PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Mide Kelepçesi



AfiFe
09.Mart.2014, 16:37
Mide Bandı (Mide Kelepçesi) Nedir?Mide Kelepçesi uygulaması ilk kez Amerikalı bir cerrah olan Dr. Kuzmak tarafından uygulanarak gündeme getirilmiştir. Uygulamanın esası yemek borusunun (özofagusun) hemen altındaki midenin üst bölümüne yaklaşık 15-20 cc hacim oluşturacak şekilde silikondan bir bandın (kelepçe) takılmasıdır. Daha basit bir anlatımla midenin kumsaati şekline getirilmesidir.Bu ameliyat restrüktif (mide hacmini kısıtlayıcı) bir ameliyattır. Kilo vermenin temeli mide hacminin küçülmesiyle fazla gıda alınamaması esasına dayanmaktadır. Kelepçe takılması sonucu oluşturulan küçük mide dolduğunda fazla gıda alımı mümkün olmamaktadır.
Kelepçenin en önemli özelliği iç yapısındaki hazneye sıvı verilerek şişirilebilme etkisinin olmasıdır. Böylelikle üstteki küçük mide ile alttaki mide bağlantısını sağlayan genişlik rahatlıkla ayarlanabilmektedir. Bunun avantajı, eğer kişinin yemek yemesi fazlaysa bu ayarlama yapılarak gıda alımı azaltılabilir, böylelikle kilo verme oranında artış sağlanabilir.
Bu ayarlama bandın bağlantı tüpünün ucunda olan bir rezervuar sayesinde olmaktadır. Bu rezervuar cilt altında kas tabakasının üzerine yerleştirilir. Böylelikle ameliyat sonrası bir iğne-enjektör yardımıyla içine girilip sıvı vermek kaydıyla bandın iç hacminde şişirilme yapılarak üst mideden alt mideye geçiş daraltılabilir.
Mide kelepçesi uygulatmayı düşünen hastalarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bu kişilerin yeme alışkanlıklarının irdelenmesidir. Özellikle sweet eater dediğimiz yüksek kalorili gıdalarla (dondurma, çikolata, tatlı v.d.) beslenme alışkanlığı olan kişilerin dikkatli olması gerekir. Çünkü bu tür gıdalar, hacmi küçük kalorisi yüksek gıdalardır. Dolayısıyla kelepçe takılı hastalarda kelepçe de ne kadar ayarlama yapılırsa yapılsın bu tür gıdaların alımı ve geçişi rahat olacağından kilo verme oranlarında düşme meydana gelecektir.
Bu ameliyatın en önemli avatajı uygulamanın laparoskopik yapılması ve hastanede kalış süresinin az olmasıdır (1 gün). İşe dönüş daha hızlı ve çabuk olmaktadır. Ancak ameliyat sonrası hastaların katı gıdalara geçiş için belli bir zamana ihtiyaçları vardır. Artık eskisi gibi bir yeme alışkanlığının devam ettirilmesi mümkün değildir. Bu ameliyat da kurallara uyulması çok önemlidir aksi taktirde uygulanan kelepçe de bir takım problemler yaşanabilir ve bu kilo verme oranını düşürür.
Kelepçe uygulaması sonrası yaşanabilecek en önemli problemler; kelepçeye karşı vucudun verdiği reaksiyon (çok nadir), kelepçenin mideye takılan yerden kayması veya pozisyonun da değişiklik olması, kelepçenin mide içerisine doğru ilerlemesi (çok nadir), rezervuarda enfeksiyon görülmesi şeklinde sıralanabilir. Bu gibi durumlarda bazen ikincil bir ameliyat gerekebileceği gibi kelepçe de çıkartılabilir.
SAĞLIK BAKANLIĞI UYARIYOR: CERRAHİ MÜDAHALE İLE OBEZİTE TEDAVİSİ OLMAZ (http://midekelepcesizararlari.blogspot.com.tr/2013/08/saglik-bakanligi-uyariyor-cerrahi.html)

Aşırı kilolarından kurtulmak için mide küçültme ameliyatına başvuranların sayısındaki hızlı artış nedeniyle Sağlık Bakanlığı, (http://www.blogger.com/null) cerrahi müdahalenin "obezite ile mücadele yöntemi" olmadığı konusunda vatandaşı uyardı. Cerrahi müdahale için 6 ayrı doktordan oluşan bir heyet karar verecek.

Aşırı kilolarından kurtulmak için cerrahi yöntemlere başvuranların sayısının hızla artması üzerine Sağlık Bakanlığı, cerrahi müdahalenin asla bir obezite ile mücadele yöntemi olmadığıkonusunda vatandaşı uyardı. Bakanlık, ayrıca 6 ayrı doktorun imzasıyla cerrahi müdahale yapılmasını kararlaştırdı.

MİDE KÜÇÜLTME MODA

Türkiye'de obezitedeki artış nedeniyle mide küçültme, kelepçeleme ve by pass işlemlerine olan ilginin hızla artması üzerine Sağlık Bakanlığı harekete geçti. Obezite ile Mücadele Daire Başkanlığı, obezitede yapılan cerrahi müdahaleler konusunda bir rapor hazırladı. Raporda, devlet hastanelerinin obezite cerrahisinde görevli doktorların, morbit obez (aşırı obez) olmayan hastaların dahi mide küçülterek zayıflayabilmek için kendilerine başvurduğunu belirtildi.

HEYET KARAR VERECEK
Raporda, cerrahi müdahalenin asla bir obezite ile mücadele yöntemi olmadığı hatırlatıldı. Aynı zamanda, obezite tedavisinde cerrahi müdahalenin masraflarının devlet tarafından karşılanması için, uzman heyet onayı ve bir sağlık riskinin olması şartının bulunduğu ifade edildi. Bakanlık ayrıca, 2017 yılına kadar cerrahi müdahalenin gerekli olduğu durumlara, sağlık kuruluşu bünyesinde oluşturulacak olan; cerrah, gastroenterolog, endokrinolog, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist heyetinin karar vermesi gerektiğini belirtti.

5 ADIMDA TEDAVİ

Obezite tedavisinde, 5 basamakta, tıbbi beslenme (diyet), egzersiz, davranış değişikliği, ilaç tedavileri uygulanıyor. Hasta diğer tedavi yöntemlerinden fayda görmezse son olarak mide balonu, kelepçe, bypass gibi cerrahi tedaviler uygulanıyor.

KADINLAR DAHA OBEZ

Sağlık Bakanlığı verilerine göre obezite oranı yıllara göre artıyor. 2008'de yüzde 15,2 olan obez oranı, 2010'da 16,9, 2012 yılında ise 17,2 şeklinde gerçekleşti. 2012'de yapılan araştırmada vatandaşların yüzde 34,8'i fazla kilolu, yüzde 44,2'si normal kilolu, yüzde 3,9'u ise düşük kilolu çıktı. Cinsiyet ayrımında bakıldığında ise, kadınların yüzde 20,9'unun obez ve yüzde 30,4'ünün fazla kilolu olduğu belirlendi. Erkeklerde ise bu oranların yüzde 13,7'sinin obez ve yüzde 39'unun fazla kilolu olduğu kayıtlara geçti.