Bir çocuğun yetişmesinde anne ve babanın önemi yadsınamaz. Babaların hem kızların hem de erkek çocukların hayatlarında önemli kişi olduklarını söylemek mümkün. Baba ve çocuk ilişkisi hakkında Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı, An Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi Kurucusu Nurten Aydın’dan önemli bilgiler aldık.

Annelik duygusu nasıl hamilelikle başlıyorsa, babalık yaşantısı da aslında annenin hamileliği ile başlar. Eşinin hamileliliğinin sorunsuz geçmesi için eşine destek olan, onunla aynı heyecanları yaşayan baba adayları bu süreçte babalık duygularını da yaşamaya başlar. Bu sorumlulukla hareket eden baba adayı hem eşine hem de doğacak çocuğuna karşı kendisini sorumlu hisseder.

Bebeğini kucağına aldığı anda bir babanın çocuğu ile iletişimi başlamış demektir. Ancak bu bağ annenin bebeği ile kurduğu bağdan biraz farklıdır. Özellikle bebeğini emziren, ihtiyaçlarını gideren kişi anne olduğu için, babaların iletişimi sadece ona dokunmak, anne yanında yokken bebeğin yanında olmakla sınırlı kalabilmektedir. Oysaki doğumdan sonra babanın da anne gibi duygusal bağ kurabilmesi için bebeği ile fiziksel temas kurması gerekir.

Ancak babalar genellikle annelerin bebeğe daha iyi bakabileceklerini düşünerek genellikle böyle bir sorumluluk almazlar. Çünkü babalıkla ilgili toplumsal kalıplar vardır, bu kalıplara uymaları gerektiğini düşünürler ya da anne bebeğini yapamaz düşüncesi ile babaya teslim etmek istemez.


Özellikle 0-1 yaş döneminde çocuğa ilgi ve sevgi ile yaklaşılması, ihtiyaçlarının zamanında karşılanması çocukta güven duygusunun gelişmesine neden olur. Bunun tam tersi durumlarda güvensizlik duygusu yaşamaya başlar kendisini çevresindeki insanlar ve olaylardan uzak tutar.