PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Aşk gelirse kapıya inkar etmek ne fayda



Troya
10.Aralık.2015, 12:54
İnsan birine aşık olduğunu nasıl anlar? Daha önce hiç aşk yaşamamış biri, içinde bulunduğu duyguların aşk olup olmadığını nasıl tespit eder? Aşkın hem fiziksel, hem de ruhsal göstergeleri vardır.
Bilim adamları, fiziksel göstergeleri zaten belirlemiş. Vücudun salgıladığı hormonlar, insanda görünen bir takım değişiklikler yaratır.
Örneğen, aşık olduğunuz kişiyi gördüğünüz anda, elleriniz, boynunuz terler, dizleriniz titrer, kalbiniz daha hızlı atar, kanınız damarlarınızda daha hızlı dolaşır, vücut ısınız yükselir, kekelersiniz, muhakeme problemi yaşarsınız falan filan...
* * *
Bakın, İtalya’daki Pisa Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü uzmanları aşkın ‘somut’ halini belirlemek için bir araştırma yapmışlar. Aşık olduğunu söyleyen 20 öğrenciden kan örnekleri alınmış ve detaylı bir incelemeye tabii tutulmuş.
Sonuç olarak bu 20 öğrencinin kanındaki protein oranı, ‘aşık olmayanlar’a göre yüzde 40 daha az çıkmış. Kanda proteinin eksik olması, ‘serotonin’ hormonunun sinir hücreleri arasında dolaştığını ve beyni etkilemeye başladığını gösteriyor.
‘Serotonin’ (ki kendisine mutluluk hormonu da denir) beyindeki, cinsellik ve duygu algılamalarını sağlayan bölümleri etkiliyor. İşin Türkçesi, aşıksanız vücudunuzdaki serotonin hormonu dinç ve atak durumda oluyor.
Dinç ve atak ‘serotonin’ kandaki protein oranını düşürüyor. Sonuç olarak, aşk ‘ölçülebilen’ bir olgu. Çok emin olmak istiyorsanız, bir laboratuvara gidip kanınızdaki protein miktarını ölçtürün.
Aşık olup olmadığınızı anlarsınız.
* * *
Elbette aşkın, ruhsal göstergeleri de var ki, asıl onlar daha uzun sürüyor. Çünkü aşık olunduğunda vücudun salgıladığı hormonlar bir süre sonra normale dönüyor. Dönmezse insan ölür.
Evet evet, şaka yapmıyorum. İnsan aşıkken salgıladığı hormonları sürekli salgılarsa sadece 20 yıl yaşayabilir. Yani vücut, bu denli bir hormon salgılanmasını 20 yıldan fazla kaldıramıyor.
Öyleyse şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Aşkın kimyası biter, ama ruhu etkileyen kısmı baki kalır. Peki aşkın ruhsal göstergeleri nedir?
* * *
Birincisi özlemek... Aşıksanız özlersiniz, her anı onunla geçirmek istersiniz, yokluğuna bir dakika bile dayanamazsınız.
İkincisi istemek... Ya da arzulamak diyelim biz buna. Aşıksanız onu sürekli arzularsınız. Yo yo, aşk öyle masum bir duygu değil. ‘Aşksız **** olur ama ****siz aşk olmaz’ bunu unutmayınız...
Üçüncüsü beklemek... Hiçbir şeye sabrı olmayan insanlar bile aşk söz konusu olduğunda dünyanın en sabırlı insanı haline dönüşebiliyor. Kavuşma hayali insanı ayakta tutan en önemli unsur haline geliyor.
Dördüncüsü kıskanmak... ‘Aşırı kıskanç’ olanları ayrı bir kefeye koyduğumu bilin lütfen. Aşık insan kıskanır. Bu kıskançlığın ortaya çıkış şekli ya da dile getirilişi kişiden kişiye değişir ama sonuçta her aşık ‘ait olma’ ve ‘sahip olma’ duygularını mutlaka yaşar.
? ? ?
Bir konu daha var. Sevgi ile aşkın farkı... Sevginin içinde alışkanlık, toplumsal ve sosyal zorunluluklar, ekonomik bağımlılık ya da kişisel kaygılar da var.
Sevgi hormonal ve beyin merkezleri açısından ölçülebilir bir değişime yol açmıyor. Kadının ve erkeğin partnerlerini sevme koşulları birbirinden farklı olmakla birlikte, güvenilirlik, dürüstlük, yaşamı paylaşma yetisi, sorumluluk taşıma gibi unsurlar sevgiye gerekçe oluşturuyor.
Ancak bakınız, eşine ya da sevgilisine ‘sevgiyle’ bağlı olduğunu söyleyen insanlar arasında da bir araştırma yapılmış. Bu insanlardan yüzde 57’si ‘Eşimi aldatabilirim’ demiş.
Ama eşine ya da sevgilisine ‘aşkla’ bağlı olduğunu söyleyenlerde bu oran sadece yüzde 8. Ne demiştim? Aşık olan aldatamaz... Neyse, sevgi içinde ‘çıkar’ barındıran bir duygudur. En basit çıkar da ‘Sen beni sev ki ben de seni seveyim’ durumudur. Oysa aşkta böyle bir şey söz konusu değildir.