + S + T I + G = S + T (denge koþulu)

* Devletin gelir vergisi oranlarýný arttýrdýðý durumda çoðaltan katsayýsýnýn deðeri küçülür.
* Transfer harcamalarý çarpaný her zaman otonom harcama çarpanýndan küçüktür. Çünkü TR’nin bir kýsmý tasarruf edilmektedir.
* Vergi çarpaný ise transfer harcamalarý çarpanýnýn negatifidir. Çünkü otonom vergilerin artýrýlmasý hasýlayý azaltmaktadýr.
* Çoðaltan simetrik iþler ve iþlemesi için ekonomi mutlaka eksik istihdam dengesinde bulunmalýdýr.

Örnek:
Tüketim dýþýndaki tüm harcamalarýn otonom olduðu bir ekonomide kamu harcamalarý ve otonom vergilerin her ikisinin de 1 TL arttýrýlmasý durumunda gelir düzeyindeki deðiþme ne olur?

Cevap:
DY = .DGo – . DT0
DY = –
DY = – .1
DY = 5.1 – 4.1 = 1
Denk Bütçe Çarpaný “1” dir. Buna Havelmoo Kuralý denir.

=

* Denk bütçe çoðaltanýn ekonomi üzerindeki etkisi geniþleticidir.

* Yatýrýmlarý otonom deðil, uyarýlmýþ olarak alýrsak, çarpanýmýz ® SÜPER ÇARPAN ya da BÝLEÞÝK ÇARPAN ismini alýr.

C = Co + cY
I = Io + eY (e=® marjinal yatýrým eðilimi)
Y = Co + cY + Io + eY
Y – cY – eY = Co + Io
Y = .Co + Io

Örnek:
s:0,25, DG=200 DY = ?

Cevap:
C+S = 1
DY=.DG Þ .DG = Þ 4.200 = 800

Peki bu DG (200)’yi nasýl finanse ederiz?
BS = T – G = 0 DG = 200
DBS = DT – DG ; 0 = t.DY – 200 ; t.DY = t. 800 = 200 ; t= 0.25

Modele dýþ ticareti dahil edersek;
NX = X – M
X = X0
X = f (Yf) (yabancý ülkelerin milli geliri)
M = Mo + mY , m== marjinal ithalat eðimi
Y = Co + cY + Io + Go + NX

* Dýþa açýk bir ekonomide çoðaltan;
K =

Çünkü M, S, T ® ekonomiden sýzýntýlar iken
X, I, G ® ekonomiye eklentilerdir.

* S – I = G – T

S > I Þ G > T dir.

¯bütçe dengesi
¯dýþ denge
¯iç denge
S – I = (G – T) + (X – M)



Örnek:
m=0,10, t=0,25, c=0,80 DI=200


  1. a) Y üzerindeki etkisi?
  2. b) Dýþ denge üzerindeki etkisi?


Cevap:

  1. a) DY=DI =

DY=400


  1. b) X – M = 0 ise denge DD=DX – DM = 0

Þ 0 – m.DY
Þ DD = –0,10.400 Þ DD=– 40 ® 40 birim dýþ açýk verilir.

Tasarruf Paradoksu
Bireylerin tasarruf yapmasý iyiyken toplumun topyekün tasarruf yapmasý (terkip hatasý) kötüdür. Geliri düþürür.


* Yatýrým harcamasý gelir üzerinde pozitif etki yaratýrken dýþ denge üzerinde (–) etki yaratýr. Kamu harcamasý ve transfer ödemesi gelir üzerinde (+) etki yaratýrken dýþ denge üzerinde (–) etki yaratýr.

Örnek:
m=0,10, t=0,25, c:0,80, DX=200 Þ DY=? DD=?


Cevap:
DY = .DX Þ DY=400*

Dýþ denge üzerinde;
DD = DX – DM ® = 200 – m.DY
= 200 – 0,10 . 400
= 200 – 40 = 160 *

* Ýhracat artýþýnýn ithalat artýþýna etkisi vardýr.
Dýþ ticaret çarpaný (baþka açýdan);
DY = .DX
DD = DX – DM ® DD = DX – m
DD=DX–.DX
DD = DX. ® DD=DX

DD=DX.Þ DD=DX .

