PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Receb Ayında Yapılması Tavsiye Edilen Nafile İbadet ve Güzel Ameller (IV)



AkyaziLi
07.Nisan.2017, 18:01
http://www.turkishny.com/images/stories1177/headlines/0704-recebayi.jpg

Bu bölümde, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) ifâdeleri ile; “Evvâb’ın ; her amelini Allah’ın koyduğu hudûd ve ahkâma riâyet ederek yapan, Allah’ın rızâsını kazanmak için çalışan sâlihlerin, hatâlarını anlayıp Allah-ü Teâlâ’ya çok istiğfâr eden, duâ ve niyâzda bulunan iyi kullarınNamazları olan; Teheccüd, Duhâ ve Evvâbin Namazlarının fazîlet ve önemleri üzerinde durmaya çalışacağız.

TEHECCÜD NAMAZI VE SEVABININ BÜYÜKLÜĞÜ
Teheccüd Namazı diğer adı ile, Kıyâmül-Leyl veya Gece Namazı; Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.): “Habîbim! Sana mahsûs fazla bir Namaz olarak, gece uykudan kalk da Kur’ânla Teheccüd kıl”. Âyet-i Kerîmesi ileemredilmiş, O’na (s.a.v.)mahsûs olmak üzere vâcib kılınmış, ümmet-i Muhammed için ise; bir mecbûriyet olmadığı halde Allah’a yakın olmak için yapılan bir nâfile ibâdet, kılınması önemle tavsiye edilen bir Namazdır.
Cenâb-ı Hakk, Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) Tehedccüd Namazını Kitâb-ı Kerîminde şöyle emir buyurmuştur. “EyHabîbim! Sana mahsûs bir nâfile (şânını yüceltecek, dereceni yükseltecek fazla bir) Namaz olmak üzere, gece uykudan kalk da Kur’ânla (Namazında Kur’an okuyarak) Teheccüd kıl.
Rabbin’in, Seni bir Makâm-ı Mahmûd’a (âhiretteki şefâat makâmına, orada evvelkilerin ve sonrakilerin hepsinin senden şefâat bekleyecekleri pek yüce bir makâm’a) göndermesi yakındır.” (El-İsrâ: 79)
Teheccüd Namazı; Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hiç terketmediği, hastalığı sebebiyle gece kılamadığı zaman ise, onun yerine gündüz on iki rek’at olarak kıldığı, sevâbı hududsuz olan pek mühim bir Namazdır.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Medine-i Münevvere’ye teşriflerinde Medine’lilere yaptığı ilk tavsiyeleri: “Ey İnsanlar! Selâmı yayınız. Aranızda Allah’ın salâmı ile selâmlaşınız. Açları doyurunuz, yemek yediriniz. Akrabalık bağlarınızı koparmayın, güzelce devâm ettiriniz.Ve: Gece insanlar uyurken kalkıp, uyumayan Yüce Allah’ın huzûruna yöneliniz! Teheccüd Namazı kılmaya devâm ediniz. Böyle yaparsanız,Allah’ın selâm evi olan Cennet’e selâmetle girersiniz.” olmuştur.
İrfan ve hikmet ehli İslâm büyükleri, bu Peygamberî müjdeden mülhem olarak: “Allah’ın selâm evi olan Cennet’e selâmetle girmek için, gece insanlar uyurken kalkmalı, uyumayan Yüce Allah’ın huzûruna yönelmeli, Teheccüd Namazı kılmaya devâm edilmel” demişler,ayrıca; gece Namazına devâm edenlerin duâları makbul, yüzleri nurlu ve Allah katında dereceleri yüksek olur.” buyurmuşlardır.
Hazret-i Ebî Hüreyre ve Enes radıyAllahü anhümâ’dan rivâyet olunduğuna göre; Âlemlerin Efendisi, Peygamber Efendimiz (s.a.v) Teheccüd Namazının önemi ve savâbının büyüklüğü hakkında şöyle buyurmuşlardır.
“Farz Namazlardan sonra en fazîletli Namaz gece Namazıdır. Kişi gece uyanıp hanımını da uyandırsa ve iki rek’at Namaz kılsalar; Allâh'ı çok zikreden erkeklerden ve çok zikreden hanımlardan yazılırlar.
