PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bildiğimiz Şarkıların Bilmediğimiz Hikâyeleri



BanderaS
26.Mayıs.2014, 15:49
http://sanatkaravani.com/wp-content/uploads/hotel-california-gazete-620x400.jpg


“Söylemek istediklerimi bir şarkı aracılığıyla anlatabilirim ve bu, kalın bir romandan çok daha güçlü olur.”
Morrisey’in de dediği gibi şarkıların gücü yadsınamaz bir olgudur.
Bu güçten kaynaklı olarak hepimizin hayatına ortak ettiği özel şarkılar vardır. Şarkıların her birinin kalbimize farklı dokunuşu, bizde başlattıkları özel bir hikaye mutlaka olmuştur. Ancak bu şarkıların bir de gerçek çıkış hikayeleri, kaleme alınışları, notalara ilk dökülüşleri vardır. -Bazıları rivayetlere dayanmakla birlikte- şimdi bahsedeceğim bu hikayelerin hepsi çok özel…




Haramiler – Mavi Duvar


duvarları maviye boyadım
maviyi çok seversin
…dalgalar dedi ki gelmeyeceksin
birden çıktım viraneden
koşa koşa indim kumsala
acı acı sövdüm sonra
yüzümü kırbaçlayan rüzgara
İkisi de doktor olan güzel bir çift, tatillerinin bir bölümünü adamın yazlik evinde geçirmeye karar verir. Kadın, “Sen önden git ve beni bekle” der. Adam, yazlığına gider ve yazlığı sevgilisinin zevkine uygun şekilde dekore eder ve sevgilisini beklemeye başlar. Bekler; ama kadın bir türlü gelmez. Adam, kadının evini arar ve evdekiler kadının yola çıktığını söyler. Bunun üzerine de acı haber gecikmez. Kadın, kendi arabasıyla yazlığa gitmek üzere çıktığı yolda trafik kazası yapıp hayatını kaybetmiştir. Adam, habere inanamaz ve hissettiği acıdan, sahile koşup rüzgara söver.




Tanju Okan- Kadınım


Eşyalar toplanmış seninle birlikte
Anılar saçılmış odaya her yere
Sevdiğim o koku yok artık bu evde
Sen
Kıyıda köşede gülüşün kaybolmuş
Ne olur terketme yalnızlık çok acı
Bu renksiz dünyayı sevmiştik birlikte


Sözleri Mehmet Teoman’a aittir. O dönemde Tanju Okan, bir kadınla beraberdir; ancak kadının ailesi, kadını Amerika’ya kaçırır. Bu olayın üzerine Tanju Okan, bitik bir vaziyette Mehmet Teoman’a gelir. Mehmet Teoman, arkadaşı Tanju Okan’ı yatırır ve gece on ikiden sabah altıya kadar bu şarkının sözlerini yazar. Şarkı sözlerine bir daha hiç dokunulmadan sözler, dinleyiciyle buluşturulur.



Cem Karaca- Tamir Çırağı


…Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
Arkası puslu aynamda taradım saclarımı
Gelecekti bugün geri arabayı almaya
O romandaki hayali belki gercek yapmaya
…Çekti gitti arabayla ekzozuna boğuldum
Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum
Ustam geldı sırtıma vurdu unut dedı romanları
İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları


Cem karaca, bu şarkıda Orhan Gencebay’ın çokça kullandığı “gariban” temasından esinlendiğini anlatır ve ekler: “Ama benim için sadece gariban değil, garibanın gariban kalış nedenleri de önemlidir ve garibanın aşktaki mutsuzluğu…”
Sözleri yarım saatte yazdığını belirten Cem Karaca, beste için ise şunları söylemiştir:
“Her şiir belli bir müziği de kendinde getirir. Sonrasında böylesi bir aşk hikayesini anlatan müziğin kolaylıkla akılda kalması gerektiğini saptadım. Ötesinde her şey kendiliğinden geldi.”





Barış Manço – Kol Düğmeleri


Hatırlarım bugün gibi sessiz geçen son geceyi
Başın öne eğik bir suçlu gibi bana verdiğin hediyeyi
İki küçük kol düğmesi bütün bir aşk hikayesi
İki düğme iki ayrı kolda bizim gibi ayrı yolda


Barış Manço, üniversite yıllarında bir kıza aşık olur. Kızı zar zor ikna ederek birlikteliklerine başlarlar. Sonra kız, Barış Manço’nun en yakın arkadaşına aşık olur. Ayrılırlar. Ayrılırken de kız, Barış Manço’ya bir çift kol düğmesi hediye eder. Yıllar sonra Ankara’da otelde kalan Barış Manço, Karanfil civarında yürürken kızla karşılaşır. Hiçbir şey söylemeden otele döner ve şarkıyı yazar.




