Hayat ertelenmez...
Daha doğar doğmaz anlamalıydın
Her şeyin er ya da geç bir sonu olduğunu
Zamanı geldiğinde çıkıverdin sahneye
Sonu meçhul bir oyuna açılınca perdeler
Doğup başladın sen de herkes gibi ölmeye
Çok geçmeden öğrendin ertelemeyi
Şımarıp da babanı az bekletmedin
Baba diyebildiğini duyması için
Ve diz üstü süründün aylarca usanmadan
Kucak açıp, koşmanı beklerken sevdiklerin
İnsan istemese de geçiyor işte zaman
Artık sen o evin yumurcağı değildin
Derken bir listeye yazdırdılar adını
Her sabah “burada mı” diye sordular
Sense hep “bugün nasıl bitecek” diye
Yaşamayı ertelerken geçti güzelim yıllar
Son akşama bıraktın her seferinde
Kabus gibi sınavlara hazırlanmayı
Götürdü hep doğruları yanlış cevaplar
Planlar yoğurmaktan yıprandı parmakların
Ondan çalamayışın hayalindeki sazı
Tüm zor başlangıçları yarınlara bıraktın
Sana bir şey öğretecek oysa yarınlar
Hayat bu, ertelenmez!
Gidip başkasına yar oldular hep
Sevip de bir türlü söylemediğin kızlar
Sen yeni düşler kurarken yatağında,
Hayallerini çaldı zalim hırsızlar
Sensiz gecelerde üşüdü sevdiklerin;
Sense terleyip durdun kaygıların koynunda
Paylaşmalıydın oysa, servetin yalnız bugün
Yarınlarsa meçhul, gelmedi daha
Alnında dünden emanet kırışıklıklar
Yaptıklarına dair pişmanlıkların izi
Yapamadıklarınsa birer mıhtır aklında
Çekip de gidenler unutulsa da biraz
Yaradır hep aramızda yaşanmadan kalanlar
Keşkelere yer yoktur hayatta ama
Keşke bildiğin kadar yapabilseydin
Haykırabilseydin haklı olduğun kadar
Haksız olduğundaysa, susabilseydin
Ve annene o gülü uzatmak için
Keşke o kadar çok beklemeseydin
Çünkü güller annelerin ellerinde güzeldir
Kimsesiz bir mezar taşında değil
İndir arada bir gökten bakışlarını
Bir kulak ver ne diyor, toprağa eğil!
Hayat bu, ertelenmez!
Ömründen çalarmış hep, yarını bekleyenler
Çaldığın sadece yarınlar değil
Bozdurup sıhhatini nakde çevirdin
Aksini yapacaksın ilerde muhtemelen
Şu yokuşu bir çıksan ne gam, ne keder
Belki tüm insanlığın elinden tutacaksın
Anlatma biliyorum, çok iyi olacaksın;
Düzen tutturuncaya dek yaşarsan eğer
Ama dedim ya dostum hayat ertelenemez!
Zamansız ve rötarsız gelecek bir gün ölüm
Susturacak sazları acı bir siren
Son bir fırsat şöyle dursun düşlerin için
İhtimal ki vaktin öyle bol olmayacak
Gözlerini kapamaya yetecek kadar
Donuk bakışların anlatacak tavana
Yapılacak ne çok işlerin vardı daha
Ve soluk teninden anlayacak görenler
Seni de üzermiş tutamadığın sözler
Üzülüp beklemekten fazlasını yap artık
Haydi bütün yüreğinle doğrul yerinden
Bir adım, bir özür belki de bir tebessüm
Ama ne olursun daha fazla bekleme
Ve bekletme daha fazla
Hayat bu, ertelenmez!