(Ahzâb Sûre-i Celîlsinde: “Ey İnananlar! Ey şeref-i İmân ile müşerref olan ehl-i îman. Allah’ı zikr-i kesir ile zikrediniz.” (Ahzâb: 41)buyurularak Allah’ı çok zikretmek inananlara emredilmiştir. Evliyâullah’ın büyüklerinden Bayezid-i Bestâmî (k.s.) Hazretlerine bu Âyet-i Kerîmenin mâ’nâsı sorulmuş: “Zikr-i kesir yâ’ni Allah’ çok zikretmek demek: Merkezi iki kaşın arası olan nefsi ya’ni alnını büküp Letâif’e bağlanmak sûretiyle kalbin dünyâya âit her şeyden arınmış bir şekilde Allah Allah diye çarpması dır ve en büyük ecirdir” cevâbını vermiştir.)
Ey Allah’ın Kulları! Gece ibâdetine (Teheccüd’e ***ret ve) devâm ediniz. Zîrâ o günâhlara keffârettir ve sizden önceki sâlih kişilerin âdetidir. Gece ibâdeti, dilden ve diğer bütün bedenden fenâlığı çıkarır. Rabbiniz’e yaklaşmağa, günâhların silinmesine, günâh işlemekten uzak kalmağa sebeptir.
Sizden biriniz (gece) uyuyunca şeytan onun boynuna üç düğüm düğümler. Her düğüm (yerine) “Senin için uzun bir gece vardır, rahat uyu” diye (rek eliyle) vurur. O kimse uyanıp Allâh’ı zikrederse, bir düğüm çözülür. Abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Namaz da kılarsa, şeytanın düğümlerinin hepsi çözülür. Artık o Teheccüd sâhibi düğümü çözük, gönlü hoş ve neşeli bir halde Sabaha girer. Fakat zikretmez ve Abdest alıp Namaz kılmazsa gönlü kirli ve uyuşuk bir halde Sabaha girer.

http://www.turkishny.com/images/stories/date/040717/islam-ve-hayat/040717-receb-aynda-yaplmas-tavsiye-edilen-nafile-ibadet-ve-guzel-ameller-iv-1.jpg
Kim gece Namazını kılmaya devâm eder ve Namazında ihlâslı olursa, Allâh-ü Teâlâ ona dokuz şey ikrâm eder ki, beşi dünyâda, dördü âhirettedir.
1- Dünyâ âfetlerinden muhâfaza eder.
2- Onda “Yüzlerindeki alâmetleri, secdelerinin eseridir...” meâlindeki (Fetih: 29) Âyet-i Celîlesinin sırrını zuhûr ettirir.
3- Onu sâlih kullarının kalblerine sevdirir.
4- Onu bütün insanlara sevdirir.
5- Lisânını (yalandan muhâfaza buyurarak) hikmetle konuşturur.
6- Kıyâmet günü kabrinden yüzü ak ve nûrlu çıkarır.
7- Hesap gününde ona hesâbı kolaylaştırır.
8- Dünyâ hayâtının bütün kayıtlarının tutulduğu amel defterleri dağıtılırken kitâbını (amel defterini) sağından verdirir.
9- Sırât üzerinden şimşek gibi geçirir, sâlimen Cennete kavuşturur.
ÜMMETİME ZOR OLACAĞINI BİLMESEYDİMONLARA TEHECCÜD’Ü MECBÛRÎ KILARDIM
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hakkında:“Cennet gençlerinin efendisi, iki gözümün nûru” buyurduğu sevgili torunu Hazret-i Hasan (r.a.)'dan rivâyet olunduğuna göre; Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır.
“Gecenin son bölümünün ortasında, Âdem oğlunun kıldığı iki rek'at Namaz, dünyâ ve dünyâdakilerden hayırlıdır.
Ümmetime zor olacağını bilmeseydim, onlara "Teheccüd'ü" mecbûrî kılardım. Allah o erkeğe rahmet eylesin ki; gece (Teheccüd'e) kalkar, Namaz kılar. Sonra âilesini de uyandırır da onlar da Namaz kılarlar. Ve Allah o kadına da rahmet eyliye ki, Teheccüd'e kalkar, Namaz kılar, sonra kocasını da uyandırır. O da Namaz kılar”.
Ümmül-Mü’minîn Hazret-i Âişe-i Sıddîka (r.a.) Vâlidemiz anlatıyor.
