Ayak fırlatmalar:
Tarif edilegelen figür devamdayken musikinin hızlanmaya başladığı görülür. Oyuncular bu canlanışa göre figür değiştirmek zorunda kalırlar. Zira o figürün fazla kıvraklığa tahammülü yoktur. Ayak fırlatma figürü tempoca epey hızlanabilecek bir musikiye ancak hakkıyla yaraşabilir. Ayak fırlatmalar üç adım yürünüldükten sonra yapılır. Yarım sağa dönük durumdaki oyuncular önce sağ ayağı bir adım ileri atarlar, ikincide sol, üçüncüde sağ birer adım ileri yürütülür. Dördüncü zamanda sol ayak sağın yanına -yere basılacakmış gibi- getirildiği halde, basılmaz; hafif bir diz kırımıyla sağa yukarı fırlatılır. Aynı anda sağ ayağın da ökçesi - yine hafif bir diz kırımıyla - yere pekçe vurulur. Beşinci zamanda sol ayak sağın yanında basılır. Altıda, sağ ayak soldan yukarı fırlatılırken, sol diz hafif bir kırış yapılır. Yedincide, sağ ayak yerine getirilir. Sekizinci zamanda sol ayak tekrar sağa yukarı fırlatılırken, sağ diz hafifçe kırılır. Dokuzuncuda sol ayak tam sağın yanında getirilmeyip az bir şey soldan arkaya konur. Onuncu zamanda sağ ayak sola yukarı fırlatılırken halaycıların hafifçe gerilediği görülür. Bundan sonra sağ ayak fırlatılı vaziyetinden yerine getirilmez, bir adım sağa ileri atılır ve üç adım yürünüldükten sonra tarif edilegeldiği üzere devam eder. Yürüyüşle birlikte on zaman devam eden bu figürün muntazamca yapılması pek hoş bir manzara yaratır.
Geriye açılışlar:
Üç adımlık yürüyüşten sonra ayak fırlatılarak olunduğu yerde yapılan figür biraz devam eder. Musiki ilerleyip de Hoplatma notasındaki B işaretli yere gelinince, olunduğu yerde yapılan bundan önceki figürün ayak fırlatmaları bu sefer ekseriyetle her vuruşta yarımşar gerilenerek tekrarlanır. Geri gidişlerde daire genişlediğinden, oyuncu araları mesafelerde kolların gerginleşmesine yetecek kadar açıklaşma fazlalıkları h'sıl olur. Gerilenmenin belirli bir haddi yoktur.
El bırakmalar, diz vuruşlar ve el çırpmalar:
Üç adım yürüyüş ve geri açılış tarzlı figür birkaç defa tekrarlandıktan sonra musiki gitgide hızlanmaya koyulur. O aralık halaycılar el bırakarak üç adım yürüyüşten sonra olunduğu yerde yapılan ayak fırlatma figürünü tekrara başlarlar. Yalnız, ayak fırlatma hareketleri yerine diz vuruşlar geçer. Diz vurmalar çömelinmiş vaziyette yapılır. Önce sol dizden başlayan bu figürde sağ dizler yere vurulurken kuvvetli el çırpmaları da olur. Bu figürleri hep çömelik kalarak o vaziyette sıçramalı yürütüşlerle hiç durmadan sürdürdükleri de olur.
Hoplatma'nın son figürü:
Diz vuruşlardan sonra doğrularak ayak fırlatmalarına geçen halaycılar, artık coşmuşlardır. Musiki "Keçi Vurdum Bayıra" havasını alır, ki bütün oyuncuların heyecana kapılmasına bu kadarı pek yeter. Düz yürüyüşlü ilerleyiş her iki ayağı yerden kestiren sıçramalar hâlini alır. Sağ ayağın her fırlatılışında yapılan el çırpmaları kulaklarda çınlar. Bir ara eller omuzlara atılır. Bundan sonraki her ökçe vuruluşu yerleri sarsıyormuş hissini uyandırır. Bu da Abdurrahman Hoplatması'nın sonuncu figürüdür.
ACABAT:
Bu adı Hacabat şeklinde telâffuz ettikleri de olur. Rize bölgesi köy Horonlarından olup türküsü vardır:
Acabat'tır yolumuz
O bölgenin yalı köylerinde deniz hâtırası kokan şunun gibi türküler ayrıca işitilip Horona katılıverir:
Aşçı hala ayar ayar
Bir kepçe kor, iki sayar
Onun ile can mı doyar?
Heyamol, heyamol, helesa
Yelesa, heymeli hesa
Hesa hay...
Kısacık bir motifin baştan sona tekrarlanmasından ibaret havası iki vuruşlu ve çok canlıdır.
Acabat oyunu Maçka Horonu'yla yer değişir.
Prensip itibariyle Rize bölgesi oyunları o kadar canlı, cezbeli ve kemençecinin komuta isteklerine uyarak akıp giden öyle tetik Horonlardır ki, sabit figürlerinden söz etmek çoğu için imkânsızdır.
Acem Halayı
ACEM HALAYI:
Oymak Halayı da denilen bu oyun Çukurova'ya mücavir güney Türkmenleri arasında vardır. Adını eski bir göç yolu hâtırasından sakladığı sanılıyor.
AÇIK:
Bingöl bölgesinden Kiğı kazasının Halhal köyü gibi dolaylarında yürütülen oyunlardandır. Toplu ve seyrek olarak 2-8 erkek tarafından oynanır. Tamzara, Narı, Tek Ayak oyunları dizisindendir.
