PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Toprak Hukuku



Lontanie
23.Mart.2018, 22:52
Toprak Hukuku
Bir devletin sınırları içerisindeki toprakların mülkiyetini ve kullanılmasını düzenleyen hukuk dalına Toprak Hukuku denir. Arazilerle ilgili her türlü hukuki kuralları koyar ve uygulanmasını denetler. Toprak alım satımı, kira ya da rehin verilmesi gibi durumlar bu hukuk müeyyideleri ile düzenlenir. Tüm zaman dilimlerinde bir toprağa sahip olabilme hakkı kimsenin zarara uğramaması için belirli hukuki düzenlemeler gerektirmiştir. Fertlerin kendi aralarında ya da devlet ve kişiler arasında olan münasebetleri tamamını kapsayan bir hukuk dalıdır. Sadece toprağa sahip olmak değil o toprağın verimliliğinin artırılması ile ilgili tüm düzenlemeler de hukukun konusudur.
Cumhuriyet döneminde çiftçiyi topraklandırma kanunu çıkarılmıştır. Çiftçi haklarının korunması hakkında da bir takım kanun hükümleri yürürlüğe girmiştir. Çiftçiler topraklandırılırken, tarım okullarından mezun olanlar ve Tarım bakanlığınca tanınan okullardan mezun olup toprağı bulunmayanlara hak tanınmıştır. Bu hukuk dalı şekil ve maddi anlamda olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Şekil anlamda denildiğinde anlatılmak istenen, toprak üzerindeki ayni hakların mülkiyet hakkı, kurulması, kazanılması, kaybedilmesi ve devredilmesine ilişkin kurallardır. Maddi anlamda ise toprağın ekonomik yönden fonksiyonu, tahsis edilme durumu ele alınır.
Toprak Hukuku Hangi Hukuk Dalına Girer?
Aslında özel hukuka yakındır ancak içerisinde özel ve bağımsız niteliğe sahip bir karma hukuk barındırır. Bağımsız bir hukuk dalı olmasında en büyük etken bu alanın bağımsız yasal düzenlemelere de sahip olmasıdır. Bizim hukukumuzda sadece Toprak Hukukunu başlı başına ele alan bir yasa mevcut değildir bu nedenle çeşitli yasalarla iç içe ele alınmaktadır.
Cumhuriyet zamanına kadar olan hukuk ile Cumhuriyet sonrası ve günümüze kadar ulaşan hukuk farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle ayrı ayrı ele alınmaktadır. Toprak açısından da bu durum aynıdır. Cumhuriyet döneminden öncesine genel olarak bakılacak olursa özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde toprak mülkiyeti uygulanıyordu. Özel mülkiyet ile toprak tüm soy ve sülaleye ait sayılıyordu. Zaman içerisinde soy kısmı sadece aile mülkiyeti olarak değişti.
İslami açıdan topraklar Mülk topraklar ve mülk olmayan topraklar olarak iki ayrı şekilde ele alınmakta. Kişilerin özle mülkiyetlerine ait olanlara mülk denmekte. Bu topraklar üzerinde tek yetkili mercii kişinin kendisi. Diğerleri ise memleket topraklarıdır. Kuru menfaat hakkı devletin kullanma, mülkiyet hakkı kişilerindir. Yani kişilere devlet yararlanma hakkı sunmakla beraber bunlardan devlet için vergi almaktadır. Tarıma elverişli olmayan araziler ise boş arazi diye geçer kimsenin bu topraklar üzerinde mülkiyet hakkı yoktur.
Tarım Reformu ve Önemi:
Tarım Reformu bir tür sosyoekonomik yöntem paketidir. Özel mülkiyette bulunan tarım topraklarının paralı ve ya parasız olarak alınıp parçalanarak toprağı olmayan ya da az miktarda toprağı olan çiftçi ailelere verilmesi ile gerçekleştirilmiştir. Bu reform ile ekonomik anlamda kalkınma ve toplumsal açıdan huzur amaçlanmıştır. Siyasal amaç ise feodal ilişkilerin tasfiyesidir. Yani köylülerin sömürülmesinin önüne geçmek istenmiştir. Köylülerin toplumsal açıdan konumlarını iyileştirmek ve çiftçiliğe, üretime ve tarıma özendirmek en iyi amaçlar arasındadır. Toprak hukuku bu reformdan etkilenen tarafları da koruma altına alan kurallara sahiptir. Dar anlamda ele alacak olursak toprak reformu toprak dağıtmaktan ziyade tarım topraklarının verimli olarak işletilmesini, tarımsal üretimin artmasını, kaynakların korunmasını amaçlar. Hukuki açıdan reform ile dağıtılmış olan topraklar bölünemez ve başkalarına devredilemez ancak mirasçılar işletmeye devam edebilir. Bu şartlar yerine getirilmediği takdirde devlet bu topraklara tekrar el koyabilir şeklinde kanun hükümleri mevcuttur. Ayrıca bir yerin reform alanı olabilmesi için Bakanlar Kurulu tarafından uygun görülüp ilan edilmesi şarttır.