Çarpanýn Ýþlemesi Ýçin Gerekli Koþullar
Çarpan mekanizmasý Az Geliþmiþ Ülkelerde (AGÜ) Geliþmiþ Ülkelere (GÜ) göre daha az etki yaratýr. Çünkü


  1. Tarým sektörünün Milli Gelir içindeki payý yüksektir. Tarým sektöründe çarpan etkisi zayýftýr.
  2. AGÜ’ler yapýlacak yatýrým için sermaye mallarýný ithal eder. Bu nedenle çarpanýn etkisi dýþ dünyaya yansýr.
  3. Basit tekniðe ve bol iþgücüne dayalý sektörlerde çarpanýn etkisi zayýftýr. Genelde AGÜ’lerde bu durum mevcuttur.

Hýzlandýran
Net yatýrým düzeyinin beklenen çýktýdaki deðiþime baðlý olduðunu ortaya koyar. Ekonomide bir baþlangýç harcamasý kendisinden kat kat fazla bir gelir ve harcama oluþtururken, yani çarpan mekanizmasý çalýþýrken, bazen bu gelir ve harcama artýþlarý yatýrýmcýlarý yeni yatýrýmlar yapmaya itebilir. Buna hýzlandýran ilkesi denir.

* Hýzlandýran teorisine göre, cari dönem yatýrým talebi, cari dönem milli gelir artýþýna baðlýdýr.

It = V . (Yt – Yt-1)
It Þ Cari dönem yatýrým talebi, marjinal yatýrým eðilimi
V Þ Hýzlandýran katsayýsý (Sermaye /Hasýla oraný)
Yt Þ Cari dönem geliri
Yt-1 Þ Bir önceki dönem geliri

SERMAYE HASILA ORAN; Sermaye-hasýla oraný, gelirde (hasýlada) bir birim artýþ saðlamak için kaç birim yatýrým yapýlacaðýný gösteren bir katsayýdýr. Bu oranýn tersi ise (1/k), bir birimlik yatýrýmýn yol açtýðý hasýla artýþýný ifade edecektir. Baþka bir deyiþle, sermayenin marjinal verimliliðini verecektir. Eðer yatýrým oraný büyükse, büyüme hýzý yüksek, küçük ise büyüme hýzý düþük olacaktýr. Aslýnda ekonomik kuramýnda, birden fazla sermaye-hasýla oraný kavram vardýr. Bu kavramlar þu þekilde sýnýflandýrýlabilir. ORTALAMA VE MARJÝNAL SERMAYE/HASILA ORANLARI.Ortalama sermaye/hasýla oraný; belirli bir dönemde elde edilen hasýlanýn ne kadar sermaye ile saðlandýðýný veren expost bir kavramdýr. Baka bir deyiþle, herhangi bir andaki toplam sermaye stokunun toplam gelire bölünmesidir. Buna karþýn marjinal sermaye/hasýla katsayýsý, hasýlayý bir birim arttýrmak için, ne kadar sermaye gerektiðini gösteren, daha çok exante bir kavramdýr. Buna göre marjinal sermaye/hasýla katsayýsý (k), ekonominin sermaye stokunda meydana gelen artýþýn, gelir artýþýna oranýdýr. Bu da, plan modellerindeki sermaye/hasýla oranýndan baþka bir þey deðildir.

Hýzlandýranýn Ýþleme Koþullarý

  1. Nihai mallarý üreten (tüketim mallarý) sektörlerde tam kapasite olmasý gerekir.
  2. Sermaye mallarý sanayinde eksik istihdam olmalýdýr.
  3. Basit tekniðe ve bol iþgücüne dayalý sektörlerde hýzlandýran etkisi zayýftýr.
  4. Hýzlandýran asimetriktir; çarpan simetriktir.



IS – LM ANALÝZÝ (Hicks – Hansen Modeli)
Mal piyasasý ile para piyasalarýnýn karþýlýklý eþanlý dengesini saðlayan faiz hadlerinin oluþumunu anlatýr.

Varsayýmlarý;
– Hasýla toplam harcama tarafýndan belirlenmektedir.
– Faiz önemli bir deðiþkendir.
– Yatýrýmlar faizin bir fonksiyonudur.
– Fiyat düzeyi sabittir.