Allah'ın Rasûlü, Fahr-i Kâinât Efendimiz (s.a.v.) Teheccüd'e kalkmayı hiç bırakmazlardı. Hastalık veya halsizlik durumunda (yorgunluk ve uykusuzlukdan dolayı bitkin vaziyette olup ayakta kılamadığı zamanlarda) oturarak kılarlardı. Şâyet hastalık veya bir sebeble gece Teheccüd kılamamış ise, gündüz (onun yerine) on iki rek'at Namaz kılardı."
Teheccüd Namazının önem ve fazîletini anlatmak bakımından bu Hadis-i Şerif bile, başlı başına yeter, yeter de artar bile.
Teheccüd Namazının vakti, Öğle Namazının vakti gündüz hangi saatte girerse, gece o saatte başlar, imsak kesilinceye kadar devâm eder. Meselâ: gündüz Öğle vakti saat 12’de ise; gece saat 12’ de Teheccüd vakti giriyor demektir, o vakitten imsak kesilinceye kadar olan vakit arasında Teheccüd Namazı kılınabilir. Ancak, gece Namazının (Teheccüd’ün) en fazîletli vakti, uyuduktan sonra kalkarak gecenin son üçte birinde kılınmasıdır.
Teheccüd Namazı; iki rek’atte bir selâm verilerek kılınır. En azı iki rek’at, ortalaması (uygun olanı ise) 6 rek'at dır. Ancak, 8,10, 12 rek’at olarak da kılınabilir.
Teheccüd Namazının; iki rek’atte bir selâm verilerek kılınacağı husûsunda Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.) Hazretlerinin rivâyet ettiği: “Rasûl-ü Ekrem ve Nebiyyi Muhterem Efendimiz (s.a.v.) Teheccüd Namazını iki rek'atte bir selâm vererek kılarlardı." Hadis-i Şerifi inananlar için önemli bir delildir. Bu sebeple; iki rek’atte bir selâm verilerek kılınması önemli dir ve Sünnet-i Rasûl’e (s.a.v.) uygun olur.
DUHÂ VE İŞRÂK NAMAZI:
Duhâ Namazı, güneş doğduktan 45 dakika sonradan öğle Namazı vaktine 45 dakika kalıncaya kadar olan zaman içerisinde, iki rek’atte bir selâm verilerek 6 rek'at olarak kılınır.
Teheccüd Namazı gibi Duhâ Namazı da Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) emrolunmuş bir nâfile Namaz idi.
Bu ifâdelerin delîli;İbn-i Abbas radıyAllahü anhümâ'nın: “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Bana "Kurban" Farz kılındı. Halbuki size Farz edilmedi. Ben "Duhâ" Namazı ile emrolundum, siz ise onunla emrolunmadınız." Buyurdular” diye rivâyet ettiği Hadis-i Şerifdir.
Bu hususda, Hazret-i İkrime'nin (r.a.) rivâyeti de şöyledir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Üç şey bana Farz, size nâfile’dir. Vitir, Duhâ Namazı'nın iki rek'ati ve Kurban kesmek" buyurmuşlardır.
İKİ REK’AT DA OLSA DUHÂ NAMAZINI GEÇİRME
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Medine-i Münevvere hayâtı boyunca her zaman en yakınında ve hizmetinde bulunma şerefine sâhib olan Hazret-i Enes (r.a.) anlatıyor.
Sekiz yaşımdayken Rasûlüllah’a (s.a.v.) hizmet etmeye başladım. Rasûl-ü Ekrem Efendimiz’in (s.a.v.) bana ta’lîm buyurduğu ilk şey; Abdest almayı ve Namaz kılmayı öğretmek oldu. Ve sonra şöyle buyurdular:
“Ey Enes! Namaz için Abdestini güzel al. Böyle yaparsan Hafaza Melekleri seni sever, ömrün de uzun olur.
Ey Enes! İki rek’at (da olsa) Duhâ Namazını geçirme. Çünkü o çok tevbe edenlerin Namazıdır. Duhâ Namazından iki rek'at, Allah yolunda kabul olunmuş bir Hacc ve bir Umre'ye bedeldir.
Ey Enes! Bir kimse Sabah namazını Cemaatle kılsa ve sonra güneş doğuncaya (işrâk vaktine) kadar Allahîn zikri ile meşgul olarak otursa, sonra iki rekâat Namaz kılsa, tam tam bir Hacc ve Umre sevâbı alır.
