PDA

Orijinalini görmek için týklayýnýz : Bizans anýtlarý



SultanPinar
08.Þubat.2018, 10:47
Gotlar Sütunu (Eminönü)
Sarayburnun’da, Gülhane Parký’nýn içerisinde bulunan Gotlar Sütunu’nun ne zaman ve kimin adýna dikildiði kesinlik kazanamamýþtýr. Bizans tarihçilerinden Nikeforos Giegoras, kentin kurucusu Byzans’ýn heykelinden söz etmiþse de kaidesindeki Latince yazý, onlarýn yazdýklarý ile çeliþkilidir. Bu yazýtta “maðlup olan Gotlardan dolayý bu sütun dikildi.” Sözleri bulunmaktadýr. Prof. Dr. Semavi Eyice, yazýtýn Latince olduðunu belirttikten sonra, sütunun Romalý bir imparatorun Gotlara karþý kazandýðý zaferin ardýndan dikildiði düþüncesindedir. Sonraki yýllarda anýtýn üzerine Byzans’ýn heykelinin konulmuþ olabileceði gibi, zamanla gerçek kimliði unutulmuþ bir heykelin halk arasýnda Byzans sanýlmasý da olasýdýr .
Got Kýran unvaný almýþ Roma Ýmparatoru II. Claudius’un (268 - 270) Gotlara karþý Sýrbistan’ýn Niþ Þehri yakýnýnda kazandýðý zafer anýsýna dikildiði de düþünülmelidir; ancak II. Claudies’ Ýstanbul’a hiç gelmemiþ, kent ile de hiçbir baðlantýsý olmamýþtýr.
Bu bakýmdan sütunun O’nun adýna dikildiði düþünülmemelidir. Prof.Dr. Semavi Eyice, bu sütunun Gotlara karþý savaþan I. Theodosius’a (379 - 395) ait ve yazýttaki harf þekillerinin I. Constantinus (324 - 337) dönemi ile baðlantýlý olabileceðini sözlerine eklemektedir.
IV. yüzyýlda yapýldýðý sanýlan sütun üç basamaklý bir kaide üzerinde yekpare gövdelidir. Korint üslubunda bir baþlýkla sonuçlanan sütun 15 m. yüksekliðindedir. Ayrýca baþlýðýn
üzerinde bir kartala ait izler de görülmektedir. Kaidenin üzerinde bazý kabartmalar olduðu ve taþçý kalemi ile kazýndýðý izlerden anlaþýlmaktadýr.
Hipodrom Dikilitaþý (Theodosius Dikilitaþý) (Eminönü)
Ýstanbul’un en eski dikilitaþý Hippodrom’daki spinanýn üzerindedir. Yekpare mermerden olan bu anýt M.Ö. 1500 yýllarýnda III. Tutmosis adýna aþaðý Mýsýr’da Hiyeropolis’deki bir mabedin önüne dikilmiþti. Bu anýtý I. Constantinus’un (337-361) Ýskenderiyelilere yazdýðý mektupla bu taþýn Ýstanbul’a gönderilmesini istemiþtir.
“Gemileriniz Karadeniz’e çýkarken sizleri cömertçe karþýlayan ve beslenmesine yardýmcý olduðunuz bu þehrin güzelleþmesine katkýnýz olmasý için bu yekpare taþý yollamanýz yerinde olur”
Obeliskin Ýskenderiye’den ne zaman getirildiði kesin olmamakla beraber, büyük olasýlýkla 390 yýlý üzerinde durulabilir. Ýmparator Iulianus’un ölümünden sonra, uzun süre yerde kalmýþ ve kenti yeni baþtan imar eden I. Theodosius zamanýnda (379-395) Ýstanbul’a getirilerek Portus Novus (Kadýrga Limaný) veya Vlanga (Langa) limanlarýndan birisine býrakýlmýþtýr. Bizanslý ustalar limandan Hippodroma kadar bir yol hazýrladýlar ve üç günlük bir çalýþma ile obelisk getirildi, 32 günde bugünkü yerine dikildi. Ýmparator I. Theodosius’un (379-395) hazýrlattýðý 2.75 x 2.20 m. ölçüsünde, dört yüzünde de kabartmalar olan kaide üzerindeki dört bronz ayak üzerine obelisk oturtulmuþtur. Bugün 19.59 m. yüksekliðinde olan taþýn eski halinden daha uzun olduðu sanýlmaktadýr. Obeliskin alt kýsmý düzeltilirken hiyorogliflerden biri tam ortasýndan kesilmiþtir. Günümüze gelemeyen bu parçanýn taþýma sýrasýnda veya yerine dikilirken kýrýldýðý düþünülebilir. Ayrýca tepesindeki çam kozalaðý þeklindeki tepeliði 869 depreminde düþmüþtür.
Eski Mýsýr’ýn milli kahramaný olarak nitelenen, 18. sülale firavunlarýndan III. Tutmosis kazandýðý zaferlerin bir bölümünü obeliske þiirsel bir dille kazýtarak ölümsüz olmayý istemiþtir.
Kuzey cephe: ”Gizli ve mukaddes ismin her tecellisini her feyzini mazhar olan Amor mabuduna nezrini büyük bir aciz içinde sunarak ve ondan yardýmlar dilenerek güneyin dostu, dinin nuru, iki kutrun sahibi kudretli, melik memleketinin hududunu Mezopotamya’ya kadar götürmeyi azmetti.”
Güney-Batý cephe: ”Güneþin doðduðu sýrada malik olduðu altýn renkleri aleme yayan Horis’in verdiði kuvveti, serveti, þiddetli, mehabeti taþýyan yukarý ve aþaðý Mýsýr hükümetlerinin tacýna sahip olan ve bizzat güneþ tarafýndan seçilmiþ bulunan Melik bu eseri babasý Ra için yaptýrdý.”
Güney cephe: ”Mabud Horis’in lütfuna mazhar olan ve güneþin oðlu lakabýný taþýyan aþaðý ve yukarý Mýsýr’ýn hükümdarý bulunan Melik kudret ve adaletle bütün ufuklara nur saçtý. Ordusunun önüne geçti. Akdeniz’de dolaþtý, bütün dünyayý maðlup etti. Hudut memleketi Naharin’e kadar tevsi etti. Mezopotamya’ya azimle gitti, büyük savaþlar yaptý.”