amin
1- De ki: ben, karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rabbe sığınırım,
2- Yarattığı şeylerin şerrinden,
3- Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
4- Düğümlere üfleyenlerin şerrinden,
5- Ve hased ettiği zaman hasedçinin şerrinden. (Allah’a sığınırım).
KaLbim Bu Asrın Denqi DeğiL.
Beş vakit namazından sonra Felak suresinin 3 kere okuyan kişi, semavi tüm belalardan ve dünyevi kazalardan korunur. Ayrıca okumaya devam etmek hasetçilerin hasedini engellemektedir.
Okumaya devam eden kimseye Allah, kolay yoldan rızk vermektedir. İnsanların belasından ve kötülüklerinden de korumaktadır.
Bir kişi, sabah ve akşam olmak üzere günde 3 kez İhlas, Felak ve Nas surelerini okursa, Allah onu insan ve cinlerin şerrinden korur. Bunun yanında bela ve musibetlere karşı da koruma altına almaktadır. Bu sayede hiçbir kötü kimseden kötülük göremez.
Son nefesini vermekte olan bir kimseye bu sure okunduğu takdirde, ruhu bedeninden rahatça ayrılmaktadır. Yatağa girerken okuyan kimseler ise şeytan ve cinlerin şerrinden korunur ve rahat bir uyku uyur. Büyü ve sihri etkisiz hale getirmek ve şeytandan korunmak için de Felak ve Nas Sureleri 41 kez okunabilir.
Tüm belalardan Allah’a sığınılması, sabah aydınlıklarının mutlu edici ve ferahlatıcı özelliğine bir benzetme yapılmaktadır. Bu sureler okunarak Allah’a sığınan insanlar mutlaka aydınlığa kavuşacaktır şeklinde hadisler bulunuyor.
Bu surenin düğümlere üfürülmesi genel anlamda büyücülüğü ifade etmektedir. Bununla birlikte bu ayet, büyünün varlığını da göstermektedir. İnsanlar kendileriyle ilgili büyü yapılıp yapılmadığından habersiz olacakları için Felak ve Nâs surelerini devamlı okuyarak, her türlü büyülerden korunabilmektedir.
Hz. Muhammed’e (sav) büyü yapıldıktan sonra indirilmesi de büyünün varlığına kesin işarettir. Bu büyülerin bozulması için Nas ve Felak sureleri indirilmiştir. Sadece büyüleri bozmak için değil, evren üzerinde yer alan tüm bela ve musibetlerden korunmak için de okunmalıdır.
FELAK SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
Peygamber efendimiz(sav)'e Yahudiler tarafından yapılan büyünün bozulmasına karşılık felak ve nas sureleri birlikte nazil olmuşlardır.
Müfessirler demişlerdir ki: Rasulullah’a (sav) hizmet eden yahudi bir çocuk vardı. Yahudiler ona yaklaştılar ve ondan Rasulullah’ın(sav) baş tarağını ve tarağın dişlerinden bir miktar alıncaya kadar ayrılmadılar. O da onları aldı ve onlara verdi. Onlar da Rasulullah’a sihir yaptılar. Yahudi Lebid ibnu'l-A’sam bu işi üzerine aldı. Sonra adına ‘Zervan’ denilen Beni Zurayk kuyusunda o sihri gizledi. Bu sebeple Rasulullah(sav) hastalandı. Başının saçları yayıldı ve saçıldı. Bu, altı ay devam etti. Hanımları ona gidiyolar, fakat o, hanımlarına gitmiyordu. Rasulullah(sav) erimeye başladı. Başına geleni de bilmiyordu.
Birgün uyurken ansızın ona iki melek geldi. Birisi baş tarafına, diğeri de ayak tarafına oturdu. Baş tarafına oturan dedi ki: “Bu adama ne oluyor?” Diğeri de: “Tubbe yapıldı.” dedi. Öbürü: “Tubbe nedir?” diye sordu. Diğeri de : “Sihirdir.” dedi. Öbürü: “Ona kim sihir yapmış?” dedi. Diğeri: “Yahudi Lebid ibnu'l-A’sam” diye cevap verdi. Sordu ki: “Ne ile sihir yapmış?” O da: “Saç tarağıyla.” dedi. “O nerededir?” diye sordu. Diğeri: “Zirvan kuyusunda su çekilirken ayak basılan taşın altında hurma çiçeğinin kabuğuna sarılı.” dedi.
Rasulullah(sav) uyandı ve buyurdu ki: “Ey Aişe, anladın mı? Allah-u Teala bana hastalığımı haber verdi.” Sonra Ali, Zübeyr ve Ammar bin Yasir’i gönderdi. Bu kuyunun suyunu boşalttılar. Sanki su, bekletilmiş üzüm gibiydi. Sonra taşı kaldırdılar ve hurma çiçeğini kabuğuna çıkardılar. Bir de baktılar ki, Rasulullah’ın(sav) tarağı ile tarağının dişleri ve bir de o hurma çiçeğinin kabuğunda kendisinde on bir düğüm bulunan bağlanmış ve iğne ile birbirine geçirilip batırılmış bir ip var. Bunun üzerine Allah teala muavizeteyn surelerini indirdi. Rasulullah(sav) her bir ayeti okudukça bir düğüm çözüldü. Rasulullah(sav) rahatladı. Son düğümler de çözülünce Rasulullah(sav) sanki bağlandığı bir ip etrafından çözülmüş gibi rahatladı. Cebrail(as) şöyle demeye başladı: “Seni Allah’ın adıyla tedavi ediyorum. Sana eziyet veren her şeyden, hased edenden, nazar edenden, Allah sana şifa versin.” Bunun üzerine dediler ki: “Ey Allah’ın Rasulü, habisin başını yaralım mı? Onu öldürelim mi?” Rasulullah(sav) buyurdu ki: “Allah bana şifa verdi. İnsanlara şer dağıtmayı hoş görmem.” Bu davranış da Rasulullah’ın(sav) hilmindendir.” (Buhari, Tıbb: 5766; Müslim, Selam: 44/2189; Beyhaki, Delailu’n-nübüvve; Vahidi, Esbab-ı Nüzul; Suyuti, Esbab-ı Nüzul Lübab-ı Nükul)
Aişe dedi ki: “Rasulullah’a(sav) sihir yapıldı. O, öyle bir hale geldi ki yapmadığı halde birşey yapmış vehmine kapıldı.” Aişe diyor ki: “Bir gün benim yanımdayken Allah’a dua etti ve O’nu çağırdı. Sonra dedi ki: “Ey Aişe hissettin mi? Allah kendisinden istediğimi bana verdi.” Ben de dedim ki: “Nedir o ey Allah’ın rasulü?” Buyurdu ki: “Bana iki melek geldi...”dedi ve yukarıdaki şeyleri anlattı.” (Buhari, Tıbb: 5766; Müslim, Selam: 44/2189; Vahidi, Esbab-ı Nüzul)
Enes bin Malik dedi ki: “Bir yahudi Rasulullah’a(sav) bir şeyler yaptı. Bundan dolayı da ona çokça acı isabet etti. Sahabeler onun yanına gelince ona bir şeylerin olduğunu anladılar. Cibril de kendisine Muavizeteyni indirdi. Rasulullah(sav) bu ikisi ile Allah’a sığındı. Bundan sonra da ashabına sıhhatli olarak çıkmış oldu.
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)