Simyanın tarihsel başlangıcı halen bulanık olsa bile, belirli simya inanç ve ritüelleri ile erken madenciler ve metalürjistlerin inanç ve ritüelleri arasındaki paralellikler açıktır. Bütün bu teknikler insanın dünyasal akışı etkileyebileceği fikrini yansımaktadır. Ana Toprağın rahminde saklı madeni cevherler, tanrıçaya ilintili kutsallığı paylaşıyorlardı. Çok erken bir devirde maden cevherlerin aynı ceninler gibi dünyanın karnında "büyüdükleri" fikriyle karşılaşıyoruz. Metalürji bu şekilde doğum mütehassıslığı özelliğini üzerine alıyor. Böylece, madenci ve metal işçisi yeraltı embriyolojinin gelişimine müdahale etmektedir. Maden cevherlerin gelişim ritimlerini hızlandırırlar. Doğa ile işbirlik yapmaktadırlar ve doğumun daha hızlı olmasına yardımcı olurlar. Kısacası, çeşitli teknikleriyle insan kademeli olarak zamanın yerini almaktadır: çalışmaları zamanın yerini geçmektedir.

Ateşin yardımıyla, metal işçileri maden cevherlerini ("ceninleri") metallere (yetişkinler) dönüştürürler. Bunun arkasındaki inanca göre maden cevherlerine yeterli zaman verildiğinde Ana Toprağın rahminde "saf" metallere dönüşürler, ayrıca "saf" metallere müdahalesiz olarak bir kaç bin yıl daha "büyümeleri" için zaman verildiğine onlar altına dönüşür. Bu tür inançlar birçok geleneksel toplumda yaygındır. M.Ö. 2. asır kadar eskilerde Çin simyagerler "adi" metallerin birçok yıl sonra "asil" metallere geliştiklerini ve sonunda gümüş veya altına dönüştüklerini belirtmişlerdir. Buna benzer inançlar Güney Doğu Asya toplulukları tarafından paylaşılmaktadır. Örneğin, Annamit'ler ocaklardaki altının asırlardır yavaş yavaş oluştuğunu ve aynı çok önce kazılsaydı altın yerine bronz bulunacağını inanırlar.

Bu inançlar batı Avrupa'da sanayi devrime dek sürdü. 17. asırda bir Batı simyager şöyle yazdı:

"Eğer tasarımlarının icrasında herhangi bir dış engel yoksa, Doğa her zaman üretmek istediğini tamamlar.. bundan dolayı, sadece Doğa yanlış yönlendirildiği veya aşıla geldiği yoluna girmesini engelleyen bir mani ile karşılaştığında ortaya çıkan kusurlu metallerin doğumuna kürtaj ve hilkat garibeleri olarak görmemiz gerekir. Dolayısıyla, sadece bir metal üretmek isterken, birkaçını üretmeye zorlandığını görür. Altın ve sadece altın onun arzularının meşru çocuğudur, çünkü sadece altın çabalarının gerçek ünüdür." (Eliade'den alıntı, 1978, sayfa. 50)