Ey Enes! Gece ve gündüz çok (nâfile) Namaz kıl. Sen Namaz kıldığın müddetce, Melekler de sana istiğfâr ederler.” buyurdular.
Duhâ Namazı da,iki rek’atte bir selâm verilerek kılınır. En az’ı iki rek’at, ortalaması (uygun olanı ise) 6 rek'at dır.Hazret-i Enes’in (r.a.) rivâyet ettiği: “Rasûl-ü Ekrem ve Nebiyyi Muhterem Efendimiz (s.a.v.) Duhâ Namazını altı rek’at olarak kılarlardı." Hadis-i Şerifi bizim için delildir.
Ümmül-Mü'minîn Hazret-i Âişe-i Sıddîka (r. anhâ): Rasûl-ü Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem (s.a.v.): “Duhâ Namazını (en az) dört rek'at olarak kılarlardı. Ve Allah nasîb ettiği (vakti müsâit olduğu zaman, mümkün olduğu) kadar artırırlardı." diye haber vermişlerdir.
DUHÂ VE İŞRÂK NAMAZI KILMAYA DEVÂM ETMENİN KAZANDIRACAKLARI
Hazret-i Ebî Zerr (r.a.) anlatıyor.Fahr-i Kâinât aleyhi ekmelüt-tahıyyât-ü vet-teslîmât Efendimiz bana;
Yâ Ebâ Zerr: "Duhâ Namazını iki rek'at kılarsan gâfil (Allah’a karşı şükür vazîfesinin ihmâl eden, dikkatsiz davranan, ilerisini iyi düşünmeyen, tenbel) lerden sayılmazsın. Dört rek'at kılarsan "muhsin" (Allah’ı görmediği halde görür gibi ibâdet eden iyilerden, inanmış olmanın kemâl noktasında bulunanlardan) yazılırsın. Altı rek'at kılarsan "kâmilîn" (olgunlaşmış, tam edeb sâhibi, kulluk vazîfelerini hakkıyla yapan ermişlerden) yazılırsın. Sekiz rek'at kılarsan "fâizîn" (kurtulan, murâdına ulaşan, Allah’ın rızâsını kazanıp Cennet’i ve Cemâl-i İlahî’yi hakedenlerden ) yazılırsın.
On rek'at kılarsan, sende o gün günâh tutunmaz. On iki rek'at kılarsan senin için Azîz ve Celîl olan Yüce Allah Cennet'de bir köşk yapar". Buyurdular.
Hazret-i Muaz İbn-i Cebel (r.a.) anlatıyor. Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.): “Bir kimse Sabah Namazını kılar, Namaz kıldığı yerde işrâk vakti girinceye kadar oturur (güneş doğduktan sonra 45 dakika geçinceye kadarevrâd-ü ezkârla- okunması âdet olunan Duâ ve zikirlerle meşgul olur) sonra, iki rek'at işrâk Namazı kılarsa, deniz köpüğü kadar da günâhı olsa, mağfiret olunur”. Buyurdular.
Allah’n Rasûlü, Muhbir-i Sâdık olan Peygamberimiz (s.a.v.)Hazret-i Ebî Hüreyre (r.a.)’nin rivâyet ettiği başka bir Hadis-i Şerifde şöyle buyurmuşlardır. “Size şu ümmetden kazanç talebinde en sür’atli ve ganîmet payı en yüksek olan kimseyi haber vereyim mi? O öyle bir kimsedir ki, evinde Abdest alır ve Abdestini de güzelce alır. Sonra Mescide gider. Orada Sabah Namazını cemâatle kılar. Sonra Duhâ veya İşrâk Namazına kadar orada kalır. İşte bu kazanç talebinde en sürâtli ve ganîmetden de en büyük paya nail olan kimsedir. Kim İşrâk Namazı ile berâber, iki rek'ât Duhâ Namazı kılmaya devâm ederse, günâhları deniz köpüğü kadar olsa da, mağfiret olunur. (günâhları sevâba tebdil olunur). Bu sebeble; Ârif-i billah olan Allah dostu âlimler: “Duhâ Namazını kılmaya çok önem vermişler, her şartda kılmaya ***ret etmişler ve inananlara da önemle tavsiye edip teşvîk etmişlerdir.
