İnsanlar; duygu, düşünce ve isteklerini cümlelerle dile getirir. Cümleler ise sözcüklerden oluştuğu için sözcükler, dilin en önemli öğesidir. Sözcükler, çeşitli yönlerden incelenebilir.

Sözcükler, cümlede değişik görevler üstlenir. Sözcüklerin üstlendiği bu görevler, onların türünü belirler. Bir sözcüğün türünü belirlemek için sözcüğün cümle içindeki kullanımını görmek gerekir. Çünkü Türkçede bazı sözcükler, cümledeki kullanımına göre tür olarak değişkenlik gösterir. Örneğin “güzel” sözcüğünü ele alalım:

Yeni evini güzel tablolarla süsledi. Öğretmenimiz törende güzel konuştu. Çeşme başında bir güzel, kovasını dolduruyordu.
Yukarıdaki cümleleri incelediğimizde, “güzel” sözcüğünün, I. cümlede ad olan “tablo” sözcüğünü nitelediğinden, önad (sıfat); II. cümlede eylem olan “konuşmak” sözcüğünü belirttiğinden, belirteç (zarf); III. cümlede bir varlığı karşıladığından, ad (isim) görevinde kullanıldığını görüyoruz.
Yukarıdaki cümlelerde görüldüğü gibi, “güzel” sözcüğü, farklı cümlelerde farklı görevlerde kullanılabilmektedir. Bu farklı kullanımlar sonucunda sözcük türleri ortaya çıkar.

Türkçede sözcükler tür bakımından 8’e ayrılır:


  1. Ad ( Isim )
  2. Adil ( Zamir )
  3. Önad ( Sifat )
  4. Belirtec ( Zarf )
  5. Ilgec ( Edat )
  6. Baglac
  7. Ünlem
  8. Eylem ( Fiil )

Bu türler kendi içinde “ad soylu” (ad, adıl, önad, belirteç, ilgeç, bağlaç, ünlem) ve “eylem soylu” (eylem) olmak üzere iki ana gruba ayrılır. “Ad soylu sözcükler”le “eylemler”in farkını bilmek, sözcük türlerinin anlaşılmasında kolaylık sağlayacaktır. Şimdi ad ve eylem farkını görelim.

AD ve EYLEM FARKI

Eylemler; iş, oluş, hareket bildiren sözcüklerdir. Ad soylu sözcükler ise iş, oluş, hareket bildirmez; bir varlık ya da kavramı karşılar. Eylemlerle ad soylu sözcükleri ayırt etmemizi sağlayacak bazı yöntemler vardır:


  • Eylemlere mastar eki (-mek, -mak) getirilebilir.
  • Eylemlere olumsuzluk eki (-me, -ma) getirilebilir.
  • Eylemlere şimdiki zaman kipi eki (-yor) getirilebilir.

Ad soylu sözcükler ise bu ekleri alamaz. Böylece, bir sözcüğün eylem olup olmadığı kolaylıkla anlaşılabilir.
Masanın üzerindeki eski bir kitaptı, (ad) Öğrenciler, sınıfa doğru koştu, (eylem)
Birinci cümlede “kitap” sözcüğü bir varlığı karşıladığı için addır. İkinci cümlede “koş” sözcüğü yapılan bir işi karşıladığı için “eylem”dir. Ayrıca, “koş” sözcüğüne mastar eki (koşmak), eylem olumsuzluk eki (koşmamak), şimdiki zaman kipi eki (koşuyor) getirerek bu sözcüğün eylem olup olmadığını anlayabiliriz.
Yarın akşam toplantı varmış. Babam, köye bu sabah varmış.

Birinci cümledeki “var” sözcüğü “varmak, varmamış, varıyor” biçimlerinde söylenemediğinden addır, ikinci cümledeki “var” sözcüğü ise “varmak, varmamış, varıyor” biçimlerinde söylenebildiğinden ve “bir yere gitmek, ulaşmak” anlamını taşıdığından eylemdir.
Şimdi de birkaç örnekle bu konuyu pekiştirelim:
En çok sevdiği çiçek, güldü, (ad) Seyirciler, esprilere çok güldü, (eylem)Beni duygulandıran, o yaşlı gözlerdi, (ad) Annem, her akşam yolumu gözlerdi, (eylem)Kardeşi, kitap fuarlarını kaçırmayan bir okurmuş. (ad) Akşamları bir saat kitap okurmuş. (eylem)