Feridun Düzağaç- Buralardan Gitme


“Buralardan gitme
Buralar gitsin, sen gitme
Gitmek çözecekse…
Ve biri gidecekse…
Buralar gitsin, sen gitme…
….Sen gitme”


Feridun Düzağaç’ın hazır hissetmediği halde baba olduğunu ve o günlerde kendini daha yalnız hissettiğini söylemeleri üzerine en sonunda eşi, Almanya’ya gitme kararı alır. Böylelikle ikisi de bir süre yalnızlıklarını yaşayacaktır.
Büyük bir aşkla bağlı olduğu eşinin ayrılığı sırasında havaalanında bir anda şarkının bütün sözleri dökülmüştür sanatçının kalbinden.




Metallica – Nothing Else Matters


So close no matter how far
Ne kadar uzak olsak da çok yakınız


Couldn’t be much more from the heart
Daha yürekten olamazdım


Forever trusting who we are
Daima kim olduğumuza güveniyorum


And nothing else matters
Ve başka hiçbir şey önemli değil


James, bir gün elinde klasik gitarla telefonda konuşurken basit bir şekilde girişteki 4 tel arasında parmaklarını öylesine döndürür. Bu hoşuna gider ve telefonu kapatıp bu girişin devamını getiren notaları yazar.
Söz konusunda neyden esinlendiği sorulunca ise James, ”Tam olarak bilmiyorum; ama eski sevgilimin üzerimde bıraktığı etkiden kaynaklanıyor olabilir.” diyor.





Metallica- Fade to black


Life it seems, will fade away
yaşam öyle görünüyor ki solacak


Drifting further every day
gün be gün uzaklaşarak


Getting lost within myself
içimde kaybolarak


Nothing matters no one else
hiçbir şey önemli değil , hiç kimse


I have lost the will to live
yaşama isteğimi yitirdim


Simply nothing more to give
kalmadı verecek şeyim


1983 yılında ekipman ve sahne alet edevatıyla dolu kamyonlarının çalınması akabinde grup, sadece deri ceketleriyle ortada kalmıştır. Bu durumun ruh haliyle yazılan şarkı, içinde hem hüznü, hem de isyanı barındırır.



Hypnogaja – Here Comes The Rain Again


So baby talk to me like lovers do.
-Hadi bebeğim konuş benimle, aşıkların konuştuğu gibi.


Walk with me like lovers do.
-Yürü benimle, aşıkların yürüdüğü gibi.


Talk to me like lovers do.
-Konuş benimle, aşıkların konuştuğu gibi.


Here comes the rain again..
-Yine yağmur geliyor..


Raining in my head like a tragedy..
-Üstüme trajedi gibi yağıyor..


Karşılıksız bir aşkın trajik duyguları ve o anda yağan yağmur ile özdeşleşerek yazılmıştır.



Eagles – Hotel California


There were voices down the corridor,
Koridorda sesler vardı


I thought I heard them say
Sanırım onların şöyle dediklerini duydum


Welcome to the Hotel California
California Oteline hoşgeldiniz


Such a lovely place
Ne kadar hoş bir yer


Such a lovely face
Ne kadar hoş bir çehre


Plenty of room at the Hotel California
Birçok oda var otel california da
Hikayenin kahramanı olan adam çok uzun bir yoldan gelir ve dinlenmek için Hotel California’ya gider. Bir gün odasından çıkarken yan odasında kalan kadınla karşılaşır ve tanışırlar. İkisi de birbirlerine ilk anda aşık olurlar.
Tatil biter ve bu iki aşık ayrılmak zorunda kalırlar; ama adam kadından bunun bir yaz aşkı olmadığını kanıtlaması için bir şey ister. İstediği şey ise tam 1 yıl sonra tanıştıkları gün bu otelde buluşmaları olmuştur. Birbirlerine söz verirler ve tam bir yıl sonra tanıştıkları gün aynı otelde buluşacaklarını söylerler ve ayrılırlar.
1 yıl sonra o gün gelmiştir. Aşık adam, sözünü gerçekleştirmek üzere arabasına atlar ve Hotel California’nın önüne gelir. Fakat Hotel California bıraktığı gibi değildir. Karşılaştığı manzara simsiyah duvarlar ve yıkık bir harabedir. Yine de adam, tüm gün orada sevdiği kadını bekler; ama kadın gelmez. Sonra adam bu hotele ne olduğunu araştırır ve öğrenir ki bir önceki gün hotelde yangın çıkmıştır. Sevdiği kadının da ona sürpriz yapmak için bir gün önceden hotele geldiğini ve kadının o yangında hayatını kaybettiğini öğrenmiştir.
Grubun üyeleri bu hikâyeyi duyduğunda çok etkilenmiş ve bu şarkıyı oluşturmuşlardır.