Duhâ Namazı kılmaya devâm edenler, Cenâb-ı Hakka karşı yerine getirmekle yükümlü oldukları şükür borclarını ödemiş olurlar ve dünyâ’da rızık darlığı ve sıkıntısı da çekmezler. Duhâ Namazında yüz hasene (sevâb, İlahî ihsan) vardır. Cenâb-ı Hakk bunun yetmiş beşini dünyâda, yirmi beşini ise âhirette verir.” buyurmuşlardır.
EVVÂBİN NAMAZI:
Evvâbin Namazı; Akşam Namazından sonra iki rek’atte bir selâm verilerek kılınan çok önemli bir nâfile Namazdır.
Evvâbin Namazı da; Teheccüd ve Duhâ Namazı gibi iki rek’atte bir selâm verilerek kılınır. En az’ı iki rek’at, ortalaması (uygun olanı ise) 6 rek'at dır.
Hazret-i Me'kûl radıyAllahü anh anlatıyor. Ben Allah'ın Rasûlü'nden (s.a.v.) şöyle duydum. "Bir kimse Akşam Namazından (Farz ve Sünneti kıldıktan) sonra, (dünyâ kelâmı) konuşmadan iki rek'at (nâfile Namaz- Salât-ül- Evvâbîn) kılarsa, onun Namazı ılliyyîn’de (Melekler katında, semâ âleminin en yüksek tabakasında) yazılır". Buyurdular.
İrfan ehli, Allah dostu âlimler: “Evvâbin Namazında da yüz hasene (İlâhî ihsan) vardır. Cenâb-ı Hakk bunun yetmiş beşini âhiret’de, yirmi beşini ise dünyâda verir. Evvâbin kılmaya devâm edenler, biiznillah kabir azâbı ve mahşer sıkıntısı çekmezler.” buyurmuşlardır..
Ey Yüce Rabbimiz! Bizlere, neslimize ve bütün ehl-i imân’a son nefesimize kadar, son nefesimiz dâhil, her nefeste Îmân, Hidâyet ve Sırât-ı Müstakîmin üzere bulunmayı, erzel-i ömre düşmeden râzı olacağın ameller yaparak yaşamayı nasîb eyle. Ömrümüz hitâma erdiğinde, kâmil bir îmanla teslîm-i ruh ederek Cennet ve Cemâlinle müşerref kılacağın bahtiyar kullarından olmayı nasîb eyle.
Mübârek gün ve geceler ve sevdiklerin hürmetine; milletimize, memleketimize, İslâm ve insanlık âlemine huzur ve sâadetler ihsân eyle. Hidâyetten mahrûm olup nasîbi olanlara hidâyet nasîb eyle...
Ey Rabbimiz!, İçinde bulunduğumuz mübârek gün ve geceler hürmetine! Kâinâtı yüzü suyu hürmetine yarattığın, Leyle-i Mi’Rac’da huzûruna dâ’vet edip Cemâlinle müşerref kıldığın Habîb-i Edîb’in Efendimiz (s.a.v.) ve bütün sevdiklerin hürmetine! Duâ ve ibâdetlerimizi, hatâ ve kusurlarımıza bakmadan, Dergâ-ı Izzetinde en güzel şekilde kabûl eyle...
Ey Rabbimiz!, Süphesiz ki Sen kimi cehenneme koyarsan onu muhakkak perişân edersin. (Hesâp gününda) Zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur.
Ey Rabbimiz!, hakîkaten bizler, Rabbinize îmân edin diye îmâna dâ’vet eden bir dâ’vetciyi (Peygamber aleyhis-selâm’ı) işittik ve îmân ettik.
Ey Rabbimiz!, Sen de bizim günâhlarımız bağışla, kötülüklerimizi (kusurlarımızı) ört ve ruhlarımızı iyilerle berâber al.
Ey Rabbimiz!, Bize Peygamberlerin (aleyhimüs-selâm) vâsıtasıyla vâ’dettiklerini de ikrâm eyle, hesap gününde bizi rezîl etme. Şüphesiz Sen vâ’dinden dönmezsin...
Ey Rabbimiz!, Bize dünyâda da güzellik ver, âhirette de güzellik ver.(Rahmetinle) bizi cehennem azâbından koru.
Ey Rabbimiz!, Hesâb günü geldiği zaman, bize mağfiret eyle (günâhlarımızı bağışla). Anne babamızı ve Mü’minleri de mağfiret eyle”. Âmin…