Açılsın Demir Kapı
AÇILSIN DEMİR KAPI:
Rize ve dolayının birli ve ikili oyunlarındandır. Köçek oyununu düşündürür. Çoğunlukla tek oyuncu tarfından yürütülür.Yüz seyircilere dönük olduğu halde daire çizme, arkadan yere kaykılıp yatma ve zaman zaman titreme, oyunun asıl gösterilerindendir. İrticalî görünüşüyle kadın oyunundan taklitçidir denilebilir.
Açkapı Oyunu
AÇKAPI OYUNU:
Safranbolu düğünlerindeki çengi oyunlarındandır. Atlamalı Zeybek oyunlarını andırırsa da, kendine has bazı tavırları dikkati çeker. Oyunda söylenen türkünün ikinci mısraları tekrarlanır. Ezgisi karcığar makamının seyrine uygundur.
Aç kapıyı ben geldim civanım aman
Sefâ geldin, hoş geldin ölüyon aman
El ediye, el ediye
Gara da gözler kül ediye
İlk iki mısra, oyuncuların karşılıklı titreşip çömelişmeleri ve çömelikken vücudun belden yukarısını iki tarafa eğe eğe ellerini başları üstünden çevirip yerde parmak burarak tempoya uymaları suretiyle başlar. Ancak, oyunculardan biri sağa eğilince öbürü sola meyleder. Böylece tekrar sağa ve sola vaziyet değişildikten sonra tetik davranışla yer değiştirerek ayağa kalkarlar. Son üç mısra tam bir Zeybek oyunu tartımına uygun nağmelerden ibarettir. O sebepten oyuncular hareketin heyacanına asıl şimdi kapılırlar. Vaziyetleri şöyledir. Göğüsleri ilerde olduğu halde, gözler bebek bebeğe bakacak surette başlar dik durur. Sağ dirsek sağ yana uzanıkken, sağ el omuz seviyesine kalkar. Sonra, yine bu kol dirsekten itibaren öne doğru kırılarak, aşağıya doğru kırık bilekle gelişigüzel bırakılır. Sol el ise hafifçe kırılıp bükülerek az geride bulundurulur. Ayak vaziyetlerine gelince; sağ ayak parmaklar üstünde, topuk yukarda ve diz kapağı dıştan yana bükük olur. Vücut bu ayağa bindirilmez. Sol ayağın tabanı yere basıktır. Vücut ağırlığı tamamen bu ayaktadır.
Oyuncular olduğu yerde kol ve kalça figürleriyle bir müddet oynadıktan sonra vücut birden sol ayaktan sağ ayağa yükletilir. Sol ayak yana fırlatılıp bir adım öne atılır, sonra da birinci vaziyete geçilir. Yana ayak atış hareketleri böylece tekrarlanır. Sonra, ansızın göğüs göğüse gelinir. Sağ ayaklar ileri atılmak suretiyle de diz kapakları tokuşturulur. Gövde sağa ve arkaya bükülerek hızlı bir dönüş yapılır. Bu şekil de birkaç defa tekrarlanır. Saz aranağmeye geçince diz çökme figürleri başlar.
Oyuncular, ayakları üstüne yaylanarak sıçraşır ve iki ayak üstüne düşüp akabinde (hemen ardında) de diz çökerler. Diz çöküş vaziyetinde yine hafifçe kalkar sağ diz kapağını - vücudu sola eğerek - yere vurur. Arkasından sol ayağı da aynı şekilde yere toslatarak ayakta yapılan dönüş figürünü diz çöküş vaziyetinde yerde tekrarlayıp ayağa kalkarlar. Bu oyundaki figürlere topluca "numara" denilip türlü adları vardır. Selamlaşma numarası, yan numarası, toplama numarası, ön numarası, atlama numarası gibi (Numara kelimesi Türkçe olmadığına göre, evvel zamanda başka bir tabir kullanıldığı muhakkaktır).
Açkapı oyunu çoğu zaman erkeklerce oynanmakla beraber, kadın düğünlerindeki çengilerden birinin erkek kıyafetinde oyuna katılmasıyla da yürütülebilir. Çünkü erkek ile kadının bu oyundaki durum ve figürleri farklıdır. Erkeğin daha vekârlı, heybetli, cesur sert, kadının ise nazik ve mahcup bir hâli olur. Bazı figürleri birlikte gösterdikleri halde bazılarında -hele atlamalarda - erkek ve kadın ayrı ayrı oynarlar. Oyunun parmak çıtlatmalarına aynı zamanda dilin damak şaklatmaları da tartımla katılır.
Açkapı oyununda söylenen türkülerden bazıları:
Çuha da yelek eklolur, ölüyon
Çirkin seven dertolur, yanıyon
Sever isen gozel sev, ölüyon
Gozel merhametlolur, yanıyon aman
Sen de yanuk, ben de yanuk
Sular akar buz bulanuk,
Eller uyur, ben uyanuk
-Aranağme-
Çuha da yelek eğmesi, ölüyon
Sol yanında düğmesi, yanıyon
Yine de gozüm seyreyor, yanıyon aman
Yakın y'rın gelmesi, yandım ben
Aman hanım, zârif hanım
Halın hatırın soralım
Anandan izin alalım
Bu gece bizde kalalım
-Aranağme-
Ay ışıktır varamam, yanıyon
Dile de destan olaman, ölüyon
Ay buluta girince, yandım ben
Bağlasalar duraman
Elim ***dı (kaydı) dilim ***dı
Ağam serhoş ne tez aydı
Hele yanuk olmayaydı
-Aranağme-
Bağlama, bozuk ve cura sazlarıyla yürütülen Açkapı oyunu, bazen de iki çiftin karşılaşması suretiyle dört kişi tarafından aynı ayaklarla oynanır.
Yukarıdaki notanın daha işlemeli başka bir sureti de neşredilmiştir; icrada çeşitlemelere pek elverişli düşen bir ezgidir.