Fenomenoloji ifadesi, görünmek anlamına gelen Yunanca bir sözcükten gelmektedir. Çağdaş felsefede fenomenoloji ifadesi, çoğunlukla bir şeyin nasıl göründüğünü veya bir tecrübenin neye benzediğini tarif etmek için kullanılır.

Fenomenoloji, Alman filozof Edmund Husserl (1859 – 1938) tarafından kurulan bir felsefe ekolüdür. Husserl, bilinçli tecrübelerimizi (varsa bile onların ötesinde neyin var olduğu sorusunu bir kenara bıraktı) keşfetmek istedi. Fenomenolojiyi, bilinçli tecrübelerimizi sistematik bir şekilde tarif etme girişimi olarak yorumladı ve bu çabanın felsefenin temelini oluşturması gerektiğine inandı. Husserl’in ana hedeflerinden biri, tecrübenin yönelmişliğini (diğer bir deyişle tecrübelerin kendilerinden başka şeyler hakkında olduğu gerçeğini) araştırmaktı. Örneğin, eğer bir kişi bir aslan tarafından kovalanma tecrübesine sahip olursa, ister aslan tarafından kovalanmanın kabusuna sahip olsun, ister bir aslan tarafından gerçekten kovalanmış olsun, kişinin tecrübesi bir aslan hakkındadır. Buna zıt olarak tecrübenin yanında çoğu şeyler (örneğin masalar, kayalar veya o konu için aslanların kendileri) başka bir şey hakkında değildir.

Husserl, tecrübelerin yönelmişliğini fenomenolojinin ana konusu olarak ele aldı. Husserl, fenomenolojinin hedefinin yalnızca bazı kısmi tecrübelerin çok detaylı bir betimlemesi olmadığına inandı. Bilinçli tecrübenin farklı türleri arasında gerekli yapıları ve karşılıklı ilişkilerini tanımlamayı istedi. Böylece fenomenoloji, Husserl’e göre sadece nasıl düşündüğümüzü tarif eden psikolojiden ayrıldı. Sonra gelen çoğu filozof, fenomenolojiden ağırlıklı şekilde etkilendi. Örneğin Husserl’in öğrencisi Martin Heidegger (1889 – 1976) pek çok fenomenoloji fikrini kendi felsefesine kattı. Aynı zamanda Fransız filozoflar Jean Paul Sartre (1905 – 1980) ve Maurice Merleau-Ponty (1908 – 1961), Husserl’in fenomenolojisinden etkilendi.

Heidegger ve Sartre üzerindeki etkisine rağmen fenomenoloji, varoluşçuluğun gelişiminde önemli bir rol oynadı. Husserl’in bir nesneye kasten yönelen bilinçli bir tecrübe için kullandığı ifade noesis’tir. Eylemin içeriğine noema demiştir.