Klasik yöntemlere göre Necromancer, yapmak istediği iş için çok çok önceden hazırlanır. Yaşayan insanların arasından uzaklaşır. Bazı durumlarda mezarlıkta yatıp, kalkmaya başlar. Hatta ölü eti
yiyenler olduğu iddiaları da vardır. Bu şekilde yaşayan dünya ve canlılardan uzaklaşıp, kendisini tam olarak ölüm vibrasyonlarıyla doldurduğuna, ölülerle aynı frekansa ayarlandığına inanır.



Zamanı gelince seçilen ölü gereken ayinlerle kaldırılır. Ondan gereken bilgiler alınır. Bunun için ölüye, iş bittikten sonra cesedinin yakılarak imha edileceği sözü verilir. Çünkü tekrar yaşayanlar dünyasına dönmenin ölüye büyük ızdırap verdiğine inanılır ve iş birliğine karşılık olarak, bir daha onu kimse kaldıramasın diye cesedi yok edilir. Tarihteki bir çok kral ve komutanın Necromancy yaptırttığı ve bazı durumlarda da düşman ordusunun durumu gibi bilgiler almak istediği bilinir.
Burada, hazır sırası gelmişken Dr. Dee bahsine kısa bir ara vererek Necronamcy’den biraz daha detaylı bahsetmemiz Avrupa Majikal uygulamalarını daha iyi tanımamız açısından faydalıdır.

NECROMANCY

Necromancy esas olarak bir kehanet yöntemidir. Ölüleri çağırarak veya gerçek anlamda kaldırarak yapılır. Bütün kehanet sistemleri içinde en tehlikeli olanıdır. Basit Nectomancy bir
Quija tahtası ile yapılır. Quija tahtası denilen aygıt üzerinde bütün harflerin, 0 ile 9 arasındaki sayıların ve birar tane de büyük “Evet” ve “Hayır” yazısı olan bir tahta parçası ile genellikle üçen şeklinde olan ve altında da rahat ilerlemesi için bilyeler bulunan küçük bir tahtadan oluşur. Yazılı Tahta masanın ortasına koyulur. Üzerine bırakılan üçgen şeklindeki bilyeli tahtanın üzerine de herkes bir parmağını koyar. Bu tahtanın kayarak gittiği harf ve sayılar kaydedilerek ruhlardan mesaj almaya çalışılır. Günümüzde bir çok kimse tarafından yapılan kahve fincanı ile ruh çağırma işleminin aynısıdır. Quıja tahtasının ismi “Vıya” şeklinde telaffuz edilir çünkü onun ismi, üzerindeki “Evet, Hayır” yazılarından gelir. Quija, Fransızca Evet ve Almanca Evet sözlerinin
telaffuzlarından oluşan bir isimdir (Vıy - Ya). Günümüzde basit bir olay, sadece bilinçaltı tezahürler ve ciddiyetsiz bir ruh çağırma yöntemi olarak kabul edilen bu yöntem Ortaçağ Avrupasında dehşet verici bir deney olarak kabul edilirdi. Bu basit Necronamcy uygulamasının haricindeki Karışık
Necromancy türleri ise mukaddesata hörmetsizliğin ve küfrün dehşetli ritüellerini ihtiva eder.
Günümüzde, bir medyumun transa girip, ölünden yakınlarına mesajlar nakletmesi şeklindeki, masum spiritüel seanslar haline gelmiştir. Necromancy'nin bu yönteminde kontak kurulduğu
iddia edilen ruhun gerçekten istenen kişi olduğuna dair hiç bir akılcı delil yoktur. Daha dehşetli seramoniler şüphesiz ki, Necromancer'ın emri ile bedenin gerçekten mezarından kalkmasıdır. İnanışa göre madde zincirinden kurtulan bir ruh geleceği önceden görebilir. Tevrat'a göre Endor büyücüsü, Kral Saul'a cevap vermesi için peygamber Samuel'’in ruhunu çağırmıştır. Necromancy ritüelleri için Necromancer ve yardımcıları uzun süre hazırlanırlar. Hazırlık süresince oruç tutup, meditasyon yaparak vakit geçirirler. Çevrelerinde de ölüm ve çürüme ile ilgili bir atmosfer oluştururlar. Cesetlerden soyulmuş kefenler giyerler. Bellerine kurukafalar asarlar. Işıktan uzak dururlar. Tuz ve benzeri, koruyucu manyetizmaya sahip olan herşeyden kaçınırlar. Eski Yunan ölüm tanrıçası Hecate'in kutsal hayvanı köpek olduğu için köpek eti yerler. Asıl merasim günün ilk saatlerinde mezarın yanında yapılır. Tabut açılır ve Necromancer ölünün yanına yatar. Bundan sonra da Necromancer gerekli çağrı ve hitabeleri okuyarak bir demonlar ve spirit'ler kalabalığını davet eder. Bu demonların içinde başlıca Hecate, tercih edilendir. Bu işlemler için en uygun ve uğurlu zamanın, dolunayın, ayın onüçüne tesadüf ettiği zamanlar olduğu kabul edilir. Ruha benedine girmesi ve neromancer'in sorularına cevap vermesi emredilir. Merasim bitirilip, istenilenler elde edilince ruha mükafaat olarak, bir daha aynı şekilde çağırılmaması için cesedi yakılır. Necromancy ritüellerinin başka bir şekli de Nercomancer'ın cesetle cinsel birleşmede bulunmasıdır. Bu işlemin de, spermler vasıtasıyla ruha hayat vereceğine inanılır. Necromancy merasimleri hakkındaki belgelerin içindeki en önemli rapor Lucan isimli bir Witch'in Pompey için yaptığı Necromancy'dir. Raporda Lucan, nasıl yaşayıp, cesetlerin arasında yattığını anlatır.

Merasim için yeni ölmüş bir askerin cesedi seçilir. Askerin boğazı ve akciğerleri hala bozulmamış
durumdaydı. Lucan, Kuduz köpek salyası, cesetlerle beslenen bir sırtlanın salyası, yılan derisi, çeşitli bitkiler ve âdet kanından oluşan bir iksir kaynatır ve askerin açık yaralarına döker. Bundan sonra bazı tanrı ve tanrıçalara seslenir. Ölünün rehberliğini yapması için Hermes'i, Hecate'i, Prosperine'i ve ölülerin ruhlarını Stix nehrinden geçiren kayıkçı Charon'u davet eder.


Bir başka Necromancy raporu da XIX. Yüzyılın ünlü Okültisti Eliphas Levi adıyla tanınan, Eliphas Louis Zahed hakkındadır. Levi, Tyana'lı Apollonius'u kaldırmaya teşebbüs etmiştir. Tevrat ayetlerindeki Endor büyücüsü Necromancy'nin bilinen en eski kaydıdır ve Necromancy bilinen en seki kehanet yöntemidir. Günümüzde de, Klasik Necromancy'nin hala pratik edildiğine dair bazı delilller vardır. İngiliz basınında sık sık, tahrip edilmiş mezarlarla ilgili haberlere rastlanır. Ayrıca Londra'nın Highgate mezarlığında çeşitli sebeplerden dolayı resmi olarak açılan mezarların bazılarında ölülerin rahatsız edilmiş olduklarına dair açık deliller görülmüştür. Necromancy'nin ana tehlikesi ruhun, kendisini çağıran Necromancer'a saldırmasıdır. Bundan başka ruh, merasimin yapıldığı yere sık sık uğrayarak sonunda bir mezarlık hayaleti halini de alabilir.